Merak ediyorum, Kazdağları nöbeti ve
duyarlılığı yurdun her kesiminde yükselmeye devam ettikçe, bu
sefer de “Konu 200.000 ağaç filan değil, bunların alayı
FETÖcü” mü diyecekler? Hiç şaşırmam, bize 17 yılda öyle
malzemeler verdiler ki! Sıkıştıkları her noktada tek uyduruk
silahları, hemen bir alakasız iftira bulup tehditler savurmak!
“Doğa katliamları” konularında
beliren birkaç grup insan var: Yeraltını, doğayı, sahilleri
denizleri, ormanları umursamazca talan ederek ranta kara tahvil
etmeye çalışan gözünü para bürümüş bir kesit! Diğeri, bu
grupları konuyu anlamadan savunan ve her aşamada onları mazur
gösterecek uydurma bilgiler pazarlayan yandaş medya ve genel
ajitatörler. Üçüncü grup, tartışmaları medyada rastladığı
oranda takip eden ama aslında olan biteni pek umursamayan, konunun
ne kısa ne de uzun vade sonuçlarıyla ilgilenmeyen, kendi günlük
hayatlarına devam eden, TV’lerde denk geldikleri bir dizi gibi
bakan, apolitik, umursamaz kitle.
ÖRNEK VATANDAŞLARIMIZI TANIYIN,
GURUR DUYUN!
Sonra bir diğer
grup vatandaşımıza geliyor sıra... Onlar, bu doğa düşmanlığına
karşı göğsünü siper eden, her riski alarak denizine toprağına
sahip çıkan, yaşına veya sağlık durumuna bakmadan bu yola baş
koyan, onlarla aynı nüfus kağıdını taşımaktan gurur
duyduğumuz yol arkadaşlarımız! Öğrenciler, esnaf, ev kadınları,
emekliler, işsizler, demokratik kitle örgütleri, sanatçılar,
amcalar, teyzeler, dedeler var. Hepsi gözümüzü yaşartıyor ve
yıllardır süregelen talana en bilinçli şekilde, dayanışma
içinde direnmek için, geçmişin kirli sayfalarından her dersi
aldıklarını kanıtlıyorlar! Gelecek kuşaklara karşı
sorumlulukları olduğunun bilincinde yaşıyorlar ve kendilerine
gelebilecek zarardan çok, bu toprakları bırakacağımız çocukları
düşünerek hareket ediyorlar! Hanife Teyze, şu sözleriyle
tarihimize geçti bile: “O cumhurbaşkanıysa, devletse, biz de
milletiz!”. 71 yaşındaki Nezahat Ertopçu, “El
birliği içinde dağları kurtaracağız, yoksa bunlar bize zehirli
sular içirecekler” diyor. 65 yaşındaki Mehmet Aksu
“Bizler buraya AKP’lilerin de torunları için geldik”
diyerek, en önemli mesajı iletmiş oluyor. Onlar “Su ve
Vicdan Nöbeti”nde dimdik ayakta duruyorlar! 220 çadır uyumadan
“hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır”
dercesine o toprağa sahip çıkıyor! Onlar ülkenin oksijen
deposunu korumak için Kazdağları Andı’nın altına imza
atanlar:
“O ağaçların ayakları yok
kaçmaya, elleri yok dövüşmeye, dilleri yok sövmeye. O halde
Kazdağlarımızı biz savunacağız biz. Bu dağlarda durursa kalbim
bir gün, düştüğüm yere gömün. Yüreğim dağ çiçeklerindedir”
İşte Kanada şirketi Alamos Gold’a
kabus olan, en üst bilinç noktasına geçiş yapmış bu örnek,
insanlığın süper kesiti. Her biri, 1 gram altın için 1 ton
toprak veya 3 ton su harcandığını bilerek hareket ediyorlar! Bu
tehlikeli faaliyetlerin ortaya çıkardığı mineraller, su ve hava
ile temas edince, asit gölleri oluşturuyor. Asit ise, kayalardaki
kurşun, cıva, bakır ve arsenik gibi maddeleri açığa çıkarıyor.
İşte onlar, 32’si endemik olan 283 bitki türünün sonu anlamına
geliyor. Mesela yabani sarımsak, sarı kız çayı, geven otu,
taşkıran otu, yoğurt otu gibi. Karabaşlı Çinte, Anadolu
Sıvacısı, Kaya Kartalı, Gökdoğan gibi çok özel kuş türlerini
ve alanın doğusunda İnönü Mağaraları’nda yaşayan çeşitli
yarasa türlerini de yok olma tehlikesi ile karşı karşıya
bırakıyorlar!
ÇED raporuna göre 45.600 ağacın
kesilmesi planlanmışken, her yerden bu rakamın şimdiden 200.000’i
geçtiği haberi fışkırıyor. Kemerleri bağlayın: Bir tek
Sabah’ta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yanıtını
okudum: “Söz konusu firma, mevzuat gereği iki farklı noktada
‘Hatıra Ormanı’ oluşturarak, 14.000 fidan dikimi
gerçekleştirdi. İddialarda yer alan alanda kesilen ağaç sayısı,
ortaya atıldığı gibi 195.000 değil 13.400” diyor,
“ayrıca etkin maden faaliyetleri bakanlığımız ve ilgili
kurumlar tarafından periyodik olarak denetleniyor”. Meğer tüm
bu yarattığımız panik, kuru gürültüymüş, ortada bir ekolojik
tehlike olmadığı gibi, bu masum firma kestiğinden daha çok ağaç
dikmiş. Bakanlığınıza güveniyorsanız, lütfen bu makaleyi
çöpe. Ortalığı vesvese veren teyzelere, amcalara ve yazarlara
kulak veriyorsanız buyurun okuyun, ve okumakla kalmayın size düşen
görevleri üstlenin. Mesela Doğa Hakları’ndan sorumlu Başkan
Yardımcısı CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer’le beraber
hem nöbet tutun, hem de konunun siyasi platformlara aktarımına
tavsiyelerinizle yön verin! Onunla beraber Kazdağları’ndaki
bilirkişi raporunun altındaki imzanın açık uyumsuzluğundan
başlayarak, konu etrafında bulabildiğiniz tüm şaibe ve gri
noktaların üzerine gidin! Kusura bakmayın, bu durum siyaset üstü
filan değil. Bu katliamları gerçekleştiren siyasi iktidar ve her
noktada karşısında duran muhalefet partileri ve halk. Yapılanları
görmezden gelmeyin, destek olun.
BM VE STK’LAR: BİR SANİYE BİLE
YOK!
İklim değişimi, bitki ve hayvan
türlerinin yok olması, küresel ısınma, kuraklık, seller,
verimsiz topraklar, tsunami, hepsi aynı ortak konuya bağlanıyor:
Kapitalizmin kırbaçladığı yıkıcılığın sınır tanımaz,
kelime anlamaz, dert dinlemez, sorumsuz halleri... BM Genel Sekreteri
Guterres tüm devletlerin iklim değişikliği ile mücadele etmek
konusunda acil önlem alması gerektiğini ısrarla vurguluyor. Son
dört yılda görülen ısı yükselmelerinin buzdağının görünen
kısmı olduğunu söyleyen Genel Sekreter, “Zaten buzdağı da
hızlı bir şekilde eriyor” diyerek kırmızı alarm sinyali
veriyor! Bu ağır tepkiye paralel olarak STK’lar sıfır gelecek
kampanyası başlatarak ekolojik krizin tam ortasında olduğumuzu
vurguluyorlar. Yeryüzü Derneği, Yeşil Düşünce Derneği, Buğday
Derneği gibi 10 kurum bir araya gelerek artık mücadele için kalan
zamanın ne kadar azaldığını şöyle vurguluyorlar: “Bir
saniye bile yok”.
Kazdağları, halkının en değerli
kesimine yaslanarak bu nöbete üzerindeki ağaçlarla, çiçeklerle,
bitkilerle, böceklerle katılıyor. Salda Gölü de aynı tehditler
altında yaşam savaşı veriyor. Aydın’da, 16 ilçeyi kapsayacak
110 jeotermal saha çalışması için açılan ihaleye karşı halk
ayakta. “O santrali kurdurmayacağız. Suyuma dokunma”
sloganları ile nöbetti aynen diğerleri gibi sürüyor. Bunlar bir
köşe yazısına damlayan başlıklar ve tepkiler... Buyurun sizi de
nöbete bekliyoruz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.