Roland
Garros’ta dünkü maçlar, arasında evvelsi günün programından
“borç” bakiyesine yazılanlar ve 4. tur müsabakalarıydı.
Uzakdoğu’nun prensi kim olacak kapışmasında setlerde 2/1 önde
olan Nishikori, dün 3/0 geri başladığı 4. seti 6/0 kaybetmesine
rağmen, son seti limitte 6/4 kazanarak Uzakdoğu hükümranlığını
sürdürdü. Japon tenisçi maçtan sonra Koreli rakibinin seviyesine
şaşırdığını ve bu kadar mükemmel bir direnç beklemediğini
söyledi. 21 yaşındaki Chung’un, yakın bir gelecekte her türlü
sahada çok can yakacağı kesin.
Fransız
milli takımının iki önemli oyuncusu Monfils ve Gasquet’nin
maçına da 6/5’ten devam edildi. Ancak bu çok kaliteli maçta
7/6, 5/7, 4/3’te Gasquet sakatlanarak oyunu terk edince seyirciler
çok zevkli bir müsabakanın merkez kortta zirve yapmasını
yaşayamadılar. Yine evvelsi günden sarkan bir diğer maçta da
1.98’lik Rus kalesi Khachanov, kendine 10 cm fark atan servis kralı
İsner’i 7/6, 6/3,6/7, 7/6 gibi son derece çekişmeli bir maçtan
sonra turnua dışı bıraktı. 21 yaşındaki Khachanov, 4. turda
Paris’in favorisi Büyük Britanyalı Murray’nin rakibi olacak.
Bir önceki turda sakatlıktan çıkan Arjantinli Del Potro’ya
karşı çok çekişmeli bir ilk seti 7/6 alan Murray, ardından maçı
kolaylıkla 3/0’a taşımıştı. Aynı skoru Khachanov’a karşı
tekrarlayabileceğinden emin değilim.
Fikstürün
alt bölümünde oynanan maçlarda günün en çekişmelisi, son
İstanbul turnuasının finalisti 5 numaralı seri başı Kanadalı
Raonic ile 20 numaralı seri başı İspanyol Carreno Busta’ydı.
Büyük bir çekişmeyle geçen ve seyircileri mest eden maçı 5
sette kazanan Carreno Busta oldu: 4/6, 7/6, 6/7, 6/4, 8/6. Maçı
ancak 7. maç topunda incelikli bir forehand vole ile kazanan
İspanyol tenisçinin çeyrek final rakibi... bugün yine bir başka
vatandaşı Bautista Agut’u 6/1, 6/2, 6/2’lik bir skorla dümdüz
eden ve Paris’te 10. şampiyonluğunu kovalayan Nadal olacak! Nadal
çeyrek finale gelene kadar hiçbir rakibinin her hangi bir sette
dörtten fazla oyun almasına bile izin vermedi, hatta çoğu seti
6/1 kazandı. Yani Nadal’a karşı Agut’un yerinde olmak
istemezdim. Avusturya’nın teniste yeni kuşak büyük umudu, 6
numaralı seri başı Thiem, Arjantinli Zebannos’a dünyayı dar
etti: 6/1, 6/3, 6/1. Thiem’in pek yakında ilk 4’ü çok
zorlayacağı sıkça konuşuluyor. Ancak onun da çeyrek final
rakibi, aynen diğer genç tenisçide gördüğümüz gibi dev bir
isim: Novak Djokovic. “Nole” lakaplı tenisçi, 2. turda
Arjantinli Schwartzman’ı 5 sette geçtikten sonra, bugün toprak
kortları istila etmiş olan, İspanya’nın bir diğer yıldız
adayı Ramos-Vinola’ya karşı bir saati aşkın süren ilk seti
büyük zorluklarla 7/6 aldıktan sonra rakibinin direncini kırdı.
Diğer setleri ritmini bularak kolayca 6/1, 6/3 aldı
İlk
turda Amerikalı Brady ancak son set 9/7 ile geçen Sırp asıllı
tenisçi üst üste büyük başarılara imza atarak çeyrek finale
kadar yükseldi. Mladenovic çok ilginç bir tenisçi. Sanki yalnız
şu ünlü cümle üzerine kurulmuş bir turnua geçiriyor: Beni
öldürmeyen, beni güçlendirir. İlk turda Amerikalı Brady’ye
karşı son set 5/2 mağlupken, cehennemin ücra köşelerinden
yükselip kazanmayı başardı. 2. turda birkaç yıl öncesinin
güçlü İtalyan tenisçisi, 2012’nin Paris finalisti Errani’yi
kolayca geçtikten sonra, Çağla Büyükakçay’ı yenen Amerikalı
Rogers’a karşı da aynen ilk tur senaryosuyla son set 2/5’ten
geri tırmanarak yaşama dönüp 7/5, 4/6, 8/6 kazandı. İşte bu
Mladenovic dün yine 3 setlik bir çarpışmada geçen yılın
şampiyonu İspanyol Muguruza’yu da devirmeyi başardı! 6/1, 3/6,
6/3’le çeyrek finale yükseldi. Her maç Fransız seyircinin
neredeyse holiganımsı desteğiyle oynayan Mladaenovic, bunu
kullanmayı çok iyi bilirken, “düşük prenses” Muguruza,
maçtan sonra gözyaşlarını tutamıyordu. Bir tenisçinin yaptığı
her hatanın alkışlandığı bir ortamda oynamasının çok zor
olduğunu bilmenizi isterim. O arenada canlı kalma mücadelesi
vermek
(eyvah arena sözcüğünü kullandım!)
için çelik sinirler gereklidir. Mladenovic, dün üç sette
Serena’nın ablası, 2002 Paris finalisti Venus Williams’ı 3
sette 2-1 yenen İsviçreli Bacsinzky ile yarı finale çıkmak için
kapışacak. Bakalım bu maçtan sonra da bir ağlayan olacak mı?
Kadınlar
tablosunun diğer kısmında dünya 47 numarası Letonyalı
Ostapenko, 23 numaralı seri başı “ideal centilmen sporcu”
Avustralyalı Samantha Stosur’u, ilk seti kaybetmesine rağmen
yenerek çeyrek finale çıktı. Onun rakibi ise Türkiye’nin
yakından tanıdığı güzel tenisçi Wozniacki olacak. Caroline dün
8 numaralı seri başı Rus Kuznetsova’yı 3 sette geçmeyi
başardı. Uzun süre hiçbir slam turnuası kazanmamasına rağmen,
dünya 1 numarası olan ve daha sonra yaşadığı birçok sorunla
sıralamada çok aşağılara inen Wozniacki, başarma arzusuyla ve
kendi içinde taşıdığı “bir büyük turnua alacağım”
inadıyla kendisinden daha güçlü tenisçileri de yenebilmeye devam
ediyor. Dün son sette Kuznetsova, 2 servisini kaybedip 3/0 geriye
düştükten sonra iki oyun alıp biraz ümitlense de Wozniacki yine
üst üste 3 oyunla maçı bitirip bu zor rakibi aşabilmenin
mutluluğunu yaşadı. Açılı vuruşlarla topu çok iyi oyunda
tutan Danimarkali tenisçi, Kuznetsova’nın hata yüzdesinini
artmasını son derece iyi kullandı. Çeyrek finalde Ostapenko’yu
aynı inat ve tecrübeyle aşabileceğine inanıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.