Bugün size dev rüşvetler alıp,
ardından utanmadan aramızda dolaşarak sırıtmaya devam eden
yüzsüzlerden; demokratik hukuk devletinde farklı görüşlere
saygı duymadan, elinde tuttuğu gücü rakiplerini tehdit etmek için
kullananlardan; yaptığı yolsuzluklarla yakalanıp bunun üzerinin
örtbas edileceğine emin olanlardan; dün söylediklerini, ertesi
gün inkar etmeyi adet haline getirenlerden; kendi suçlarını yok
sayıp, kandırılmış garibanları hedef tahtası haline
getirenlerden; belediye ve ihaleleri yol geçen hanı haline
getirenlerden söz etmeyeceğim. Bugün konumuz maalesef,
insan denilen vahşi yaratığın her türlü işkencesinin bedelini
en korkunç şekilde ödeyen hayvanlar...
Hayvanlara eziyet edenler, onlar
üzerinden para kazanmak için yapılan katliamlara ortak olanlar, bu
konuda utanmadan bir de ukalalık yapanlar, VE bu affedilmez suçlara
imza atanları pasif şekilde seyredenler, hepsinden tiksiniyorum. Bu
insanların aramızda yaşıyor olmalarından dolayı bir vatandaş
olarak büyük utanç yaşıyorum.
Bu arada tekrar üstüne basarak
söylüyorum. EN AZ ŞİDDET UYGULAMALARINI YAPANLAR KADAR, ALÇAKÇA
BU EZİYETLERİ SEYREDENLER DE SUÇLULAR.
BAZI ALÇAKLIKLARIN DÖKÜMÜ
Zaten hepsini biliyorsunuz. Buna rağmen
örnek olarak bazı alçaklıkları size hatırlatacağım.
--Muğla’da Haziran ayında arabanın
arkasına bağlanan ve sürüklenen köpeği vatandaşlar müdahale
edip kurtardı. Hatırladınız mı?
--Ekim ayında Eyüp Belediyesi’nin
kulakları küpeli zararsız köpekleri topladığı ve bu köpeklerin
hiçbir barınma merkezinde de bulunamadığı konusu, hayvan
severlerin gündemini sarstı. Hatırlıyor musunuz?
--Kütahya Hayvan Barınağı’nda aç
bırakılan köpekler, yavru bir köpeği parçalayarak kafasını
kopardılar. Barınak kendi haline bırakılmış, kim aç kim tok,
nasıl yaşarlar kimsenin umurunda değil... Biliyor muydunuz?
--8 Ekim tarihli haberde çocuk
parkında Benek adlı bir köpeğe tecavüz ederken bir adam
yakalandı. Hayvan severler feryat ettiler diye... Hatırlıyor
musunuz?
--Yakın zamanda, Aralık başında
Erzincan Orduevi Nizamiyesi’nde bir askerin yumruk ve tekmeyle
işkence ederek öldürdüğü kedi olayının videosunu hatırlamamak
mümkün mü?
O olayı gerçekleştiren sapık daha
sonra serbest bırakıldı. Neler hissettiniz o gün?
--Marmaris’te geçen yılın Kasım
ayında, yerde hareketsiz yattığı görülen kedinin defalarca
tecavüze uğradığı tespit edildi. Genital bölgesinde yırtık ve
kanama vardı. Hatırladınız mı?
--Gaziosmanpaşa’da yine bir kedi
tecavüzü olayı yaşandı. Aynı Gaziosmanpaşa’da 18 yaş altı
iki gencin, iki köpeğe kedileri canlı olarak parçalattıkları
belgelendi. Hatırladınız mı?
--Çorlu’da geçen günlerde otlaması
için boş bir alana bağlanan at tecavüze uğradı, E.Ç. isimli
sapık gözaltına alındı. Hatırlayabildiniz mi?
--Eskişehir’de Osmangazi
Üniversitesi’nden M.C.A. isimli öğrencinin bir kahveden ödünç
aldığı kediyi işkence yaparak öldürdüğü iddia edildi ve
Eskişehir Dördüncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Kendisi tutuksuz yargılanıyor.
--Geçen yıl Metropolitan Galası’nda
şarkıcı Rihanna’nın giydiği son derece lüks olarak üretilmiş
dev kürk giysinin üretimi için 50 hayvan vahşi şekilde
öldürüldü. Rihanna ise yüzlerce paparazziye o gösterişli giysi
ile fotoğraf çektirmekle meşguldü. Şov, hayvan ve insan
haklarından daha önemliydi yıldız şarkıcı için...
--Antalya’da E.K. isimli biri
arabasını köpeklerin üzerine sürerek onları ezdi ve yalnız
1097 TL idari para cezası ödedi. Hatırladınız mı?
--Antalya’da kimliği belirsiz
kişiler yaşam savaşı veren üç köpeği zehirledikten sonra
patilerinden tel örgülere astılar. Üç köpek can çekişerek
öldü. Biliyor muydunuz?
--Isparta’da ipe bağladıkları
köpeğin kulaklarını kesen iki vahşi, bu fotoğrafları üstelik
bir de övünerek paylaştılar. Hayvan koruma derneği bu
fotoğraflar hakkında suç duyurusunda bulundu, işkence
sahiplerinin H.K. ve N.Y. oldukları tespit edildi.
--Konya’da Cumra ilçesinde yaşadığı
öğrenilen M.Ö. isimli saldırgan kulağını kestiği yavru köpek
ile poz verdi. Hatırladınız mı?
--Nöroloji uzmanı olduğu iddia
edilen Kocaeli Üniversitesi’nden sahte bir insan, sahte profesör
başıboş köpeklerden birine saldırarak onu bıçaklayarak
öldürdü.
--Kozmetik hayvan deneyleri, tavşanlar
üstünde onlara akıl almaz zarar veren gözlerini çalışmaz hale
getiren sonuçlar doğuruyorlar. Deneyler sonucunda hayvanların
başına gelen en hafif olay bu. Yarın kozmetik mağazalarına
girdiğinizde hatırlayacak mısınız?
--Bozburunda Ethem ve Sinem Dirvana’nın
köpekleri, yaklaşık iki ay önce hayvan düşmanı bir komşuları
tarafından zehirli etle öldürüldü, katil ayrıca köpeğin
sahiplerine de saldırdı. Hatırladınız mı?
Hepimiz biliyoruz ki bu saydığım
örnekler basına yansıyanların sadece ufak bir bölümü, ne yazık
ki örnekler sonsuza dek çoğaltılabilir. Kim bilir şu anda ben bu
yazıyı oluştururken ve daha sonra sizler bu yazıyı okurken, kaç
tane daha vahşet yaşanacak, kaç hayvan insanların sapık ruhları
nedeniyle katledilecek...
Unutulmaması gereken en önemli
noktalardan biri şu: 1970’lerde yapılan araştırmalarda, birçok
seri katilin, çocukken hayvanlara işkence edip öldürdükleri
belgelenmiştir. Bizim insan olmamız ve sözde daha mükemmel bir
beyine sahip olmamız, dünyayı paylaştığımız diğer canlılara
karşı bu alçakça cinayetleri işleme hakkı vermiyor bize.
İnsanlardan başka, yaşam ve yemek güdüsü dışında, canice
birbirini öldüren ve başka hayvanları öldüren bir başka canlı
yok. İnsanlar maalesef bu evrenin yüzkarası. Yarın öbür gün
gücü eline geçiren robotlar devreye girerek, “gereksiz ve son
derece kötü kalpli ve son derece sapık, şiddete kendini mahkum
etmiş bu insan denilen canlıların yeryüzünde gerek yok”
kararı alırlarsa ve bizi toptan imha ederlerse hiç şaşırmam.
“ÖNCE İNSAN” SLOGANININ
YANLIŞLIĞI
Kendi partimin bir İstanbul Belediyesi
sloganı vardı: “Önce İnsan” diye... İyi niyetle
konmuştu bu slogan şüphesiz. Ama ben hiçbir zaman sevemedim:
Şayet bunun anlamı “önce insanların sorunlarını halledelim,
sonra diğerlerine bakarız” gibisinden bir şey ise, bir kere
hiçbir zaman insanların sorunları bitmez. Sorunları bitse bile bu
sıraya konulacak ve önceliğin insana verileceği bir konu değil.
Bu dünyada birlikte yaşıyoruz, hiçbirimizin önceliği yok.
Dolayısıyla “önce tüm şu insanların problemlerini kentte A
dan Z ye çözelim, ardından doğa mı korunacak, hayvan mı, öyle
bir gün gelirse, o zaman bakarız, hele bir dur bakalım”
cümlesinin bir anlamı yoktur. Çünkü böyle bir gün
gelmeyecektir. Hiçbir zaman.
Ayrıca kimin şunu söyleme hakkı
olabilir ki? “Biz insanlar, daha zeki, daha karmaşık, daha
mükemmel varlıklarız. Dolayısıyla hayvanları da, doğayı da
dümdüz edebiliriz gerekirse, çıkarımız öyle buyuruyorsa...”
Tam tersine “önce insan” olmak,
hayvanları ve doğayı koruyacak kadar üstün insan olmaktan geçer.
Yeryüzünü beraber paylaştığımız, bu dünyaya bizim gibi
öylesine atılmış ve hasbelkader “gelmiş” olan bu güzel ve
hisli yaratıkları bizler korumak durumundayız. Onların güç,
zeka veya nefeslerinin bittiği yerde, bizler bu fedakar, tatlı,
komik, keyifli ve paylaşımcı yaratıklara kucak açmak, onların
sorunlarına ve dertlerine çare ve merhem taşımak durumundayız.
Hem de bu eylemin bize mutluluk getirdiğini hissederek!
PARLAMENTO’DAN BEKLENEN
Bir sürü alçağın, kanunların şu
andaki utanç verici halinden istifade ederek, Kabahatler Kanunu’nda
“mala zarar vermek” veya “yere tükürmek”le
aynı cezaya maruz kalacaklarını bilmeleri, hayvanları öldürüp
işkence ve tecavüz ettikten sonra elini kolunu sallaya çıkıp
gidebilmesi bu ülkenin akıl almaz bir ayıbıdır. Parlamento’da
yalnız muhalefet değil iktidarın da, bu utanılası rezil duruma
Türk halkı önünde son vermeleri, hayvanları öldüren alçakların
insanları öldüren alçaklarla aynı şekilde cezalandırılmaları,
yasaların derhal değiştirilerek bu suçların artık ceza
kanununda en ağır şekilde yerlerini bulmalarını sağlamalılardır.
GÖRÜNMEZ KAHRAMANLAR
Peki bir de hayvanların hakları ve
güzel yaşamaları için her gününü feda eden görünmez
kahramanlardan bahsetmek lazım. Patili Köy’ü kuran Volkan-Canan
Koç, dostlarımızın çektikleri acıları unutturmak ve güzel bir
yaşam sürmeleri için gece-gündüz çalışan Işkın Moğol Alçı,
Eda Menzilci Kuru, Sibel Molu, Ayberk Ayar, Aleyna Özgat, HAYTAP,
instagramda @buaradabennian, @engelsizhayvanlar ve benim buraya
yazamadığım daha niceleri... Buradan hepsine candan teşekkür
ediyorum. Peki bizlerin yapması gereken nedir? En azından canı
gönülden çalışan bu insanlara yardım etmek, Patili Köy’e,
barınaklara, ormanlara battaniyeler mamalar götürmek... Zaman
ayırıp fiziki olarak onlara katılıp köpeklere, kedilere, tüm
hayvanlara sevgi götürmek... Patifood veya Ormana Mama’nın web
sitesine girip KUMBARALAR bölümünden hepsine tek tuşla mama
gönderebilirsiniz. Önemli olan sizin içinizde olan istek, her
türlü yardımınızı bekliyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.