25 Mart 2014 Salı

SEÇİMLERE GİDERKEN SON AKLISELİM ÇAĞRISI / BEDRİ BAYKAM / 25 Mart 2014 tarihli Cumhuriyet makalesi..



             Sona saklayacağımıza, sorumuzu baştan soralım: Farz edelim 4 gündür çölde kaybolmuş aç, susuz ve de hasta geziyorsunuz; karşınıza bir şişe su çıktı. O anda kalkıp
"Bu suyun demiri, çinkosu az mı, acaba bayat mı?" diye tereddüt edecek haliniz olabilir mi? Hemen orada kana kana içersiniz. İleride de daha iyisine rastlarsanız ve hala canlıysanız içmeye devam edersiniz! İşte bu yüzden hala "Ben şunlardan rahatsızım, CHP'ye oy vermem" deme şansımız da yok!
           Kritik 30 Mart seçimlerinden önceki, sizlerle olan bu son buluşmamıza son derece önem veriyorum. Başbakan'ın ülkeyi git gide daha da çok gerdiği şu günlerde Twitter'ın kapatılması, Türkiye'de zaten yerle bir olan iktidarın prestijini daha da alt seviyelere düşürdü. Aleviler’e, sanal medyaya, kadınlara, aydınlara yönelik provokasyonlar yetmedi, pazar günü iş Suriye uçağını düşürüp savaş çıkarma provasına kadar geldi! Bu arada hepinize hatırlatırım ki bugün ayın 25’i. Yani internette bugün RTE’ye karşı hangi müthiş dosya patlayacak, herkes kadar ben de merak ediyorum. Başbakan'ın artık kimyası bozuldu ve çaresizliği onu her gün daha da kabul edilemez tavırlar sergilemeye itiyor! Halk artık "
illallah" dedi…
             İşte bu ortamda, 30 Mart seçimleri geldi çattı. Türkiye'de demokrasinin yaşamasını isteyenlerin büyük beklentileri var. Bizi kurtaracak tek formül, tarihin hazin sayfalarından ders alan muhalif kitlenin oylarını tek sepette toplayıp güç birliğini sağlaması. Peki, hangi gerçekle karşı karşıyayız? Hala birçok küçük muhalif parti, akıl almaz şekilde AKP'yi rahatlatmak istercesine bu yarışa katılarak Ana Muhalefet Partisi’nden oy çalmakla meşguller! Her biri işi gücü bırakmış, bu süreçte sabahtan akşama kadar CHP'yi hedef alan açıklamalar peşindeler. Şaka değil, kabus gibi!
Bazen tek oyla dev seçimlerin bir yana yahut diğer yana kayabildiği bir ortamda, Türkiye Cumhuriyeti varoluş mücadelesi verirken, Atatürkçü olduğunu her gün tekrarlayan muhalif adaylar, yalnız AKP'ye yarayacak bir oy bölme peşindeler! Hem de çoğu CHP’den aday olmaya çalıştığını unutup, CHP’yi kötüleyerek!
             
Hatırlatayım: 30 Mart, bir ideoloji tanımlaması yönünde kompozisyon yarışması filan değil, matematiksel bir sepet yarışıdır. O gece oylar sayılacak ve her yerde en çok oy alan aday başkan seçilecek! Ben CHP'nin mükemmel olmadığını ve birçok hata yaptığını da biliyorum. Medyada da CHP'yi en çok eleştirenlerden biriyim. Ama ne var ki tavır alma günü, kesinlikle bugün değil, olamaz. Çünkü burası Fransa değil! 2. tur yok! İlk turda en çok oy alan iki aday 2. tura kalmıyor. Kim tek bir oy fazla alırsa o bölgeyi kazanıyor! Demek ki AKP karanlığından kurtulmak isteyen herkes oyunu stratejik olarak kullanmaya mecbur. Kim AKP'nin karşısında kazanmaya yakın adaysa, "ben muhalifim" diyen herkes ona oy vermeye mecbur! Gün oyunu çöpe atma ve inat gösterisi yapma günü değil! Bu entellektüel aymazlığa ve intihar sendromuna düşenlerin, ardından yolsuzluk ve hukuksuzluktan şikayet lüksleri kalmaz! Berkin Elvanlar için ağlama hakları olamaz! Ayrıca bunun da ötesinde, Tanrı göstermesin, yeni demokrasi şehitlerinden de doğrudan sorumlu olurlar! Şunu unutmayalım ki, karşımızda "hadi canım, onu da yapacak halleri yok ya!" dediğimiz her şeyi çekinmeden yapabilen bir Başbakan var. Çünkü çaresizlikten köşeye sıkışmış ve can havliyle yapamayacağı yok! Türk Tabipler Birliği, kendisinin ruh sağlığı durumundan büyük endişe duyduklarını bile kamuoyuna duyurdu. Kalkıp "Ben oy verebileceğim parti göremiyorum" diye müşkülpesentlik gösterisi yapanların veya "CHP-AKP arasında fark yok ki" şeklinde yalan fetva verenlerin derhal akıllarını başlarına almaları şart! Boşa atılan veya küçük partilere verilen her oy, Erdoğan'a verilmiştir! Gezi şehitlerine de, sürülen aydın öğretmenlere de, parası "Sarraflar’a", Bilaller’e yedirilen yoksul halkımıza da yazık değil mi?            30 Mart gecesi, bin bir pişmanlık içerisinde malum zatın muzaffer balkon konuşmasını dinlemek istemiyorsanız, kalan son beş günü iyi değerlendirin. Çalışın ve kararsızların, küskünlerin, solcuların oylarını ana muhalefet sepetine akıtın. Bir gün baraj da yok edilince, herkes ister Yeşiller’e, ister yeni kurulmuş bir partiye bile oy verebilir! Ama her şeyin bir mantığı var. Ben birçoğu yakın dostum olan farklı düşük oy potansiyelli partiden giren adayların, bugünlerde şık bir demokratik mesajla çekilmelerini bekliyorum. Pazar gecesi pişmanlıktan kafasını duvarlara vurmak istemeyenlerin, ilkokul matematik bilgilerini hatırlama günü geldi! Coşkulu bir pazar gecesi diliyorum hepinize!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.