Gerçekten çok istedim Fenerbahçe'nin maçı kazanıp şampiyonluk çoşkusunu bu haftasonu Başkanına ve camiaya yaşatmasını. Anasının ak sütü gibi helal ve hak edilmiş bir şampiyonluk Sarı-Lacivertlilerinki. Şimdi resmi tur bir hafta gecikti ve Keyif maçı Kadıköy'e kaldı. 3 Temmuz kabusunun bitişini ilan etmeliydi bu şampiyonluk ama maalesef AzizYıldırım'a reva görülen akıl almaz hukuki umursamazlık buna mani oldu. Maçtan önce en büyük umudum, maalesef kötü niyetli rakip futbolcular tarafından sabote edilen G. Saray maçından sonra "harbi" ve futbol gibi bir futbol oynanan bir derbi görmekti. Bu konuda da aslında başlangıç tam umut verici görünürken, maalesef hiç beklemediğim şekilde Dakikalar geçtikçe Beşiktaşlı oyuncuların aynen iki hafta önce GSaray'lıların yaptığı gibi oyun dışı müdahelerle Emre üzerine oynadıklarını gördük. Jones ve Veli'ye verilmeyen kırmızı kartlar yine Emre'nin Arena'da olduğu gibi hedefteki adam olmasına olanak verdi. Özellikle top yokken Veli'nin Emre'ye attığı son derece tehlikeli kafa, direkt kırmızı almalıydı. Hakem Halis Özkahya'nın Emre'ye karşı sürdürülen bu infaza seyirci kalması da şaşırtıcıydı. İlk devrenin ilk yarısının hakimi olan Fenerbahçe, 23. dakikada Kuyt'un harika pası ve Sow'un kapalı köşe ve dar açıdan nefis son vuruşu ile öne geçti. Beşiktaş bu dakikadan sonra oyunda dengeyi buldu. Devrenin son dakikalarında ani bir Fenerbahçe atağında Kuyt kolay pası rakibe kaptırınca dönen top Beşiktaş kontratağına dönüştü. Sarı lacivertliler topu uzaklaştıramayınca Veli'nin direkten dönen şutunu Motta tamamladı ve maça eşitlik geldi. Futbolun cilvesi... 2. devre başlarken Yanal yurdun her noktasından yükselen "Emre'yi çıkar, Alper'i al" seslerini duydu ve gereğini yaptı. Fenerbahçe bu yarıda yine orta sahada kontrollü oyunuyla maçı riske sokmama peşindeydi. Yerden bol pasla maçı elinde tutan Şampiyon, golü ısrarla aramadan fırsat kollamakla yetiniyordu. 58. dakikada Motta'ya çıkan kırmızı, gecikmiş bir cezaydı. Maçın ilerleyen dakikalarında ara sıra yükselen tansiyon, maçın çirkinleşmesine neden olacak seviyelere tırmanmadı. Her iki takım da çok iyi oynamamalarına rağmen maçın son dakikasına kadar kazanmak için var güçleriyle mücadele ettiler. Hakem uzatmalarda karambolde Atiba'nın eliyle kestiği topu görse, Fenerbahçe son saniye penaltısıyla yine de 3 puanı ve turu eve götürecekti. 'Böylece "Fenerbahçe GSaray'a yaramasın diye maçı bilerek kaybeder" diyen teorilerin doğrudan çöpe gittiği maç berabere bitti. Dany'nin kalecisine verdiği kural dışı geri pası, centilmenlikle dışarı yollayan Caner ve tüm Fenerbahçe takımını da ne kadar tebrik etsek azdır. Bilic'in maçtan sonra "Fenerbahçe iyi bir takım olduğu kadar, karakterli oyunculardan oluşuyor. Caner ve her biri. Caner bize Kadıköy'de de korner jesti yapmıştı" şeklinde demeç vermesi, Hırvat Hoca adına da unutulmaz bir güzellikti. Fenerbahçe'nin en iyi oyuncusu yine Meireles'di. Volkan, Kadlec ve 2. yarıda Alper diğer öne çıkanlardı. Beşiktaş, gereksiz sertliğe başvurarak bence kendi oyununu da sabote etti. Siyah beyazlılar aslında maçı 7 kişi bitirmediklerine dua etsinler. Sonuçta ligin tartışmasız kralı, tüm Türkiye'ye her maçı var gücüyle kazanmak için oynayan dürüst bir takım olduğunu yine herkese kanıtlamış oldu... Tebrikler Fenerbahçe!
21 Nisan 2014 Pazartesi
HER İKİSİ DE MUTLU OLDU. | Bedri Baykam
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.