13 Mayıs 2014 Salı

ABARTILI TAHAMMÜLSÜZLÜK VE YAKLAŞAN SEÇİM / Bedri Baykam / 13 Mayıs 2014 tarihli Cumhuriyet makalesi..


           Danıştay'ın yıldönümünde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Metin Feyzioğlu ve RTE arasında yaşanan şaşırtıcı olay, gerilimin giderek yükselen dozunu kamuoyuna yeniden hatırlatıyor. Tüm güçlerin kendinde toplanmasını isteyen Başbakan, Çankaya seçimleri için çizdiği senaryoya göre kendi hazırladığı yasaları yine kendisinin onaylamasını mümkün kılacak, akıl almaz bir tek kişilik rejim ve alan özgürlüğü kullanmak istiyor. Dolayısıyla artık her gün bu emelle yatıp kalktığından, kendine biçtiği rolü uygun bulmayan herkese karşı neredeyse doğal bir düşmanlık taşıyor. Anladığım kadarıyla Feyzioğlu'nun da
"76 milyonu kucaklayacak bir Cumhurbaşkanı ve barış içinde geçecek bir seçim”den söz etmesi ve "adaylardan bazılarının da aramızda" olduğunu hatırlatması değindiği diğer konularla birleşince, Erdoğan'ın tahammülsüzlüğünün tavan yapması kaçınılmazdı. Konunun kendi açısından yanıt bekleyen tek detayı Parti'yi ve Başbakanlığı kime emanet edeceği olduğu için, "adaylar"dan bahsedilmesine bile dayanamıyor. Öte yandan Yargıtay eski Başkanı Sami Selçuk’un, “konuya Başbakan’ın tahammül etmesi gereğinden değil, saygı göstermesi mecburiyetinden yaklaşılmalı” sözleri de son derece doğru bir tespit.
     Feyzioğlu’nun kendisine verilen süreyi aşması da Başbakan için tam bir bahane oldu. Tabii ki Erdoğan'ın ana gerilim nedenlerinden biri, burada da bir aydır dillendirdiğimiz, CHP-MHP ortak aday olasılığı. Bu girişimin başlığı bile Erdoğan'ın uykularının kaçması için yeterli bir gerekçe. Muhalefet şayet bir araya gelip gerçekten tek adayda birleşirse oluşacak propaganda sahnelerini düşünebiliyor musunuz? CHPli’si, MHPli’si, İPli’si, ÖDPli’si, TKPli’si, DPli’si aynı anda kol kola o mitinglere katılabilecek! Bu sahnenin birleştirici güzelliğini hayal etmek bile rahatlatıyor insanı! İşte Erdoğan, Feyzioğlu'nun konuşmasının satır altlarında o sahneleri gördüğü için, toplantı salonunda kendini tutamadan patladı! Çünkü iktidardan düşmek veya zirveyi paylaşmak gibi bir seçeneği olmadığını biliyor. En sade ifadeyle, gözüne kestirdiği Çankaya koltuğunun başkalarınca ele geçirilebileceğinin dile getirilmesi kendisi için gerçek bir kabus olduğundan, o abartılı ve tarihimizde ilk kez yaşanan tepkiyi verdi.
             Hadi Erdoğan'ın gerekçeleri malum da, bir işaretiyle onu takip eden
"devlet büyükleri"ne ne demeli? Onların durumu bence RTE'ninkinden daha vahim. Günümüz Türkiyesi’nde fiili olarak tek adam rejiminin başladığının resmidir bu! Söyleyecek laf bulamıyorum. Hele Cumhurbaşkanı'nın kendisini takip etmesi, sözün gerçekten bittiği yer.
           Sonuç... Bahçeli'nin muhalif kamuoyundan yükselen büyük talebi görüp "Çatı Adaylık"tan söz etmesi,  çok büyük ve olumlu bir adım. Şimdi sıra CHP ve MHP milletvekillerinin, aralarında çatlak ses çıkarmadan bu özel ve farklı siyasi süreci mantık ve gönülleriyle hazmederek olaya sahip çıkmaları ve ortak adayın belirlenmesine katkıda bulunmaları. Tehlike... Her iki parti önce kendi adaylarını açıklarsa, o zaman ister istemez bazı inatlaşmalar ve gerilmeler yaşanabilir. Konu çok hassas. Geleneksel Türk siyaset sahnesinde çok farklı kutuplardan gelen iki siyasi oluşum bu ortamı birlikte kucaklarken, herkesin üstüne düşeni yapıp ülkenin geleceği için egosunu, inadını, hatta tüm parti çıkarlarını köşeye bırakıp dayanışmaya yakışanı yapması lazım.
İşte bunu yapabilirlerse, tarih yıllardır belki de ilk kez kritik bir ortamda halkın sağduyulu sesini dinleyen bu örnek siyasetçileri, altın harflerle defterine yazar. Bu beraberliğe burun kıvaran hiç kimsenin bunun ardından RTE'nin kurmak istediği "tek adam" rejiminden şikayet hakkı kalmaz!
          Bu arada konuya ivedi olarak destek vermesi gereken aktif ama oy oranı küçük diğer siyasi partilere de bir çift sözüm olacak. Lütfen en azından şu süreçte artık
"CHP'ye hangi konularda yüklenebiliriz?" arayışından bir çıkın. Eleştiriniz varsa da yapıcı olsun. Aksi halde bizi bekleyen kabuslarla dolu Ağustos ayından sorumlu olursunuz. Ne CHP'yi, ne de "Çatı"nın ortak aday arayışını yıpratın.
           Dünyada bu olağandışı koalisyonların demokrasi düşmanlarını alt etmeyi başardığı, umut veren birçok örnek var. Burada adı geçen ortak potansiyel adayları beğenmeme hastalığından muzdarip olacakların odaklanmaları gereken tek nokta var: Çankaya'da içlerine sinmeyen bir “Çatı Adayı” mı otursun, yoksa artık her sıfatı cebine koyacak olan bugünkü Başbakan mı? Bu soruya yanıt aradıklarında görecekler ki, çok yoğun sandıkları tereddütlerinden eser kalmayacak!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.