6 Haziran 2017 Salı

GEÇEN YILIN PRENSES MUGURUZA VE RAONİC DÜŞENLER ARASINDA | BEDRİ BAYKAM | 05.06.2017


Roland Garros’ta dünkü maçlar, arasında evvelsi günün programından “borç” bakiyesine yazılanlar ve 4. tur müsabakalarıydı. Uzakdoğu’nun prensi kim olacak kapışmasında setlerde 2/1 önde olan Nishikori, dün 3/0 geri başladığı 4. seti 6/0 kaybetmesine rağmen, son seti limitte 6/4 kazanarak Uzakdoğu hükümranlığını sürdürdü. Japon tenisçi maçtan sonra Koreli rakibinin seviyesine şaşırdığını ve bu kadar mükemmel bir direnç beklemediğini söyledi. 21 yaşındaki Chung’un, yakın bir gelecekte her türlü sahada çok can yakacağı kesin.

Fransız milli takımının iki önemli oyuncusu Monfils ve Gasquet’nin maçına da 6/5’ten devam edildi. Ancak bu çok kaliteli maçta 7/6, 5/7, 4/3’te Gasquet sakatlanarak oyunu terk edince seyirciler çok zevkli bir müsabakanın merkez kortta zirve yapmasını yaşayamadılar. Yine evvelsi günden sarkan bir diğer maçta da 1.98’lik Rus kalesi Khachanov, kendine 10 cm fark atan servis kralı İsner’i 7/6, 6/3,6/7, 7/6 gibi son derece çekişmeli bir maçtan sonra turnua dışı bıraktı. 21 yaşındaki Khachanov, 4. turda Paris’in favorisi Büyük Britanyalı Murray’nin rakibi olacak. Bir önceki turda sakatlıktan çıkan Arjantinli Del Potro’ya karşı çok çekişmeli bir ilk seti 7/6 alan Murray, ardından maçı kolaylıkla 3/0’a taşımıştı. Aynı skoru Khachanov’a karşı tekrarlayabileceğinden emin değilim.

Fikstürün alt bölümünde oynanan maçlarda günün en çekişmelisi, son İstanbul turnuasının finalisti 5 numaralı seri başı Kanadalı Raonic ile 20 numaralı seri başı İspanyol Carreno Busta’ydı. Büyük bir çekişmeyle geçen ve seyircileri mest eden maçı 5 sette kazanan Carreno Busta oldu: 4/6, 7/6, 6/7, 6/4, 8/6. Maçı ancak 7. maç topunda incelikli bir forehand vole ile kazanan İspanyol tenisçinin çeyrek final rakibi... bugün yine bir başka vatandaşı Bautista Agut’u 6/1, 6/2, 6/2’lik bir skorla dümdüz eden ve Paris’te 10. şampiyonluğunu kovalayan Nadal olacak! Nadal çeyrek finale gelene kadar hiçbir rakibinin her hangi bir sette dörtten fazla oyun almasına bile izin vermedi, hatta çoğu seti 6/1 kazandı. Yani Nadal’a karşı Agut’un yerinde olmak istemezdim. Avusturya’nın teniste yeni kuşak büyük umudu, 6 numaralı seri başı Thiem, Arjantinli Zebannos’a dünyayı dar etti: 6/1, 6/3, 6/1. Thiem’in pek yakında ilk 4’ü çok zorlayacağı sıkça konuşuluyor. Ancak onun da çeyrek final rakibi, aynen diğer genç tenisçide gördüğümüz gibi dev bir isim: Novak Djokovic. “Nole” lakaplı tenisçi, 2. turda Arjantinli Schwartzman’ı 5 sette geçtikten sonra, bugün toprak kortları istila etmiş olan, İspanya’nın bir diğer yıldız adayı Ramos-Vinola’ya karşı bir saati aşkın süren ilk seti büyük zorluklarla 7/6 aldıktan sonra rakibinin direncini kırdı. Diğer setleri ritmini bularak kolayca 6/1, 6/3 aldı

TEK KADINLARDA MLADENOVİC’İN BÜYÜK SÜPRİZİ

İlk turda Amerikalı Brady ancak son set 9/7 ile geçen Sırp asıllı tenisçi üst üste büyük başarılara imza atarak çeyrek finale kadar yükseldi. Mladenovic çok ilginç bir tenisçi. Sanki yalnız şu ünlü cümle üzerine kurulmuş bir turnua geçiriyor: Beni öldürmeyen, beni güçlendirir. İlk turda Amerikalı Brady’ye karşı son set 5/2 mağlupken, cehennemin ücra köşelerinden yükselip kazanmayı başardı. 2. turda birkaç yıl öncesinin güçlü İtalyan tenisçisi, 2012’nin Paris finalisti Errani’yi kolayca geçtikten sonra, Çağla Büyükakçay’ı yenen Amerikalı Rogers’a karşı da aynen ilk tur senaryosuyla son set 2/5’ten geri tırmanarak yaşama dönüp 7/5, 4/6, 8/6 kazandı. İşte bu Mladenovic dün yine 3 setlik bir çarpışmada geçen yılın şampiyonu İspanyol Muguruza’yu da devirmeyi başardı! 6/1, 3/6, 6/3’le çeyrek finale yükseldi. Her maç Fransız seyircinin neredeyse holiganımsı desteğiyle oynayan Mladaenovic, bunu kullanmayı çok iyi bilirken, “düşük prenses” Muguruza, maçtan sonra gözyaşlarını tutamıyordu. Bir tenisçinin yaptığı her hatanın alkışlandığı bir ortamda oynamasının çok zor olduğunu bilmenizi isterim. O arenada canlı kalma mücadelesi vermek (eyvah arena sözcüğünü kullandım!) için çelik sinirler gereklidir. Mladenovic, dün üç sette Serena’nın ablası, 2002 Paris finalisti Venus Williams’ı 3 sette 2-1 yenen İsviçreli Bacsinzky ile yarı finale çıkmak için kapışacak. Bakalım bu maçtan sonra da bir ağlayan olacak mı?

Kadınlar tablosunun diğer kısmında dünya 47 numarası Letonyalı Ostapenko, 23 numaralı seri başı “ideal centilmen sporcu” Avustralyalı Samantha Stosur’u, ilk seti kaybetmesine rağmen yenerek çeyrek finale çıktı. Onun rakibi ise Türkiye’nin yakından tanıdığı güzel tenisçi Wozniacki olacak. Caroline dün 8 numaralı seri başı Rus Kuznetsova’yı 3 sette geçmeyi başardı. Uzun süre hiçbir slam turnuası kazanmamasına rağmen, dünya 1 numarası olan ve daha sonra yaşadığı birçok sorunla sıralamada çok aşağılara inen Wozniacki, başarma arzusuyla ve kendi içinde taşıdığı “bir büyük turnua alacağım” inadıyla kendisinden daha güçlü tenisçileri de yenebilmeye devam ediyor. Dün son sette Kuznetsova, 2 servisini kaybedip 3/0 geriye düştükten sonra iki oyun alıp biraz ümitlense de Wozniacki yine üst üste 3 oyunla maçı bitirip bu zor rakibi aşabilmenin mutluluğunu yaşadı. Açılı vuruşlarla topu çok iyi oyunda tutan Danimarkali tenisçi, Kuznetsova’nın hata yüzdesinini artmasını son derece iyi kullandı. Çeyrek finalde Ostapenko’yu aynı inat ve tecrübeyle aşabileceğine inanıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.