Bunlar olayın anekdotik kısımları. Yani orada gümbürtüye götürülmek istenen “insan faktörü” ile ilgili olanlar. Hani Silivri’de insanlık ölmüş diyoruz ya? Aslında bir başka açıdan orada yaşanan aşklara, dostluklara, dayanışmaya bakarsanız insan direncinin, insan onurunun bir koca kalesi Silivri. Tüm insafsızlık ve hukuksuzluğun ortasında, “insan” dimdik inadına ayakta. Birbirine destek olmak için, canı pahasına Cumhuriyet ve Demokrasi’yi korumak için...
Sevgili dost Av. Ceyhan Mumcu’yu görüyorum öğleden sonra seansına girerken. “Böyle bir dava örneği dünyada var mı?” diye sordu bana. “Tabii ki yok, Uganda’da bile yok” dedim, şu zavallı Afrika ülkelerinden her ne istiyorsak! Şöyle devam etti Mumcu: “Yıllar sonra bu olaya baktığınızda herkes Türk Hakimleri’nin, adaletinin, Siyasetçileri’nin, Savcıları’nın sınıfta kaldığını söyleyecek. Bir tek Türk Avukatları orada sınıfı geçmiş olacak.” Mumcu’ya kim gidip çok yanıldığını söyleyebilir ki?
Durumun hukuki özetine gelince... Nasıl olsa bugün Cumhuriyet’te detaylı akışı yine bulacaksınız. Ama ben size yaşanan diyaloglardan bazı parçalar aktarmalıyım yine de: Zeynep Küçük:
“Hakim Bey, madem kanunu o kadar iyi biliyorsunuz, size hatırlatmam lazım ki, önce sanığa ve müdafii avukatına söz vermeniz lazım. Yani ‘veya’ değil, ‘ve’ diyor kanun”, “Hayır bunlar konu ile ilgili değil şimdi”. Av. Ali Rıza Dizdar: “Bizler tarafından henüz okunmamış belgeler, dinlenmemiş onca tanığımız var”, “Şimdi bunların sırası değil”. Sanık ve Av. Mustafa Hüseyin Buzoğlu: “Hakim Bey, size göre maddi gerçek vuzuha erdiğine göre, 18 Şubat’ta siz kararınızı vermişsiniz. Yani siz artık tarafsız olmadığınıza göre, ya davadan çekilmeniz lazım, ya da reddi-hakim talebimizi kabul etmeniz lazım” “Hayır lütfen Mahkemenin itibarını düşünmeden konuşmayın, biz burada hukuka göre yargılama yapıyoruz”, “Bizim gözümüzde tarafsızlığınızı yitirmiş olmanız da AİHM nezdinde ciddi bir sorundur” Balbay: “Ben CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay. Tanıkların dinlenmesi ve deliller üstüne konuşmak istiyorum. Burada Hukuk ve Millet iradesi ayaklar altında” (Mikrofonu kesiliyor). Cumhuriyet Savcısı Pekgüzel’in mütalaası (özet): “Burada sanıklar soyut kişisel değerlendirmelerle davayı uzatmak için reddi hakim talebinde bulunuyorlar, gerek yok”
SONUÇ: Yeni şahitlerin dinlenmesi reddedildi, reddi hakim talebi reddedildi, Av. Celal Ülgen ve daha sonra Av. Ece Unutmaz için salondan çıkarılma kararı alındı. Ülgen’in yaşadığı tansiyon sorununun ardından yaşanan arbedede Av. Hüseyin Ersöz bir Binbaşı tarafından darp edildi.Uzun lafın kısası güzide bir “ileri demokrasi” günü daha başarıyla yaşama geçirildi!
Yazılı medyada yazarın izni olmadan yayınlanamaz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.