Sevgili
Ekrem İmamoğlu Taksim’i gezmiş ve bu tarihi kent meydanının
yeniden şekillenmesi için 3-4 ay süre vererek Belediye’nin proje
alımına açık olduğunu basına duyurmuş. Televizyondaki haberde
Meydan için “yeni bir peyzaj çalışması ve alanın daha iyi
değerlendirilmesi” gibi sözler geçiyordu. Hemen bir noktayı
vurgulamak istedim:
Ben,
52 yıldır Taksim ile iç içe yaşayan biriyim. Ortaokulum
Taksim’deydi. Tenisçilik hayatımın tamamı, eskiden Divan
Oteli’nin arkasında olan, kente nefes veren Tenis Eskrim Dağcılık
Kulübü’nde geçti. O da her fırsatta Taksim demekti, bizler
için... Son 28 yılda ise, önce 15 yıl Taksim’in komşusu
Tarlabaşı Bulvarı’nda, İstanbul Sanat Merkezi atölyemde
çalıştım, son 13 yıldır da sanat merkezim Piramid Sanat,
Meydan’a 4 dakika yürüme mesafesinde yer alıyor. En önemli
sergilerimi açtığım AKM, Taksim’in kalbiydi! Yarım asırdır,
gecesi gündüzü dahil olmak üzere hayatımın en önemli yılları
burada geçti. Ne dediğimi bilerek konuşuyorum: Taksim bir komploya
kurban gitti. AKM’nin yok edilmesiyle başlayan süreçle, Türk
gençlerinin, aydınlarının, entelijentsiasının, halkının
Taksim’i boşaltması istendi. Mimarlarımız duysun lütfen!
Bizler
Taksim Meydanı’nda sadece daha güzel bir yeşil alan, bir peyzaj
ve park mimarisi filan istemiyoruz! Biz Taksim’in kente, bizlere,
tarihi işlevine iadesini istiyoruz! O zaman 23 Haziran’ın en
büyük sonuçlarını görmeye başlarız!
TRAFİK
TEKRAR GERİ DÖNMEYE MECBUR!
En
önemli nokta, sabote edilen Taksim’e ulaşımın tekrar eski
haline dönmesi! Burası suya hasret bir taşra kentinin çizilmiş
park ve bahçeler projesinin parçası olamaz! Tarlabaşı’ndan
gelen bulvarın aynı hatta Elmadağ’a alttan giden tünelin
sağından Meydan’a devam etmesini, Anıt önünde yeniden
oluşturulacak döner trafikten geçerek Sıraselviler’den
Cihangir’e ulaşmasını veya düz ilerleyerek Gümüşsuyu’ndan
İnönü Stadı’na inmesini istiyoruz. Cumhuriyet Caddesi’nden
gelen arabaların da yine Meydan’a, oradan Cihangir’e veya
Gümüşsuyu üzerinden Dolmabahçe’ye, hatta belki kırmızı ışık
ve geçiş sistemi iyi ayarlanırsa sağa saparak oradan tekrar
Şişhane yönüne akmasını istiyoruz. Bunların
gerçekleştirilmesi, Taksim’in tekrar kentin, Türkiye’nin bir
iletişim, eğlence ve kültür merkezi haline dönüştürülmesinde
çok önemli bir rol oynayacak ve Meydan artık tekrar “her yerden
girilebilen ve oradan her yere gidilebilen” eski haline geçiş
yapacak.
Böylece toplumdan koparılmış olan bu tarihi merkezin,
İstanbullular’a, tarihi işleviyle beraber iadesi mümkün
olabilecek, kentin kültürel ve sosyolojik ayarlarına dönüşü,
somut olarak başlayabilecek! Bütün bunlar gerçekleştirildikten
sonra tabii ki, yeni yeşil alanlar, yeni anıt-heykeller, çiçek ve
ağaçlar en güzel şekilde yerini alsın! Siz
hiç Paris’te Etoile Meydanı veya Londra’da Piccadilly Circus’ün
trafiğe kapatıldığını düşünebiliyor musunuz?
TAKSİM
ARABİSTAN OL
Tabii
bütün bu trafik geri geldikten sonra, Meydan’ın yalnız Arap
müşterileri kaale alan baklavacılar, tatlıcılar ve şerbet-boza
ritminden çıkarak, bira içen gençlere de “mahcubiyetsiz”
olarak ferah imkanlar sunan demokrat bir görüntü almasını
istiyoruz. Taksim,
Arap kültürünün bir fetih alanı değildir. Kozmopolit
İstanbul’un, şairlerimizin, aşıklarımızın, sanatçılarımızın
yeridir!
Taksim’in kültür paylaşımı adına da İBB’nin eski Sular
İdaresi önünde olan, biraz kör topal olarak yıllardır
kullanılan Cumhuriyet Sanat Galerisi gerçekten aktif hale
getirilir, belki “Gezi” çarşısından kaldırılan galeri için
de ayrıca başka bir alan yaratılır. Bu arada yeni AKM’nin
inşaatının durduğu yönünde dolaşan söylentilere de
birilerinin acil yanıt vermesi lazım!
TÜRKİYE
SÜPER LİGİ BAŞLARKEN...
Yarın,
Süper Lig’in yeni sezonu başlıyor. Bütün büyükler güçlü
hocalarıyla, sayısız transferleriyle kendilerini şampiyonluğun
ana adayı görüyorlar. Öyle bir hava esiyor ki, hangisi şampiyon
olursa “yırtacak”, diğerleri ise 2. olsa bile gemisi karaya
oturacak! Halbuki ortada basit bir gerçek var. Bu
takımların her biri harika transferler yapmış olsa da, en
yaratıcı hocalarla çalışsa da, en iyi niyetli medeni
idarecilerle yönlendirilse de, YALNIZ TEK TAKIM ŞAMPİYON OLACAK!
Mesela
Beşiktaş şampiyon olsa, bu bütün diğer takımların her şeyi
hatalı yaptığı, lime lime edilmesi gerektiği anlamına gelmiyor!
Sadece keyif almak için takip edenlerin, halkın diğer kesimlerine
göre önemli bir ek yaşam kalitesi var. Ama onlar da takımlarına
ve rakiplerine karşı sinir krizleri ve küfürlere başlarlarsa,
ortalığı malum nahoş hadiseler kaplarsa, o zaman gerçekten
şaşarım aklımıza!
Lütfen
futbolu, şiddetinizi akıtacak bir mecra veya sosyal medyada
alakasız gerekçelerle birilerine saldırmak için bir araç haline
dönüştürmeyin! Rakiplerin maçları dahil keyif almak için
izleyin!
Ben tüm Türk takımlarının Avrupa kupalarındaki başarılı
olmasını isterim. Özgüvenli bir Fenerbahçeli olarak bir
kıskançlık duymuyorum, oradan gelebilecek parada da gözüm yok!
Siz 30 milyon Euro değerinde bir yıldızı Dereağzı’nda da
yetiştirebilirsiniz! Kapışmanın dibinde değil, zirvesinde
buluşalım!
ETKİNLİKLERİM:
BUGÜN,
15 AĞUSTOS:
Bodrum’da “Yeni Nesil Kütüphane” olarak haklı bir ün yapan
Zai’de, saat 19.00’da bir söyleşim olacak. Yeni kitabım
“Sistem Eleştirileri” ve bu yıl çıkardığım “Sanat Tarihi
Haritası”, konuşmalarımın merkezinde yer alacak. Ayrıca
değerli şarkıcı Eda Gür, bu etkinlikte harika şarkılar
söyleyecek. Cenneti keşfedin!
PAZAR,
18 AĞUSTOS:
Edremit Kitap Fuarı etkinlikleri kapsamında söyleşi ve kitap imza
günümün yanı sıra, saat 17.00’den itibaren 200 çocuğumuzla
beraber, Kazdağları ve oksijenli gelecek için dev bir resim
yapacağız.
PERŞEMBE,
22 AĞUSTOS:
Saat 18.00-21.00 arasında Bodrum/Turgutreis’de Şevket Sabancı
Kültür ve Sanat Merkezi’nde “3. binyıl” da yaptığım işler
“Görsel Maceralar” başlıklı, kapsamlı bir sergide bir araya
gelecek.
Tüm
bu etkinliklerde kitaplarım ve Sanat Tarihi Haritam da bulunacak.
Görüşmek üzere!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.