10 Haziran 2017 Cumartesi

PARİS'TE DÜNYA BİR NUMARASI MURRAY ELENDİ! FİNALİN ADI: WAVRİNKA-NADAL... | Bedri Baykam | 09.06.2017


Paris bugün nefesini tutmuş olarak iki büyük yarı final izledi.
İlkinde Federer'in takım arkadaşı İsviçreli Wawrinka, dünya bir numarası Andy Murray'i 5 sette 6/7, 6/3, 5/7, 7/6, 6/0 yenerek eledi. İkincisinde ise, toprak kort ustası Nadal, Paris 2017'nin flaş ismi Avusturyalı Dominic Thiem'i 6/3, 6/4, 6/0 ile dağıttı.
Günün ilk maçında bir numaralı seri başı İngiliz Murray, 2015 yılının şampiyonu 3 numaralı seri başı Stan Wavrinka ile oynadı.
Maçın ilk setine hızlı başlayan Wavrinka, 4/3 öndeyken rakibinin servisini nefis bir forehand ile kırdı ve 5/3 öne geçti. Bunun arkasından servis kırma sırası Murray'deydi. Wawrinka üstüste kolay forehand hatalar yapmaya başladı. Britanyalı ardından kendi servisini de alarak durumu 5/5’e getirdi. Tie-break oyununda bir vole düellosuyla 6/5 öne geçip merkez kort seyircisini kendi lehine ayağa kalkmaya teşvik eden ve bunu başaran Wawrinka, buna rağmen kolay bir backhandi fileye takarak bu fırsatı kaçırdı. Ardından savunma becerileriyle dikkat çeken Murray önce harika bir lop attı, ardından da Wavrinka bir forehand winner denemesini kaçırıp seti 7/6 rakibine bıraktı.
2. setin başında daha farklı bir Murray vardı sahada. Daha sabırlı oynayan ve uzun toplarla kısaları sürekli farklı şekillerde kullanan bir Murray... Ayrıca Wavrinka, basit hatalarda Murray'e kıyasla forehand'de üç, backhand’de 2 misli daha yüksek rakamlara ulaşarak puan kaybediyordu. 2/2’de Wavrinka nefis bir backhand passing shotla rakibinin servisini kırma puanı elde etti. Ama Murray güzel bir servis ve iki harika forehand'le 3/2 öne geçti. İşte o skordan sonra, ilginç bir maç ortası süreci yaşanmaya başlandı. Wavrinka'nın o andan itibaren üst üste 7 oyun alacağını kimse tahmin edemezdi. 5/3’de servis Murray'deyken, onun 2. topuna harika bir forehand "gömen" Wavrinka seti 6/3 kapamayı başardı, setleri 1-1’e getirdi.
Üçüncü sette 3/0’a kadar aynı momentumu koruyan Wawrinka'ya karşı, Murray nihayet kendi servisini aldı ve hemen akabinde rakibininkini kırdı. Murray kendi servisini kazandıktan sonra Wavrinka onun servisini kırarak skoru 4/2 yaptı. Fakat Murray skoru 4/4’e taşımayı başardı. Wavrinka kendi servisinde 15/40 geriye düştükten sonra 5/4 öne geçmeyi başardı ve ardından Murray kendi servisiyle skora yine denge getirdi: 5/5. Ardından rakibinin servisini bu sefer puan vermeden alan Murray, kendi servisinde de Wawrinka'ya şans tanımadı ve 0/3 geride başladığı 3. seti 7/5 kazanmayı başardı: 2-1.
Büyük bir çekişme ve güzel çarpıcı jeneriklik puanlarla geçen 4. sette, 3. setin tersine herkes kendi servisini korumayı bildi. Tie-break oyununda, Murray'in hatalarından istifade ederek skoru 6-3’e getiren Wavrinka, aynen 2. sette olduğu gibi rakibinin sol korta olan servisinde  çevrilmez bir forehand çakarak tie-break'i 7-3 kapadı ve setlere eşitlik getirdi: 2-2.
Sonra 5. sette beklenilmeyen bir şey oldu. Birden o çelik iradeli inatçı Murray, bizleri hırsıyla usandıran Murray, sanki maçtan çıkıverdi: 5. setin girişinde servisini kaybeden Büyük Britanyalı, ardından 2 kere daha servisini kırdırdı ve 5/0 geriye düştü. O noktada sembolik bir “şeref oyunu” alan Murray 5. seti 6/1, maçı 3-2 kaybederken, Wawrinka böylece kariyerinin 2. Roland Garros finaline ilerlemiş oldu!
Geriye dönüp maçın özet analizini çıkaracak olursak, gördüğümüz puanların çoğunu, ister alarak, ister vererek Wawrinka'nın belirlediği; gerek yaptığı yüksek sayıda basit hatalarla, gerek risk alarak doğrudan kaydettiği sayılarla, İsviçreli tenisçi , müdafaada kalmayı tercih eden rakibine karşı maça hükmetti!

NADAL'IN THİEM'E VERDİĞİ DERS!
2. karşılaşma, dünyada bugün tüm tenis severlerin merakla beklediği maçtı. Paris'te 10. şampiyonluğunu arayan Nadal, Djokovic'i 3-0’la geçen yılın sansasyonu Avusturyalı Thiem'den Roma'da kaybettiği maçın rövanşını alıp, finale çıkmaya çalışacaktı. İlk sete Nadal'ın servisini kırarak başlasa da hemen ardından kendi servisini kaybetti. Sürekli olarak topları hızlandırarak puanları hemen çalışan Thiem, böylece hata yüzdesinin sürekli istemediği oranlarda artmasına neden oldu. Maçın zaten kilit açıklaması bu olacaktı. Nadal ilk seti 6/3 aldı fazla zorlanmadan..
İkinci sete iki oyuncu servislerini alarak başladılar bunun ardından Thiem, kendi servisinde uzun süren bir oyunu kaybetti ve Nadal tekrar sete avantajlı başlamış oldu. Ardından kendi servisini de koruyan Nadal 3/1 öne geçti. Herkes kendi servisini almaya devam edince İspanyol şampiyon 2. seti de 6/4 kazandı. 
Beklenenden çok daha hızlı kaybeden Thiem'in 3. sette farklı çözümler araması lazımdı. Veya En azından herkesin bu yönde beklentileri vardı. Ama beklenenin tam tersi oldu! Nadal üçüncü sete rakibinin servisini alarak başladı ve ardından adeta bir resital düzenleyerek bu sette rakibine tek oyun dahi vermedi. Nadal maçı 6/3, 6/4, 6/0 kazanırken, Thiem'e de düşen eve dönüp şu soruya yanıt aramaktı: "Bana ne oldu da karşısında hiç oynayamadığım Djokovic'i bu kadar kolay yendim ve daha geçen ay iki kolay sette yenmiş olduğum Nadal bana top göstermedi?". Aslında tabii bu sorunun da yanıtları var: Nadal bütün yılını bu sene tekrar Paris'te şampiyon olmak üzere kurguladı. Formunun da giderek artması ve Paris'te finale gelene kadar yalnız 29 oyun kaybedecek bir mükemmeliyete ulaşması, tabi ki tesadüf değildi! Yaşadığı yoğunlaşma ve istisnasız her rakibi ve her puanı ciddiye alarak oynaması, zaten aşırı güçlü olduğu toprak sahadaki hakimiyetini ikiyle çarptı. Thiem'in Djokovic ve Nadal karşısındaki performansları ise, apayrı iki dünyaydı! Ben de ilkinin büyüsüne kapılıp, bugün hayal kırıklığına uğrayanlardan biriydim. En azindan çok daha çekişmeli bir maç bekliyordum.
Pazar günkü finali ne yapıp yapıp izleyin! Nadal'ın karşısına Thiem'den tabii ki çok daha tecrübeli ve üstelik formda bir rakip olarak çıkacak: Wawrinka! Sonuç ne olursa olsun, o maçın kalitesi nefesleri kesecek, benden söylemesi..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.