Serena Williams 21. Grand Slam şampiyonluk kupasını elinde tutup kaldırırken, yarattığı iki duygu vardı insanda: Birincisi, bu kadar başarının ardından hala Wimbledon'u 6. kez kazandığında sevinçten havalara uçabilecek kadar yaptığı işi seven bir insana hayranlık... Öte yandan sürekli olarak oynadığı oyuna bakarak bu kadının bu etiyle kanıyla canıyla "bu dünyadan olmadığı" duygusu... Saatte 190 km civarında attığı servisleri, rakibe sahayı dar eden başta forehand ve diğer vuruşlarıyla, Serena sanki kadınlar maçlarında oynayan bir erkek gücüne sahip!
Halbuki final rakibi Muguruza, maça ne kadar iyi başlamıştı! Oyunun hemen ilk bölümünde Serena'nın servisini kırıp, ardından servisine tutunarak maçı 4-2 ye taşıdı. O anda izleyicilerde "acaba?" sorusu belirdi. 67 şampiyonluk sahibi Williams'a karşı, Muguruza bir sürpriz yapabilecek miydi? İşte o andan itibaren Serena, bildiğimiz 5. vites oyununa geçti. O ana kadar özellikle ilk servisini kötü kullanması ve buna bağlı olarak forehand'inin ve genel özgüveninin düşüşünü, yaptığı gereksiz hataların yükünü kenara koyup, yine üst üste gelen winner'larla, o andan itibaren oynanan 10 oyunun 9'unu kazanarak skoru 2. sette 5-1'e kadar taşıdı. Bu inanılmaz ve insafsız bir süreçti. Muguruza sürklase olurken, biraz da risk almaktan çekinen rizikosuz oyununun ve tempoyu lehine bir baskıyla yükseltememesinin faturasını ödüyordu. Muguruza'nın uyanışı, abartılı bir gecikmeyle iş işten geçerken oldu. 5-1'den sonra Venezuela asıllı İspanyol tenisçi, 2 kere Williams'ın servisini alarak maçı 5-4 e taşıdı. Özellikle Serena, 5/3'de, servisinde 0-40 mağlupken, üst üste direkt servis puanlarıyla maç topu elde ettikten sonra, harika açılı bir düz vuruşla maçta kalmayı başaran Muguruza, bu uzun oyunu kazanıp skoru 5/4'e taşıyınca, santrkort seyircileri tarihi bir "geri dönüş" seyretme ihtimaline kapıldılar. Ama Serena'nın buna izin verme ihtimali pek olamazdı. Son oyunda rakibinin servisinde 0/40 ı bulan Serena, bu şansı kaçırmadı ve Muguruza'nın dışarı çıkan ve tüm hayallerini suya düşüren düz vuruşu skoru ilan etti: 6/4-6/4.
Maçtan sonra gözyaşlarına boğulan Muguruza'yı teselli etmek de Serena'ya düştü: "Üzülme, harika bir tenis oynuyorsun, bu kupayı elinde tutacağın günler çok yakın!" Herhalde tenisi kendisinin bırakacağı günleri ima ediyordu Serena bunu söylerken! Artık tenis yazarlarının elindeki en önemli veriler yine istatistiklerdi! Serena, Margaret Court'un 24 Grand Slam şampiyonluğunu, bu formuyla 33 yaşına rağmen geçebilecek miydi? Ablası Venus'le beraber elde ettikleri toplam 11 Wimbledon şampiyonluğunu evrende geçebilecek bir aile gelecekte olacak mıydı? Serena bu yıl aldığı 3. Slam şampiyonluğundan sonra, New York'te 4. yü de kazanıp yine bir "Serena Slam" yapabilecek mi?" sorusuna ise bahisler şimdiden açıldı bile!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.