PİRAMİD
SANAT
SUAT
AKDEMİR
KÜBA:
İşte böyle gezilir
13
Mart 2014, Perşembe
Piramid
Yayıncılık, Suat Akdemir'in 2004 yılında Küba'nın tüm
sahillerini bisikletle gezerek gerçekleştirdiği turda çektiği
fotoğraflardan ve bu maceranın seyahat notlarından oluşan kitabı
13 Mart, Perşembe günü sanatseverlere sunuyor
13 Mart, Perşembe günü sanatseverlere sunuyor
Tanıtım
gecesi: 13 Mart, Perşembe | 18.00-21.00
Suat
Akdemir'in 2004 yılında bisikletle gerçekleştirdiği Küba
turunda çekilen fotoğraflardan ve bu yolculukta yazdığı
güncelerden derlenen “KÜBA:
İşte Böyle Gezilir”
adlı kitabı 13 Mart, Perşembe günü sizlerle buluşuyor. Kitapta
yer alan fotoğraflar, binlerce görsel arasından seçildi. Bu
olağandışı ve farklı serüvenin kitaba eklenen gezi notları,
son derece akıcı bir kalemle yazılmış. Kullanılan dil, birçok
noktada Kerouac, Bukowski veya Erje Ayden tadı taşıyor. İşte
kitaptan bir kaç alıntı:
“Guantanamo sınırındaki
Baconao’ya doğru gidiyorum. Ondan ötesine yol yok. Santiago de
Cuba’yla mesafesi haritada 55-60 km görünüyor. Belki biraz
pahalı ödemeyi göze alıp iyi bir yer bulmayı umuyor, yarın da
aynı yolu dönmeyi göze alıyorum. Yol güzel, trafiksiz, tek tük
araç geçiyor. Yolun 25. kilometresinde güneş tam tepedeyken biraz
alçalmasını beklemem gerekiyor. Sıcaklık 30-35 derece olmalı.
Karşıdan biraz rüzgâr alıyorum. Dudağımdaki uçuk acıyor.
Kollarım su topladı. İshal ve açım, uykusuzum. Karımı da
oğlumu da çok özledim; ama mutluyum. Yanımdaki ağaca daha önce
hiç görmediğim, simsiyah gagalı kızıl bir kuş kondu. Hiç
duymadığım bir tonda ve müzikle ötüyor, onu dinliyorum.”“Sonunda beklediğim oldu. Güneş küçük bir koyda tam karşımdan batıp gitti. Sonra alacakaranlık, sonra gece oldu. Yol dikleşti, bozuldu. Hep böyle olur. Karanlık basıp, göz gözü görmez olunca varmaya çalıştığınız yer hakkında herkesten farklı cevaplar duyunca, o ana kadar hiç duymadığınız kuş ve gece sesleri duymaya başladığınızda moraliniz bozulur.”
"Tövbe
haşa! Ama Che abimiz de, Jack iti de, Baykam üstadımız da,
birçokları da, yollara düşmeden edememiş, yollarda olanlara
kayıtsız kalamamışlardır. Görmek için hiç başka bir dekor,
hiç başka bir ışık, hiç başka bir rüyaya gerek yoktur. Çünkü
yolların her yere çıktığını ve hiçbir yere çıkmadığını
en iyi onlar bilir”
120
sayfalık kitap, çizgi dışı formatı ve içeriğiyle Küba veya
gezi kitaplarına meraklı sanatseverler için tam bir collector's
item. Ama
kitabın bunun dışında ciddi bir önemi daha var: Akdemir, bu
seyahatlerde gördüğü sahnelerin etkisi ve çektiği fotoğrafların
izlerinden yola çıkarak gerçekleştiriyor birçok resmini. Yani
soyut resimlerindeki tat, bu sahnelerin kenarından köşesinden yola
çıkan koku, hatta direkt yansımanın izlerini taşıyor.
Baykam,
katalog yazısında Akdemir hakkında şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Suat
Akdemir, bu devirde artık pek bulunmayan başka bir çağın
materyalizm-dışı boya ve düşünce ekseni üzerine yaşamını
kurmuş bir anti-kahraman. ‘Artık
onun hakkını vermek, Türk sanatının boynunun borcu’
desem, buna en çok kendisi bozulur. Çünkü Suat para, ün ve
kariyer arayışı dışında, yalnız bu dünyada izler bırakmasına
yardımcı olacak kadar takas metası arıyor. Bunun adını ‘para’
koyup, ardından dünyayı hırsla sürekli kirleten başkaları...”
13
Nisan’a kadar Piramid Sanat’ta devam eden “Hayattan
Soyut İzler”
isimli sergisinde, 1987 yılından bu yana ısrarla yaptığı soyut
sanatla dikkatleri üzerine toplayan Suat Akdemir'in, son yıllardaki
farklı dönemlerden işleri sergileniyor. Serginin küratörlüğünü,
Akdemir'i 1987'den beri izleyen Bedri Baykam yapıyor. Piramid
Sanat’ta Akdemir'in tualleri, bazı kağıt işleri, fotoğrafları,
defterlerinin yanı sıra Türkiye ve Küba'nın tüm sahillerini
üstünde gezdiği "müzelik" bisikleti de sergileniyor.
Baykam,
Akdemir'in işleri hakkında şu sözleri dile getiriyor:
“Yapıtlarında
soyut dışavurumcu üslubun tekniklerini en minimal dille de
buluşturarak aktaran Akdemir, stilini soyut sanatın sözlüğü
çerçevesinde oluştururken kendini tekrar etme mecburiyetini
benliğinde hissetmeyen ender sanatçılardan biri. Sanatçının son
işleri giderek atan bir olgunluk ve özgüven taşıyor.
Dikdörtgenin günümüzde hala süren taze kalma savaşının bir
yansıması. Bir tual sanatçısının salt boya ile geliştirdiği
kendi alfabesinin değişik safhalarını bu sergide takip
edebiliyoruz. Akdemir, son 10 yılın "dekoratif" veya
"piyasa arayışı” içeren yapıtlarını ortalığa süren
sanatçılardan çok farklı. İşleri samimi bir umursamazlık içinde
ve doğmakta olan düşüncenin kendisiyle diyalog kurmakta...”
Piramid
Sanat
Feridiye
cad. No:23 Taksim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.