14 Haziran 2011 Salı

CHP BAŞARIYI NEDEN YAKALAYAMADI? (1) / Bedri Baykam / 14 Haziran 2011 Cumhuriyet gazetesi makalesi..


          
Kimse ezelden beri yapıldığı gibi sahte başarı karneleri ile göz boyamaya kalkmasın. Türkiye gibi çalkantılar ve gelir uçurumları yaşayan bir ülkede, bu kadar açık gafı üst üste yapabilen bir hükümet, 3. kez tek başına iktidar olmuşsa ve sen durduramamışsan, lamı cimi yok, başarısızsın. Bu halk arasından iki kişiden biri yine gitmiş her şeye rağmen “O”na oy vermiş! CHP’ye düşen, derhal “nerede hata yaptık” sorusunu gündeme getirmektir. Aksi takdirde, bambaşka iddialarla CHP yönetimine gelen bu kadro, Baykal ekibinden çok daha fazla eleştiri alır.
          CHP içinde, ister Kılıçdaroğlu’nun izlediği siyaseti kabullenemeyenler, ister listelerde aradıklarını bulamayanlar, bu seçim sürecinde Parti içi bir harekete kalkışmadılar (Zaten bunu yapsalar intihar olurdu). Yalnız susmadılar, aynı zamanda alan bulabildikleri oranda propaganda çalışmalarına katıldılar. Yani Parti içi bir tepki olmadı CHP’de. Hangi sonuca ulaştık? 10 yıl sonra hala zafer yakalayarak “balkona çıkan” ve İmparator edasıyla halkına seslenen bir Tayyip Bey’e!
          Tabii o konuşma da cidden ayrı bir irdeleme konusu… O tavrı tekrar yutan oldu mu, vallahi bilemiyorum. Neler demedi Erdoğan! İlerleyen, durdurulamayan özgürlükler, demokrasi açılımları, helalleşmeler, muhalefete el uzatmalar, kibirden kaçınmalar… Oh, ne güzel! İnananlar rahat uyumuştur ama ne var ki ben aynı dolmaları üst üste yutamıyorum,  genzimin bir yerlerinde takılıp kalıyor. Biliyorsunuz Anayasada bol demokrasi ve özgürlük getirecekti, “Yeni Türkiye” sayfası açılıvermişti hemen… Sonuç mu? O günlerin en büyük destekçisi Ahmet Altan bile “insaf ya” deyip, sorgusuz şakşakçılıktan istifa ediverdi. Neyse biz bu tuluat sahnelerini bırakıp, CHP’ye dönelim.
          Baykal’a kaset darbesi vurulmadan önce, CHP %26 civarında çıkıyordu anketlerde… O günlerde AKP henüz toplumu neredeyse isyana taşıyan anti-demokratik ve yaşam tarzlarını hedef alan siyasalarını henüz ortalara bu kadar açıkça dökmemişti. Bu veriler hatırlandığında, demek ki yeni Başkan ve kadro, Parti’nin oyunu arttıramamış, bu bir gerçek. Yani “6 ayda 3,5 milyon yeni seçmen kazandık,  %5 oyumuz arttı” söylemi ikna edici değil Hemen yanıtlayalım: bu kafayla siz hala “oy arttırdık” diye avunurken (!), 2023’te Tayyip Bey gerçekten “100. Yıl”da, bambaşka bir şeyler kutlayacak ve siz orada neler yaşandığını bile anlayamayacaksınız!İnternette biraz gezinen insanlar, halkın duyarlı kesimlerinin, AKP’nin 3. kere tek başına iktidara gelmesinin nasıl bir geri dönülmez demokrasi felaketine yol açacağını fazlasıyla anlattılar. Demek bunların biraz okunması lazımmış! Bunun dışında CHP’nin sandık şaibeleri konusunda yaptığı gece yarısı açıklaması, bana hiç inandırıcı gelmedi. Neden mi? Çünkü tüm ısrarlarımıza rağmen, CHP Genel Başkanı, en üst düzeyden, aylardır Türkiye’nin konuştuğu bu iddiaları medya önüne bir basın toplantısıyla taşımaya tenezzül etmedi. Hem de tüm ikaz ve ısrarlarımıza rağmen… Şimdi artık malum testiler kırıldıktan sonra insana “geçmiş olsun” derler! 
           Her birimize ne mutlu ki,  CHP, Balbay ve Haberal’ı Parlamentoya soktu. İyi de, Tuncay Özkan, Doğu Perinçek ve Çetin Doğan neden aday gösterilmedi? Başbakan Partiye zaten “Ergenekoncu”  yakıştırmasını yapmıyor muydu? Demek ki bu isimlerin gelmesi meydanlarda bu konuda yeni bir saldırı getirmeyecekti. Ama Parti bu eksiklerle çok şey kaybetti. Türkiye’nin en dinamik ve genç kadroları, CHP kampanyasının dışına itildi. CHP, Perinçek ve Özkan’ın kadroları ve Doğan’ın çevresiyle yalnız onlara giden veya bilinçsizce HEPAR ve DSP’ye verilen yüz binlerce oyu da almazdı. Partinin bu dışlamalarla ve yanlış söylemlerle kaçırttığı milyonları fazlasıyla aşan Atatürkçü-Ulusalcı oyları alırdı… Kimi CHP’liler, Özkan ekibine “Hay Allah, bizi bölecekler” diye kızacaklarına, “bize karşı güç oluşturabilecek bu insanları dışlayarak ne kazandık?” diye aynaya bakıp kara kara düşünmeliler! Tabii bu arada 10.000’e yakın sol seçmenin, kalkıp oy pusulasında hem Özkan’a, hem CHP’ye aynı anda oy verebilmesi, akıl almaz bir dengesizlik! Okumuş aydın insanlar hangi dedikoduyla bu gafı yapabildiler, bunu biri kalkıp bana (m)izah ederse çok sevinirim!
           İşçi Partisi deseniz, şayet Perinçek CHP’den aday olsa, ortaya bambaşka bir sokak ve yayın gücü çıkacaktı CHP adına. Hepsinin ötesinde, büyük bir sinerji yaratabilirdi bu ittifaklar. Bunun yerine CHP bambaşka uyumsuz oy avcılıklarına girişti. Bu siyasi viraj hatalarını ve Parti içi yanlışları da haftaya ele alacağız…

1 yorum:

  1. Anlaşmalı bir bekleyiş var. BOP projesi kesin gerçekleşecek, biz de bu projede sisteme karşı gelmeyelim diye düşünüyorlar. İşte yaptırımlar olur, iç savaş çıkar, Libya gibi, Suriye gibi olunur diye sisteme karşı gelmekten korkuyorlar.

    Yeni chp oylarını artırmayı ''bu sistem'' içinde başarı saydı.ip,tkp,ödp ne varsa bütün solu toplayıp güçlü sol olabilrdi ama işlerine gelmedi.

    Tabi biz bağımsızlık savaşıyla örnek olmuş bir ulus olarak chp'den cesaret, başkaldırı bekliyorduk ama chp'nin içinde veya dışında bir el var yön veren.

    Ülke olarak başkaldıramıyoruz. Haklı öfkemiz, isyanımız içimizde kalıyor. Kendimizi ifade edeceğimiz ortamlar azaldı.

    İnsanlığın hiçe sayıldığı, gençlere ve çocuklara piramitin en üstüne çıkmak için şerefsizliğin, zulmün ve her türlü kötülüğü yapmanın örnek gösterildiği bir ortam var şu anda bu ülkede.

    Umarım yapılan yanlışlar anlaşılır ve herşey iyi olur.

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.