8 Nisan 2014 Salı

SEÇİMLERDE MUHALEFETİN "SUÇ"LARI | BEDRİ BAYKAM | 8 Nisan 2014 tarihli Cumhuriyet makalesi..


Seçim geçti gitti. Bu saatten sonra ortalığı alt üst edecek bir YSK kararı çıkacağına da inanmıyorum. Artık muhalefetin oturup aynaya bakması ve kendi hatalarıyla ve hatta "suçlarıyla" yüzleşmesi lazım. Muhalefet derken hem CHP'yi, hem diğer muhalefet partilerini, hem de muhalif tüm seçmenleri kastediyorum. Her biri, AKP'nin bu seçimi çok hafif sıyrıklarla atlatmasından doğrudan sorumlular.
 
          İşe CHP'den başlayalım: CHP, maalesef tüm çabalarımıza rağmen hala ilkele yakın bir tüzüğe sahip olduğu için, her bölgede o yörenin insanlarının adayları saptamasına katlanamadı. Bu da yetmiyormuş gibi, adaylar son anda açıklanıp, propaganda süreci kısaltıldı. Kaprislere prim verildi. Sonuçta Parti adaylarını açıkladıktan sonra, beklenildiği gibi kaos yaşandı. İstifalar, farklı muhalefet partilerine kaçanlar, hayata küsenler, Genel Merkez önünde gösteri yapanlar, her şey vardı. CHP'nin kimi tartışmalı adaylarla yol alması, tabii ki
"nev-i şahsına münhasır" sol seçmenin ciddi bir bölümünde kopuşlar yarattı. Hadi bu konuyu geçelim. Öyle ya da böyle propagandalar yapıldı, seçim gecesi geldi. Herkes seçim hilelerinin devreye gireceğini biliyordu. Yüz bin kere bu konuda CHP'nin yapması gerekenler vurgulandı. Zaten onlar da ısrarla aynı vurguları yaptılar, bir de üstüne seçmen kütüklerini etraflıca internete koyarak seçmeni de işin içine kattılar. Sonuç mu? Açık konuşalım, hüsran. Emir komuta zinciri disiplin içinde çalışmadı. Başta Parti'nin erken pes ettiği İstanbul olmak üzere, ne yazık ki bir çok yerde sistem işlemedi. Saat 03.00’ten sonra sorumlular ortada yoktu. Seçim sonuçları girdileri, gereken hız ve ciddiyette yapılamadı, hatta bir çok yerde arzulanan tablonun yarısına ulaşılamadı. Tüm sanal alemde "çöplerden çıkan oylar"la galeyana gelen muhalif gençler büyük bir infial içinde sabahın körüne kadar ortada sorumlu aradılar! Koca Parti başka partilerden veya halktan tutanak aramak durumunda kaldı. Her sorumlu, zirveden başlayarak elini şakağına koysun düşünsün. Bu göz göre göre gelen bir felaket olmuştur CHP için. Parti ayrıca yıllardır konuşulan "kapı kapı dolaşma" işini gereği gibi yapabilmiş midir? Tartışılır!
            Gelelim CHP'nin aldığı sonuca: Parti'nin oyunun yalnız 2-3 puan artmış olması çok şaşırtıcı! Hani nerede
"Cemaat" oyları!? Hani MHP'den büyük şehirlerde kayan oylar? Hani AKP'yi tapelerden sonra bırakacağı söylenen uyanan kitleler? Hani ister Gezi'den, ister daha önce oy vermeyi akıl etmeyip yeni uyanan gençlerden gelecek oylar? Hani küçük partilere oy verip şu kritik dönemde gücünü heba etmemeyi akıl edeceği söylenen kesim? Tüm bunlar en alt seviyede bile gerçekleşseydi, CHP'nin yine en azından  %35 alması lazımdı. Şimdi bu gerçekleşmediyse, CHP MYK'nın oturup sansürsüz yorumlarla bu oy çöküşünü de analiz etmesi lazım. Kimse kalkıp komik şekilde bize "oyumuz arttı" diye gelmesin! Ayrıca iki tur olmayan alaturka seçimlerimizde, CHP ve MHP, şayet bir çok yörede birbirlerine rakip aday çıkarmasalardı, AKP kazandığı belediyelerin çoğunu kaybetmiş olurdu. Bu neden yapılamadı? Siyaset, uzlaşma kültürü ve mantıktır her şeyden önce. Ben her iki partinin sorumlu siyasilerini, halkın gördüğü ve sandıkta gerçekleştirmeye çalıştığı dayanışmayı, masa başında başaramadıkları için açıkça kınıyorum. 
            Bir de diğer muhaliflere göz atalım: Geçen hafta boyu, Ankara'da Mansur Yavaş'ın hak arayışı sokaklarda Gezi'yi andıran sahnelerle yaşanırken, o günlerde orada olup, CHP'ye oy vermemiş gençlerin acaba içleri hiç cız etti mi? Bir rahatsızlık duydular mı?
"Bizler nasıl gidip böyle endirekt olsa da, Gökçek'e destek olma ahmaklığını gösterdik" diye yüzleri kızardı mı? Bu ülkenin kimi muhalif partileri, aydınları, kitle örgütleri, oyları CHP'ye yönlendirmeyerek nelere neden olduklarını düşünüp pişman oldular mı? Mesela Levent Kırca, aldığı %0,17 oy hakkında ne düşündü? Veya TKP..? Değdi mi? Yoksa bu soruları "tabu" kabul edip, doğru yaptık diyerek aynı hataları tekrarlayacaklar mı? İşte bunları korkusuzca gündeme getirmemiz lazım. Yoksa gerek Cumhurbaşkanlığı seçimi, gerek genel seçimlerde aynı hüsran yaşanır ve bu gidişle Erdoğan padişah da olur, imparator da! Ardından kimse gelip AKP kazandı diye timsah gözyaşı dökmesin, demokrasi elden gidiyor diye twitter üstünden sahte panik dalgalanması yaratmasın! Yetti artık bu iki yüzlülük ve riyakarlık... Bugünün Türkiyesi’nde kendini muhalif olarak tanımlayan herkesin acil olarak CHP'nin içine girip, yıllardır arayışında olduğumuz demokratik devrimi yerinde gerçekleştirmesi lazımdır! İşte ancak o zaman "Halk" partisini bulur ve iktidara yürür!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.