7 Temmuz 2015 Salı

MECLİS BAŞKANLIĞINI HEDİYE EDEN CHP... | BEDRİ BAYKAM | 7 Temmuz 2015 tarihli makalesi..


GÖZÜM ARKADA GİDİYORUM
Sizler bu yazıyı okurken ben eski köyüme doğru uçuyor olacağım. Yirmili yaşlarında beş parasız gittiği San Francisco’da, tenis dersi vererek canlı kalmaya çalışan genç bir ressam adayının izini sürüp, yine onun eski hatıralarını ve ayakta kalan arkadaşlarını karıştırmaya gidiyorum! Otobiyografimin ikinci cildi Sonsuz Okyanus’u okuyanlar, neden söz ettiğimi iyi bilirler... Bir yandan stilini oturtmaya çalışırken, diğer yandan açlık ve boya bulma mücadelelerine kafa göz yara yara giren o genç adamın ilginç noktası, tüm eski arkadaşlarına sadakatidir. Adına tatil diyebilirsiniz ama ben yine çalışmaya devam edeceğim. Mesela yazılarımı okumaya devam edeceksiniz. Yalnız 4 yıl önceki bıçaklanmamı takip eden hafta yazamamıştım. Onun dışında balayında bile yazdım! O disiplini bozmam. Ayrıca yanımda yazmakta olduğum kapsamı geniş, İngilizce kaleme aldığım bir tarih kitabı var. Sonuçta yine çalışmaya gidiyorum! Ama gözüm arkada gidiyorum!


MHP TUZAKLARININ DESTEKÇİSİ SOLCULAR!
Çünkü MHP’lileri affedemiyorum: Zaten 1001 dertle ezilmiş olan halkımızın iradesiyle alay ederek, kendisini “ödünsüz muhalif” gösteren MHP, AKP’nin koca suçlarına tepki göstererek oyunu kendisine emanet etmiş vatandaşların gözünün içine baka baka onlarla alay etti. O insanların yolsuzluğa, yobazlığa, Cumhuriyet karşıtlığına verdikleri tepkiyi çöpe atarak, 7 Haziran seçimlerinin tüm sonuçlarıyla dalga geçti. Ne yazık ki, MHP'nin yıllardır süren "sadık stepne" işlevini bilmezcesine, bu partiye kanıp, "sağdaysanız MHP, soldaysanız CHP" diye her seçimde oy isteyenlere sorulacak tek soru var: Utanıyor musunuz, neden olduğunuz demokrasi çöküşünden? Mesela bundan sonra, Sol-Kemalist gazetelerde yazıp “onların da Cumhuriyetçi ve AKP muhalifi” oldukları iddiasıyla MHP'ye oy isteyen her yazarı, hiç çekinmeden deşifre edeceğim: Biz bu filmi defalarca gördük. Biliyorsunuz, post-modernizmin tepesine şapka gibi oturan bir graffitim vardır: “This Has Been Done Before” (Bunlar daha önce yapıldı). İşte MHP, gerçek niyetlerini örttüğü makyajla, üst üste halkı tuzağına düşürerek, perişan etmekten çekinmeyen bir parti.


YETMEZ AMA EVETÇİ MHP’LİLER!
Bundan sonra MHP’liler siyasi arenada birçok haklarını kaybettiler. Örneğin 2010 referandumunda, "yetmez ama evet"çiler ne kadar demokrasinin çöküşünden sorumlularsa, artık MHP'liler de bir o kadar bu suça ortaklar! Artık neo-liberal, 2. Cumhuriyetçi, AKP’nin kavramsal destekçisi yazarlara gık diyemezler! Çünkü onlardan bol bol esinlendiklerini tekrar kanıtladılar; hani şu liberal gazetelerin eklerinde AKP’nin önünü açmaktan yorulmamış, ama bugün de “pişmanlık itirafını etmeden” muhalif saflara katılmış görünen yüzer gezer kadro var ya? Artık MHP’liler onların önünde bile düğme ilikleyecekler. Herkes anlayacak: AKP=MHP! Aralarında var olduğu iddia edilen farklar, her kritik virajda, buz dağlarına çarparak bir bir erirken, yakın tarihimiz, herkesin ezberlediği gibi MHP’nin AKP’ye olan ikramlarıyla dolu.


CHP, BAŞKANLIĞI AKP’YE HEDİYE ETTİ!

Meclis Başkanlığı seçimi bir skandaldı. Ama suç yalnız MHP’nin mi? CHP’li arkadaşlarım, çok cesur bir satranç hamlesini yaşama geçirme şansını kaçırdılar. İsteseler, bir taşla üç kuş vurarak hem Yılmaz’ın seçilmesini engelleyebilir, hem MHP’yi, Meclis Başkanlığını HDP’nin de verdiği oylarla kazanmış duruma düşürebilir, kendilerini de bu zeka oyunlarının politik yansımalarında çetin ceviz olarak kabul ettirebilirlerdi. Ama CHP grubu, kritik turda, kaybedeceği kesinleşmiş Baykal’a destek vererek bir anlamsızlığa imza attı. Halbuki hamle basitti: MHP, kendine ait hiçbir fikri olmayan ve sırf HDP’nin hamlelerinin tersini yapmaya kararlı bir parti olarak ortaya çıkıp Baykal’ı desteklemeyeceğini açıkladıktan sonra, CHP İhsanoğlu’na oy verecek, böylece son tura o kalacaktı. O zaman da MHP’nin oyları da boş olmayacağından, HDP’lilerin de verebileceği oylarla, AKP 7 Haziran’ın ilk fiili mağlubiyetini bu şaşırtıcı “rok”la almış olacaktı. Zaten kendilerinin de düşünmüş olması gereken bu seçeneği son oylama günü CHP’nin tüm kurmaylarına iş işten geçmeden hatırlattım. Ama o hızlı ve cesur uygulama yaşama geçemedi. Umarım nedenini birbirlerine izah ederken ikna edici olabiliyorlardır: Çünkü ben ne yazık ki anlayamadım. Farklı yapıdaki bir parlamentoda, CHP bu hantallıklarından kurtulup spontane doğru kararlar alamayacaksa, vay halimize... MHP, ideolojik tercih inatlarıyla, CHP esnek ve atik olamayışıyla hediye etti Başkanlığı AKP’ye...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.