Dünkü maça çıkarken, farklı sebeplerden bu sezonu sorunlu geçiren iki takımın da bu maça çok asılacakları belliydi. Aralarında iki yıl önceden kalma büyük kapışmanın izleri bir yana, son haftalardaki kayıplar da kapışmanın önemini arttırıyordu. Aykut Kocaman, orta sahada “medyaya inat” Baroni’yi kullanmak yerine, yine Selçuk-Özer ikilisiyle başlayarak bir ciddi risk almıştı. Stoch ve Semih’in ise sahaya beraber sürülmesi, her hafta hatırlattığımız artık beklenen doğru karardı.
Fenerbahçe maça beklenilmedik derecede iyi başladı. Özellikle Alex, Emre, Stoch ve Semih paslaşmalarıyla dikkat çeken ve kanatlardan Gökhan ve Ziegler’le olgunlaşan akınlarda sarı lacivertliler Stoch ve Emre ile gole yaklaştılar ama sonuca ulaşamadılar. Golsüz sürerken de büyük keyif veren maçın 30. Dakikasında Emre’nin nefis uzun aşırtma pasını değerlendiren Semih ustaca bir sağ iç plase voleyle filelere bırakan Semih golden sonra yeri öperken benim de gözlerim yaşardı. Klasından şüphe etmediğim sezonun şanssız santrforu böylece şeytanın bacağını kırdı. 43. Dakikada Özer hızlı kontratakta rakiplerinden iyi sıyrıldı ama üst direk gol vuruşuna mani olarak maçın kopmasına engel oldu.
2. Yarıya değişikliklerle başlayan Ertuğrul Sağlam, orta sahada Fener’in hızını kesmeyi bir ölçüde başardı. Volkan 55. Dakikada Ömer’in nefis kafa vuruşunu Volkan nefis bir plonjonla kurtardı. Bunun dışında Bursalıların şutları “dağlara taşlara” atmaları sarı lacivertlilerin şansıydı. Kocaman bu yarının ortasında anlaşılır bir Özer-Baroni ve anlaşılmaz bir Semih-Bienvenue değişikliğine gitti. Halbuki Selçuk yerine Topuz’u oyuna almak maçın sonlarına doğru daha yerinde bir hamle olurdu. Kocaman’ın kararları aslında hep esrarengizliğini koruyor!
Maçın sonları yaklaştıkça, her iki takımın taraftarlarının tezahürat rekabeti futbolun önüne geçmeye başlarken, Gökhan’ın nefis bindirmesinden sonra çıkardığı pası çatala mıhlayan Stoch maçı kaparken, geçen hafta ilk 11 de yer almayışını adeta hatasız futboluyla sessizce protesto etmiş oluyordu. Fenerbahçe’de günün diğer en başarılı isimleri Gökhan, Yobo ve Emre’ydi. Sarı lacivertliler maçı bileklerinin hakkıyla alarak Trabzon maçı öncesi gözdağı verdiler.
Fenerbahçe maça beklenilmedik derecede iyi başladı. Özellikle Alex, Emre, Stoch ve Semih paslaşmalarıyla dikkat çeken ve kanatlardan Gökhan ve Ziegler’le olgunlaşan akınlarda sarı lacivertliler Stoch ve Emre ile gole yaklaştılar ama sonuca ulaşamadılar. Golsüz sürerken de büyük keyif veren maçın 30. Dakikasında Emre’nin nefis uzun aşırtma pasını değerlendiren Semih ustaca bir sağ iç plase voleyle filelere bırakan Semih golden sonra yeri öperken benim de gözlerim yaşardı. Klasından şüphe etmediğim sezonun şanssız santrforu böylece şeytanın bacağını kırdı. 43. Dakikada Özer hızlı kontratakta rakiplerinden iyi sıyrıldı ama üst direk gol vuruşuna mani olarak maçın kopmasına engel oldu.
2. Yarıya değişikliklerle başlayan Ertuğrul Sağlam, orta sahada Fener’in hızını kesmeyi bir ölçüde başardı. Volkan 55. Dakikada Ömer’in nefis kafa vuruşunu Volkan nefis bir plonjonla kurtardı. Bunun dışında Bursalıların şutları “dağlara taşlara” atmaları sarı lacivertlilerin şansıydı. Kocaman bu yarının ortasında anlaşılır bir Özer-Baroni ve anlaşılmaz bir Semih-Bienvenue değişikliğine gitti. Halbuki Selçuk yerine Topuz’u oyuna almak maçın sonlarına doğru daha yerinde bir hamle olurdu. Kocaman’ın kararları aslında hep esrarengizliğini koruyor!
Maçın sonları yaklaştıkça, her iki takımın taraftarlarının tezahürat rekabeti futbolun önüne geçmeye başlarken, Gökhan’ın nefis bindirmesinden sonra çıkardığı pası çatala mıhlayan Stoch maçı kaparken, geçen hafta ilk 11 de yer almayışını adeta hatasız futboluyla sessizce protesto etmiş oluyordu. Fenerbahçe’de günün diğer en başarılı isimleri Gökhan, Yobo ve Emre’ydi. Sarı lacivertliler maçı bileklerinin hakkıyla alarak Trabzon maçı öncesi gözdağı verdiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.