Biliyorum,
Türkiye’de gündem o kadar hızlı ki, geçen hafta Meral Akşener
hakkında bu sütunumda kaleme aldığım yazının yanıtlı
devamını verirken, Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında
siyasi gündemimize düşürdüğü bomba ortalığı toz dumana
boğdu, depreme neden oldu! CNN’de duydum: “AKP’den iddia ve
belgeler yalanlanmış, sahtelermiş, paralar da zaten esas oradan
Türkiye’ye gönderiliyormuş.” İyi de belgeler sahteyse, Mann
adasından Türkiye’ye para gönderildiğini nasıl
kanıtlayabiliyormuş? VE orada hangi işten kazanılmış o para?
Aslında
şu andan itibaren Türk siyasetinde atılacak adımlar, muhalefetin
dirsek temasının daha da yoğun olması gereken şu dönemde artık
daha da önemli. Dolayısıyla CHP ve İYİ Parti arasında artık
yanlış anlamaların değil, rekabete rağmen doğal yapıcı
diyalogların öne çıkması gerekecek. Bu nedenle, bugün ana
gündem olmayan bu temasların sağlığı açısından, bu yazının
ışık tuttuğu teorik veya pratik gerçekler herkes için
anlaşılmalı.
Geçen
haftaki yazımın başlığı “Meral
Akşener Erdoğan’ın Yanı Başındaki Bahçeli’nin Yerini mi
Almaya Çalışıyor?”
idi. Yazma nedenim, Akşener’in Hürriyet’te 18 Kasım’da
yayınlanan “CHP ile ittifak yapmayız “ başlıklı
röportajıydı. Şunları söylüyordu Akşener: “Cumhurbaşkanlığı
seçimi hadisesinden baktığım zaman CHP kendi adayını çıkarmalı.
Biz çıkaracağız, MHP de keşke çıkarabilse ama anlaşılıyor
ki çıkarmayacaklar. HDP adayını çıkarmalı ve AK Parti de
adayını gösterecek. Çoklu aday seçmenin oyunu isteyerek koyduğu
bir alandır. Görüldüğü kadarıyla 4 adaylı seçim olacak. CHP
ile cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda ittifak yolu arar
mısınız derseniz, açık bir şekilde ‘hayır’ derim. Beni
aday olarak arkadaşlarımız arzu ediyor. Ben iddialı bir insanım.
Adayım ama parti kurulları tartışacak. 100 bin imza ile gelecek
bir adayım, ama kararı tartışarak alacağız. Milletvekilliği
seçiminde ise Demokrat Parti gibi partilerle işbirliği içinde
olabiliriz.
Ben
Sayın Erdoğan’ın düşmanı değilim. Cumhurbaşkanı’nın
başkaları tarafından dayak yemesini istemem ama Cumhurbaşkanı’nın
da Türkiye’nin tüm fertlerinin Cumhurbaşkanı olmasını istemem
de hakkımdır.”
Siyaseti yıllardır yakın takip eden bir insan olarak, bu söylemin
oluşturabileceği tehlikenin farkındaydım. Çünkü Akşener her
partinin zaten beklendiği gibi aday çıkarmalarını istediğini
açıkladıktan sonra, “CHP
ile ittifak yapmayız”
açıklamasını, “ama
2. turda destekleriz”
cümlesiyle değil, detaylı olarak okuduğunuz gibi Erdoğan için
sarf ettiği dostane cümlelerle bitiriyordu. Bu sefer de, makalemde
bu durumun düşündürdüklerini açıkladım. Burada CHP ile 2. tur
işbirliği hiç gündeme gelmediği gibi, tam tersine,
Cumhurbaşkanına karşı büyük bir dostluk gösteriyor ve bir
çeşit dolaylı dayanışma sözleri sarf ediyordu. O gün Akşener
Fox Tv’de bu konuda verdiği ve Hürriyet’e yansıyan demeçte
beni ve bu yazıyı okuyan onca “hayır”cıyı üzmüştü. Yazım
çıktıktan sonra Akşener bana bir yanıt yolladı: “Sn.
Baykam OdaTv’de yazdığınız makalenizi dikkatle okudum. Sanırım
yanlış anlama olmuş. Bana sorulan soru ‘Cumhurbaşkanlığı
seçiminde CHP ile bir ittifak yapar mısınız’ şeklindeydi. Ben
cevabımda bu ittifaka hayır diyeceğimi, hatta tek aday ben olsam
bile doğru bulmadığımı ifade ettim. Sebebi ise yeni bir Ekmel
Bey vakası olur endişemdir. CB birinci turunda CHP , İYİ parti,
HDP hatta imkan olursa Saadet partisi aday çıkarmalıdır. Birinci
tur sonunda ikinci tura CHP adayı kalırsa şartsız olarak tüm
gücümüzle destekleyeceğimizi ifade ettim. Bu görüşümün
gerçekçi olduğuna inanıyorum. Ayrıca hayır blokunu incitecek
hiç bir söz ve tavrım ve tavrımız olmadı, olmayacak.”
Kendisine şu yanıtı verdim:
“Sayın
Akşener, çok nazik yanıtınız için teşekkür ederim. Keşke her
siyasi sizin gibi bu kadar net olsa.. Bu yanlış anlama doğrudan o
zaman Hürriyet’in/basının hatası. Çünkü mesela ‘İkinci
tura CHP adayı kalırsa şartsız olarak tüm gücümüzle
destekleyeceğiz’ sözleriniz hiç yer almadı o demeçte. Halbuki
son derece önemli, hatta o demecin en önemli ve çarpıcı sözleri
olurdu. Üstelik o sözleri okuyan herkes, sizin 2. turdan söz
ettiğinizi zanneder. Çünkü zaten sizin ve CHP’nin ilk tura
ayrı ayrı aday olarak gireceğinizi herkes biliyor. Bu düzeltmeyi
önümüzdeki haftaki yazımda aynen kullanacağım. Yazdıklarınız
beni toplumsal genel muhalefet açısından mutlu etti ve
umutlandırdı. Toplumun bu vesileyle doğru görüşlere ulaşacak
olması güzel bir şey. Umarım önümüzdeki dönemde görüşme
fırsatımız olur. Türkiye için çıktığınız bu yolun hayırlı
olmasını dilerim. Saygılarımla”
Kendisi
bana yine nazik bir yanıt yolladı ve yakında görüşme
dileklerimizle konuyu kapattık. İYİ Parti’nin yönetim katında
olan isimlerden çok eski yakın dostum Aydın Sezgin’le de konuyu
görüşerek, bu yanlış anlamaların önüne geçilmesinin
gerekliliğini konuştuk. Çünkü bu dönemde ve özellikle şu
günlerde CHP-İYİ Parti diyalogunun her şeyden daha önemli
olduğunu herkesin artık görmesi lazımdı. Sosyal medyada ise,
dostum Tuncay Erciyes, yine aynı gün Akşener’in Etv’de
yayınlanan şu röportajını dikkatime yolladı. Orada Sn. Akşener
şunları dile getiriyordu: “2019
Cumhurbaşkanlığı seçiminde (...) benim inancım şu: CHP bir
aday çıkarmalı, kim olursa olsun, İYİ Parti bir aday çıkarmalı,
zaten AKP bir aday çıkaracak, HDP bir aday çıkaracak –öyle
görünüyor. CHP ile beraber bir aday çıkarmanın yanlış
olduğunu düşünüyorum, onlar açısından da, bizim açımızdan
da, Türkiye açısından da, ama 2. tura kim kalırsa bu hayır
blokundan elbette ki biz sonuna kadar onun yanında durup
çalışacağız, bu başka birşey. Ama 1. turda bütün siyasi
partiler adaylarını çıkarabilmeli diye bakıyoruz biz, yani daha
evvel yaşadığımız bir travmadan dolayı”.
Gerçekten
benim o gün o yerel televizyon veya küçük kanalda yayınlanan
röportajı görmemem ve aynı gün Fox Tv haberi üzerinden
Hürriyet’in yaptığı habere güvenmem, ortaya o yorumu çıkardı.
O yorum, Hürriyet habere göre doğru yazılmıştı. Çünkü 2.
turda birleşmeden hiç bahsedilmeyen bu metinde, tam tersine herkesi
ayrı aday çıkaracağı ve CHP ile ittifak yapılmayacağı
vurgulanıyordu.
Yazıda
da belirttiğim gibi kimse zaten ilk turda CHP ve İYİ Parti
arasında bir ittifak beklemediği için ister istemez bu ittifak
yapmayız sözleri, 2. Tur için söylendiği intibaını veriyordu
doğrudan. Hürriyet’te o haberi kim toparladı, kim yazdı
bilmiyorum ama sonuçta aynı gün, Etv’deki içerik, Hürriyet’te
hiç yoktu. Halbuki Akşener, tereddüde mahal vermeyecek şekilde 2.
turda hayır bloku ile dayanışmaya gideceğini belirtiyordu.
Buradan çıkaracağımız ilk ders, en yüksek tirajlı gazetenin
böyle bir haberine bile güvenilmemesi gereği. Ben bu dersi kendi
adıma aldım. Hatam, Hürriyet’in ilk sayfadan verdiği habere
güvenmekti. İkinci bir kaynaktan kontrol etmem lazımdı. İkinci
vurgulamak istediğim nokta, Akşener’in gösterdiği son derece
medeni tavır. Bir yayın organının neden olduğu bir yanlış
anlamaya rağmen, bu kadar kritik bir konuda soğukkanlılığını
koruyan Akşener, beni aynı gün bizzat kendisi bilgilendirerek,
kendisinin ve partisinin gerçek duruşunu dikkatime sundu. Ben de
kendisine teşekkürler ederek bu bilgiyi kullanacağımı söyledim.
İYİ Parti, tabii ki ilk turda Akşener’i tek başına aday
çıkarmalı. Tabii ki aynı şeyi CHP ve diğer partiler de yapmalı.
Bu garabet seçim sistemi, yani 100.000 imza şartı olmadan, her
isteyen aday olabilmeli.
Sonuçta
daha fazla adayın çıkması, Erdoğan’ın doğal olarak ilk turda
seçilememesi anlamına gelecektir. Ancak 2. turda başta CHP ve İYİ
Parti olmak üzere, hayır blokunun aralarındaki ayrımlara
bakmaksızın beraber hareket etmeleri, hem doğal bir ittifak, hem
de hayır diyen milyonlarca seçmene saygı açısından mantıklı,
zorunlu ve kaçınılmaz bir işbirliğini işaret ediyor. Her
liderin, bu perspektif doğrultusunda, kullandıkları her kelimeye
dikkat etmeleri lazımdır. Bu dikkat, olmazsa olmaz bir şarttır.
Sayın Akşener’e gösterdiği hızlı hassasiyet, uygar söylem ve
soğukkanlılığı için tekrar teşekkür eder, tüm hayırcıları
sonuna kadar aralarından su sızdırmayacak bir aritmetik
dayanışmaya davet ederim. Ayrıca gereksiz şekilde geçmiş yol
ayrılıkları ve kan davalarının hiçbir şekilde gündeme
taşınmaması lazım. Bu aklı olsan herkes için geçerli. Çünkü
2. turda tüm HAYIRcılar tek vücut olmaya mecbur olacakları için,
bu dayanışmayı içten çökertecek ne sağdan ne de soldan
sorumsuzlara ihtiyaç var!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.