Siyasi
tarihimize “koyu
gri ara dönem”
olarak girecek günler maalesef sürüyor. Çantada keklik diye
gördükleri maçı 5-4 kaybeden takımın, önce VAR’a koşması,
ardından hakemi kuşatması, sonra da maçı yeniden oynatması için
Federasyon’a ve Spor Bakanlığı’na baskı yapması kadar absürt
bir durumla karşı karşıyayız. Şu farkla ki, siyasete bu durumu
uyguladığımızda, maçı kaybetmiş veryansın eden takımın
başkanı, aynı zamanda Merkez Hakem Komitesi Başkanı, Futbol
Federasyonu Başkanı ve Gençlik ve Spor Bakanı ve...
Cumhurbaşkanı! Abartmadığımı biliyorsunuz değil mi?
Seçimi
kaybeden taraf, geçmişte bu konuda söylediği her şeyi yok
sayarak ve inkar ederek seçimleri baştan yaptırtmak için bütün
yollara başvuruyor! Tüm ülkede oyların tekrar sayılmasını
isteselerdi, yine de tatmin olmazlardı! “Kazanana
kadar seçim”,
tabii biraz “yenilen pehlivan güreşe doymazmış” atasözüne
dönüyor! Biz Haziran 2015 sekmesi dışında, her seçimde yenildik
de ne oldu? Göz göre göre trafolara kedi girdi, ışıklar gitti,
bilgisayarlar aksırdı, bir şekilde kaybettik. Yolumuza devam
ettik! Özal’ın nasihati lazım bunlara “alışırsınız
alışırsınız!”.
“OLAĞANUSTÜ
İTİRAZ” KARTINI NERELERDEN ÇIKARDINIZ?
Alışmayı
denemeye bile hazır değiller! “Gönül
Belediyeciliği kazandı”
(!) başlıklı komedi filminin afişleri, İstanbul’un dört bir
yanında asılı! Sormak
lazım Binali Bey’e, kazandıysanız, tebrikleri kabul ediyorsanız,
nedir bu çırpınışlar, bilmediğimiz başka konular mı var? “Atı
alamayanın Üsküdar’ı oldu bittiye getirme çabaları”nın son
algı operasyonları!
Çırpınışlar
derken, AKP’nin seçim felaketi sonrası acilen tedavüle soktuğu
yeni yüzü Ali İhsan Yavuz, Büyükçekmece için “olağanüstü
itiraz dilekçesi”ni devreye soktuklarını bildirdi! Böylece
iktidarın kendine sakladığı bir son dakika silahı ile tanışmış
olduk! “Olağanüstü
itiraz”...
“Muhteşem Süleyman”
gibi bir şey herhalde... CHP, seçimlere yıllardır tepki verirken
neden bu son dakika formülünü cepten çıkarmalarını onlara
fısıldamadınız? Kaç yıldır komşusunuz Parlamento’da!
Hepimiz yeni duyduk bu zihni sinir procenizi... Hiç
merak ediyor musunuz şayet bu “olağanüstü itiraz” cinliğini
yapan CHP olsaydı, AKP yönetimi alay etmek için ne yaratıcı
formüller bulurdu, düşünebiliyor musunuz? Ben yandaş medya
kalemşöründen en tepeye kadar neler söylenirdi duyar gibi
oluyorum!
Durumu
kurtarmak için icatlar bitmiyor: “Efendim
dağları taşları arazileri seçmen yazdırmışlar, tespit ettik.”
Güler misiniz ağlar mısınız? Yahu tereciye tere mi satıyorsunuz,
bunlar bizim argümanlarımız, üstelik
bizim itirazlarımız hep gerçekti!
Hani hayali ve sahte seçmen yoktu dünyanın en güvenli seçmen
kütüğü bizdeydi? Ben size yardım edeyim, daha yazmaya devam
edebilirsiniz: “Aynı
daireye 84 kişi sığdırmışlar; ölülere oy kullandırmışlar;
130 yaşında seçmenler varmış” Bakın
bizim argümanlarda daha çoook malzeme var!
BU
YENİ KANUN NEREDE YAZILI?
Evvelsi
gün, Sayın Cumhurbaşkanı, “10
milyonu aşkın bir seçmenin olduğu bir İstanbul’da, 13-14 bin
oy farkla seçimi kazandım havasına girmeye hakkı yoktur”
diyerek ağzındaki
baklayı çıkarıverdi! Yani seçim sonuçlarını iptal etmek için,
yaratıcı bir ara buluş! Ben de bir tweet attım bunun üzerine:
“Sayın
Cumhurbaşkanı’na sormak lazım: ‘İllerin
nüfus yoğunluğuna göre seçimlerde atılması gereken fark’
çetelesi var da, bizim mi haberimiz yok? Mesela kendi yazdığınız
anayasada buna değinen bir kavram mı var?”
Henüz ne
kendisinden, ne sözcülerinden, ne de yandaş medyadan bir yanıt
alamadım. Gelirse, söz sizlerle paylaşırım!
Dün
sabah Meral Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu beraber basın
toplantısı yaptılar, canlı. Bunu ne CNN Türk, ne Habertürk, ne
de NTV yayınlıyor.
Şark demokrasisi mi dersiniz, penguen medya mı dersiniz, halka
saygısızlık mı dersiniz, başını kuma gömmüş çıkarcılar
mı dersiniz, bilmiyorum! Neyse, orada Meral Hanım, basit ve güzel
bir soru sordu iktidara: “Siz
aynı zarftan çıkan Belediye Genel Meclis Seçimi ve İlçe
Belediye Başkanı seçimlerini kabul ediyorsunuz da, İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanlığı İle ilgili oy pusulası da
nasıl itiraz ediyorsunuz?”
Bu soruda aynen benim beklediğim yanıtsız soru gibi iktidarın
ileti kutusunda yerini aldı. Eminim AKP’nin heyecanlı genel
başkan yardımcısı kendisine bir yanıt verirse, Meral Hanım da
hepimizi bilgilendirir.
Açık
konuşalım: Hatırlarsınız seçimden önceki son makalemi
küskünleri sandığa çekmek için yazdım. Muhalefette maalesef
ciddi oy kayıpları her şeye rağmen oldu. Onlar bu seçimin gizli
kaybedenleri. Bir de
önemli bir kazananı var: CHP örgütü ve muhalefet dayanışması!
Onlar bu seçimlerde tam sınav verdiler ve vermeye devam ediyorlar.
ÇİFTE
STANDART ŞAMPİYONLARI KİM?
Çifte
standart konusunda AKP Türkiye’de ve dünyada “1” numara.
Bundan hiç şüphemiz yok. Seçim itirazları muhalefet tarafından
dile getirilirse “geçti
Bor’un pazarı, derdinizi Marko Paşa’ya anlatın”.
Olağan veya olağanüstü itirazları kendileri yaptığı zaman
“bunlar demokrasinin
vazgeçilmez hakları”. Şu
farkla ki, burada iktidarı elinde tutanlar seçimin her aşamasını
zaten bizzat kontrol edenler! Bu konuda internette gezen ve durumu
tescil eden bir paylaşım var:
“Maç
gününü sen seçtin,sahayı
sen seçtin, orta
hakemi sen seçtin, yan
hakemleri sen seçtin, kaleyi sen seçtin, topu
sen seçtin, hakemin
düdüğü bile senin... Kaybettin!
Kötü oynadığın için kaybettin. VAR’a
da gitsen boş artık! Adam
kazandı...Ver adamın golünü.”
YSK’nın
kararı, Türkiye’nin yalnız demokrasi notunu değil, tüm
kaderini belirleyecek... Umarım beynini tüm baskılardan
koruyabilmiş insanların kararını yaşayacak Türkiye...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.