4 Nisan 2013 Perşembe

Bedri Baykam, Kavramsal Sanatını New York’ta Sergiledi



0
Hilmi Turan Kökcüoğlu - New York
TurkishNY.com
Ünlü sanatçı Bedri Baykam, Armory Show’un New York’ta yapılmasının 100. yıldönümünde, New York’ta açtığı “Duchamp kıskançlıktan çatlardı” (Duchamp would have been damn jealous)  adlı kavramsal sergide sanatseverlerle  buluştu.
New York, The Proposition Gallery’de düzenlenen serginin açılışına New York Başkonsolosu Levent Bilgen ile çok sayıda Türk ve Amerikalı sanatsever katıldı.
“Duchamp kıskançlıktan çatlardı” (Duchamp would have been damn jealous) adlı kavramsal sergiyle sanatın sunumunu yeniden sorguluyayan Bedri Baykam, geçmişindeki  tualin dışında ve ötesindeki kavramsal işlerinin doruk noktasını oluşturduğunu belirtti.



Serginin açılışıyla birlikte sanat dünyasının, Duchamp’dan bu yana nesiller boyu farklı açılardan yorumlanan Kavramsal Sanat’a dair çok farklı ve sınırları sonsuza dek genişleten bir dille tanıştığı sergi hakkında konuşan Baykam, “Duchamp bence bu yıllarda sanat dünyasında işleri kutsanan diğer Hazır-Yapımcı “sanat devleri”nin ne kendilerinden ne de işlerinden etkilenmezdi. Hatta “100 yıl sonra bu hat üstünden varabildiğimiz yer bu mudur?” diye kinayeli bir sitemle sorardı. New York sergimde sunduğum işlere ise içinden gülüp “bunları ben de yapabilirdim”diyebileceğini aklımdan geçirdim. Gerçeği hiçbir zaman öğrenemeyiz, ama Duchamp gibi bir orjinal sanatçının tepkilerini ancak tahmin edebiliriz.”dedi.


Dünya genelinde 125. kişisel sergisini açan Baykam, New York’ta açtığı 8. kişisel sergisindeki eserlere bakan farklı iki insanın hiçbir zaman aynı şeyi göremeyeceğini, her açının, her algının, irili ufaklı farklar taşıdığını vurgulayarak, eserlerini şöyle tanımladı: “her biri birbirinden farklı ve herbiri çift yönlü olarak sırtsırta yapışmışçerçevelerden oluşuyor. Bunların her biri galeri tavanından asılı ve her iki yönden görülen işler. “Siyah Kutu” (Black Box) adını taşıyan yapıt ise yere dayalı, tavandan yine sağlama alınmış. Bu çerçevelerin dışında, sokaktan galeriye bakan insanlar veya galeriden sokağa bakanlar da farklı gözlemleri yaşamış oluyorlar. Farklı olarak yaşanan ise şu: Nesnelerle olan, artık neredeyse refleks tekrarına tabii tutulan tekerlemelere son vermek için göz ve uzam kullanılmış. Nesneyle olan “obsesyonel” ilişki kenara alınıp onun yerine uzama taşınan çerçeve ile göz her noktada farklı bir algı gerçekleştiriyor. Çerçevenin içinde oluşan her görüntü canlı ve tekil. Zaman ve mekan sürekli değişmesine karşın beraberce paketlenmiş ve çerçevelenmişler. Gerçeklik, üç boyut ve Kavramsal Sanat burada tam olarak kesişiyorlar. Burada konu artık Hazır-Yapım kavramının 7. kuşak sözde dahileri tarafından galeri ve müzelerde üstüste yığılmış nesneleri değil. Burada konunun hakimi, izleyicinin gözü tarafından takip edilen aktif uzam alanı. 100 yıldır nesneye, Hazır-Yapım’a verilen kilit rolden nihayet uzaklaşabiliyor. Bu hareketle dikdörtgen sanat alanı, hayali yüzeyi ve Kavramsal Sanat buluşmuş oluyor. Bu yine total sanat diye adlandırılabilecek olmasına rağmen en sade eylem. Bundan daha gerçekçi, daha kavramsal, daha küstah ve meydan okuyan ve buna rağmen daha da sade olmak kolay değil. Nasıl Hazır-Yapımlar bize günlük nesneleri farklı görmeyi ve okumayı örettiyse, bu işler de yaşam alanına farklı bakmayı öğretecek. Böylece sanat ve yaşam arasındaki tüm sınırlar yok olacak.”
Açıldığının ilk gününde yoğun ilgi gören sergi, The Proposition Gallery’de 12 Mayıs'a kadar açık olacak.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.