Bugün Türkiye’nin ana gündeminde CHP’nin dün açıklanan adaylık listeleri olduğunu biliyorum. Ancak yazımı, adaylıkların açıklandığı saatlerden önce kaleme aldığım için, “duyum” üzerine yorum yapmak istemiyorum. Haftaya CHP ile ilgili yorumlarımı okursunuz.
Dünya Plastik Sanat Dernekleri’nin (A.I.A.P.) 17. Genel Kurulu’na katılmak üzere Meksika’nın Guadalajara kentine uçarken, Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD) olarak çeşitli hedeflerimiz vardı. Guadalajara, daha önce gördüğüm yerlerle kıyaslarsam, Havana ile Tiflis karışımı bir kent…
İstanbul’da Yönetim Kurulu’nun aldığı kararların en önemlisi, Dünya Genel Kurulu’na bir “Dünya Sanat Günü” önerisi taşımaktı. Derneğin Genel Sekreteri Safiye Mine Erdurak ile beraber bu projeyi en iyi gündeme getirme zamanlamasını ararken 1. günde karar kıldık. Bu tip uluslararası buluşmalarda birinci günün ayrı bir önemi vardır. Daha sonra dikkatler azalır. “Dünya Sanat Günü” olarak “Leonardo Da Vinci’nin doğum günü” olan 15 Nisan’ı seçmiştik.Leonardo, dünyada “tartışılmaz” bir değer. O’nun dışında vereceğiniz herhangi bir isme biri çıkıp burun kıvırabilir. Hatta bu isim Picasso olsa bile… Bu nedenle seçimimizden şüphemiz yoktu. Teklifimiz ortaya güçlü bir şekilde çıksın diye önergeye ortak imzalar aradım. Sonuçta sabah görüşmelerinin ardından bir gündür yürüttüğümüz lobi çalışmaları doğrultusunda İsveç, Norveç, Fransa, Slovakya, Mauritius, Irak, Japonya dışında aldığımız üç imza son derece belirleyici oldu: Bunlar ev sahibi Meksika Başkanı Burillo-Velasco, Dünya A.I.A.P. Başkanı Çinli Liu Dawei ve Avrupa A.I.A.P. Başkanı Güney Kıbrıslı Christos Symeonides’in imzalarıydı. Sunuş konuşmamdan sonra Divan da Burillo-Velasco Genel Kurul’a önergeyi oylattı ve metin oybirliği ve alkışlarla kabul edildi.
Böylece bu önergeyi sunup kabul ettirmiş olan Türkiye ve bu karara imza atmış olan A.I.A.P dışında herkes ne kazandı? Artık dünyanın “Kadınlar Günü”, “İşçi Hakları Günü”, “Barış Günü”, ”Tiyatro Günü”, “Sevgililer Günü”nden sonra bir de sanatçıların kararıyla “Sanat Günü” oldu.15 Nisan’ı bu yıl aramızda mütevazı bir şekilde kutlayacağız ve ilk kutlama 2012’de olacak. Bu günün kabul görmesi için en etkin yayma çabalarını sürdürmesi gereken ülkeler, kararı öneren Türkiye, o Genel Kurul’a ev sahipliği yapan Meksika, Leonardo’nun ülkesi İtalya… ve tabii tüm diğer ülkeler! Çünkü bu günün sayılamayacak kadar yararı var: Dünya sanatçılarının tüm bir gün boyunca her yerde kutlama yapacakları bir dayanışma fırsatı, genç sanatçılara destek olmak için oluşturulacak özel veya kamu bütçeleri, sanatın gücünün her türlü baskı ortamına karşı hatırlatılması, herkesin birbirine sanat eseri hediye etmesi, konferanslarla sanat bilincinin yaygınlaştırılması gibi…
Bunun dışında Genel Kurul gündeminde öncelikle eski yönetimin hazırlayıp sunduğu tüzük değişiklikleri vardı. Bu önerilerden neredeyse salt Türkiye Masası’nın izin verdikleri geçti, itiraz ettiğimiz her değişiklik reddedildi! Tüm bu kongre içi akışı kontrol altında tutmamızda siyasi kurultay deneyimlerimin rolü olmadı desem yalan olur!
Diğer önemli konumuz, Mehmet Aksoy’un “İnsanlık Anıtı”nı bekleyen tehdide karşı Genel Kurul’a gereken bilgilerin sunulması ve bir koruma kararının çıkmasıydı. Konuyu yakından takip eden Avrupa A.I.A.P Başkanı Symeonides konuyu gündeme taşıdı, ben ek bilgileri verdim ve sonuçta bu koruma kararı da Genel Kurul’dan oybirliğiyle çıktı.
Daha sonra 11 kişilik Yeni Dünya Yönetimi’ne Türkiye ve UPSD adına ben de seçildim. Mükemmel bir ev sahipliği yapan Meksikalı Rosa Maria Burillo Velasco Başkan olurken, ben de beş bölgesel Dünya Koordinatöründen biri oldum. Türkiye’nin A.I.A.P. içinde etkin roller alabilmesinde bir önceki UPSD Başkanı Mehmet Güleryüz’ün bıraktığı olumlu izlerin de büyük etkisi vardır.
Dünyayı savaşlardan, faşizmden ve robotlaşmalardan koruyacak bir şey varsa, o da tabii sanat! UPSD olarak Dünya Genel Kurulu’nda bu savaşları verirken yurt içinde de bu akşam, Salı 12 Nisan günü saat 19’da Akatlar da Beşiktaş Belediyesi’nin MKM Beşiktaş Çağdaş Galerisi’nde otuz beş yaş altı “111” sanatçının işlerinin yer aldığı “GENÇ ETKİNLİK 5” sergisi açılıyor. Serginin çağrı metnini oluştururken başlığa “Özgürlük Sil Baştan”ı yerleştirdik. İçinden geçtiğimiz karanlık günlerde özgürlük arayışından daha çok öne çıkarılacak kavram var mı? Bu sergiyi oluştururken birçok üniversiteyi gezdik ve sanatçılarla birebir görüştük. Bu akşam sergimize gelin ve Türkiye’nin yeni aydınlık yüzleriyle tanışın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.