Bunu kendi görüşüm olarak kafamdan atmıyorum. Türk Silahlı Kuvvetleri, resmi ve sürekli olarak hem sosyal medyada hem bildirilerinde, Atatürk’ün TSK’nın “Ebedi Başkomutanı” olduğunu her fırsatta vurgulamıyor mu? Yakın dönemlerde, Türkiye’de devletten maaş alan kimi sözde memurların Atatürk’e karşı haince ve küstahça yürüttükleri hakaret propagandası karşısında TSK’ya soruyorum: Ebedi Başkomutanınızın/Başkomutanımızın sürekli olarak bu utanmazlar tarafından hakaretamiz sözlerle saldırıya uğruyor olması sizi rahatsız ediyor mu? Buna ne tepki vermeyi düşünüyorsunuz, merak ediyorum!
SEDAT PEKER KASETLERİ
Emin olun, her hafta bu sütunda veya ekranlarda aynı şeyleri tekrarlamak artık beni yoruyor! Sonuç hep aynı yere çıkıyor: Peker’in, ben dahil milyonlarca insanın merakla izlediği bitmez tükenmez somut suçlamaları, kimseyi tatmin etmeyen cevaplarla olayı geçiştirmeye çalışan AKP iktidarı ve bir türlü devreye girmeyen savcılar! En taze iddialar sürekli şelale gibi akıp duruyor ortalığa! Sonuçta şu ya da bu nedenle mızrak çuvala sığmadı ve olay artık Peker’in deyimiyle “geri dönülmez şekilde” patladı. İyi de savcılar daha ne kadar bunu görmezden gelecek ve bu skandal iktidar açısından nelere mal olacak? Peker “Her şeyi yakıcam. Her şeyi planlıyorum, zekam yerinde, beni öldürmeden kurtuluşunuz yok… Beni öldürseniz de kurtulamayacaksınız rüyalarınızda geri geleceğim” gibi sözlerle artık okun yaydan çıktığını net olarak vurguluyor. RTE’nin bu konuyu yok sayması ve somut yanıtların gelememesi, AKP iktidarının yaşadığı kan kaybının nasıl sonuçlanacağını görmemizi engelliyor.
ŞİMDİ FENERBAHÇE’YE BİR ÖZÜR GELECEK Mİ?
3 Temmuz 2011 tarihinden itibaren Fenerbahçe hakkında verilen medya hükümleri, bu ağır iddialara inanmadığım için bir avuç insanla beraber götürdüğümüz karşı sosyal medya ve medya atağı, televizyonlarda sürekli canlı yayınlarda en müstehzi kelimelerle saldıran sözde spor yazarlarıyla cebelleşme ve kora kor çarpışmalar… Daha hangilerini hatırlatayım size? Her programa çıkmadan önce, o günlerde yönetim kurulunda olan Ali Koç ve Murat Özaydınlı’dan aktüel brifing alma, onları kendi bilgilerimle bir mantık süzgecinde çalkalama ve cengaverlikle o iftiraların yaşandığı ortama dalış… Hepsi dün gibi! Fenerbahçe’nin değerli eski başkanı Aziz Yıldırım’ı hapishanede ziyaret ettiğim gün kulağıma fısıldadığı “Memleket elden gidiyor, bunların hepsi cemaatin işi” sözleri…
Fenerbahçe bir yandan kendi aleyhine açılan davada verilen beraat kararlarının Yargıtay onayını “hala” beklerken, kumpas davasında alınan kararlar artık malumun ilanı oldu ve kirli çete çöktü. Peki Galatasaray ve Trabzonspor başta olmak üzere kimi yöneticilerin ve spor medyasında yer alan kirli kalemşörlerin en azından ağır bir özür borcu yok mu Fenerbahçe camiasına? Veya Federasyon, göz göre göre gelen ve ikazlarını almış olduğu felaketin maddi yanlarını nasıl tazmin eder? Bekliyoruz… Kongre üyesi olduğum Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bir önceki dönem başkanı ve yönetim kurulu üyelerini ve bu dönemki başkanı ve yönetim kurulu üyelerini bu davadaki ısrarlı ve inançlı dik duruşlarından dolayı candan tebrik ediyorum.
BALİKESİR’DEN CEZAEVİ MEKTUBU
Evvelsi gün, Cumhuriyet üzerinden bana gelen Burhaniye’den bir tutuklu mektubu aldım. Tabii ki çok duygulandım ve bu mektubu içinden çıkan karikatürlerden biriyle burada yayınlıyorum…
29.03.2021
“Sayın Bedri Baykam, merhaba,
Bu mektubu size Burhaniye T Tipi Hapishanesi’nde yazıyorum. Yıllar önce henüz 3-4 yıllık bir mahkumken o zamanlar kaldığım Adıyaman Hapishanesi’nden size mektup yazmıştım. 2000’li yılların başıydı, o zamanlar henüz yeni yeni resim ve karikatüre ısınıyordum. Amatörce çizdiğim desen ve karikatürü size yollamıştım. Hiç beklemediğim bir anda bana o zamana kadar yayınlanan kitaplarınızı ve Skala Dergisi’nin bütün sayılarını yollamıştınız. Ayrıca bir desen çalışmamı da dergide yayınlamıştınız.
Skala gibi kaliteli bir dergide desen çalışmamı görünce çok gurur duymuştum. Şimdi halen yanımda saklıyorum. O günden sonra resim ve karikatüre olan ilgim daha da arttı, sonraki 20 küsur yıl boyunca hep çizdim. Zaman zaman karikatür yarışmalarına da katıldım. Maltepe Üniversitesi’nin düzenlediği İnsan Hakları konulu yarışmada 2.’lik ödülü aldım. Ödülümü o sırada bir kitabını okuduğum ülkemizin gurur kaynağı, felsefecimiz İoanna Kuçuradi’den almak (cezaevine gelerek plaketimi kendi eliyle sundu) beni daha da gururlandırdı. Musa Anter Karikatür Yarışması’nda da ödül aldım. Ayrıca Moskova’da İzvestiya gazetesinin düzenlediği düşünce özgürlüğü konulu yarışmada onur diploması aldım. Çalışmalarımı halen büyük bir şevkle sürdürüyorum. 25 yıllık hapis hayatım karikatür sayesinde katlanılır oldu. İçeride Açık Öğretimde 3 bölüm okudum, ayrıca İngilizcemi iyi denebilecek bir seviyede geliştirdim. Bu kartı size minnettarlığımı ve teşekkürlerimi ifade etmek için yazdım.
Sağolun, varolun
Mehmet Boğatekin”
Hem üzülmemek hem de bir başka açıdan sanatın gücünü görüp sevinmemek mümkün mü?
SPOR EKRANI SİZİ İHYA EDECEK!
Muhteşem beş hafta var önünüzde! Bugünden başlayarak, bu hafta Fransa Açık tenis Turnuası’nın yarı finalleri ve finalleri muhteşem karşılaşmalara gebe… Yarın, sevgili milli takımımız İtalya ile 2020 Avrupa Şampiyonası’nın açılış maçını oynayarak büyük bir onur paylaşacak ve dünyada milyarlarca insan canlı izleyecek. Avrupa Şampiyonası 11 Temmuz’a kadar bize futbol adına her heyecanı yaşatacak, hop oturup hop kalkacağız. Birçok takımla kah sevineceğiz, kah üzüleceğiz. Ben milli takımımızın performansından çok umutluyum ve finale kalırsak şaşırmam… (Bu arada öyle gruplar var ki, insan seyrederken her saniye kalp krizi geçirebilir. Mesela her biri eski Avrupa Şampiyonu olan Almanya, Fransa, Portekiz ve onların yanında bir ekol olan Macaristan’ın grubu).
Yarın gece İtalya-Türkiye maçıyla aynı anda büyük ihtimalle Nadal-Djokovic yarı final maçı olacak. Haziran 28’de ise Londra’da Wimbledon Tenis Turnuası başlayacak ve tek erkekler finali de Avrupa Şampiyonası ile aynı gün 11 Temmuz’da oynanacak! O günlerde gerçekten spor kıyafetlerinizi giyip bu tüm gün ve gece sürecek ziyafete hazır olmanızı diliyorum! Uzun lafın kısası beş hafta spora doyamıyacağız!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.