20 Ekim 2015 Salı
CHP’NİN ARTILARI AĞIR BASIYOR | BEDRİ BAYKAM | 20 Ekim 2015 tarihli makalesi..
CHP’nin siyasi karnesine not vereceksek, bunu ikiye ayırmak lazım: Toplumla ilişkisi, gündeme karşı genel ideolojik tavrı ve öte yandan ıskaladığı fırsatların dökümü ve neticede kaybettiği oy potansiyelleri...
Birincisinde CHP mükemmele yakın bir performans göstermiş. Benden alabileceği not, belki 10 üstünden 9. Diğerinde ise, CHP’nin puanı yarı yarıya kırılırken zararı kendisine oluyor. Elde edebileceği oyların veya AKP’den söküp alabileceği koltukların önünü, yine kendisi kesmiş oluyor.
PARLAYAN DEMOKRATİK ÖNDERLİK
İlk karneye dönüp, partilere siyasal etik ve gündem üzerinden göz atarsak, AKP konunun dışında kalıyor ve “sıfır” puan alıyor. Ordan MHP’ye geçersek, burada not, -10’a düşüyor. Şaka yapmadığımı biliyor olmanız lazım. Sizin de rahatlıkla takip ettiğinizi bildiğim senaryo akışında, “sert muhalefet” postu giymiş, jelatin kaplı AKP dayanışmanı rolündeki bu parti, istisnasız her sıkışma anında, iktidarın koltuk değneği olmaktan çekinmiyor. Terörün en azdığı anlarda bile, CHP lideri dahil, hiç kimseyle görüşmeyi kabul etmeyen Bahçeli, artık siyasi sütunlardan çok Zaytung’un abartılı manşetlerine konu oluyor, ama bir farkla: Zaytung ne yaparsa yapsın, gerçek hayattaki Bahçeli’nin insan aklını yerle bir eden tavırlarını sollayamıyor, olsa olsa taklitle egale ediyor. HDP’ye bakarsak, aylardır süren PKK terörünü –çekinmeden yazıyorum- maalesef açıkca karşısına almaya cesaret edemeyen bir yapıda. İşte CHP, insanlar farkında olsun veya olmasın, sonuçta böyle hatalara düşmüyor. Parti, Saray’ı yadsıyan ödünsüz tavrının yanısıra, toplumun her katmanıyla güzel ilişkiler kuruyor. Bu arada yeniden kaçınılmaz şekilde koalisyon görüşmeleri devrine girildiğinde, herkesle müzakere yapan ve her teklife açık olan tek parti kalıyor. Bu zeki taktikle, Erdoğan’ın “gördünüz mü, bunların ipiyle kuyuya inilmez, her şeye hayır diyorlar, ne bizimle, ne de birbirleriyle konuşuyorlar” suçlamaları, gerçekleşemeden suya düşüyor. Tersine CHP, topluma karşı en yapıcı tavrı samimi olarak üstlenmiş parti olarak parlayıp, halka bir nebze olsun umut saçıyor.
TÜRKİYE’NİN NABIZ DÜŞÜRÜCÜSÜ
Bu yapıcı diyaloglarda, terör ve demokrasi ilişkisinde, CHP, yakın duracağı terör örgütü seçmiyor, PKK ve IŞİD’a karşı, dik duruşunu sürdürüyor. Şehitlere de sahip çıkıyor ,“Kürt” olduğu için aşağılanan, dövülen veya öldürülen vatandaşlarımızın da her platformda hakkını arıyor. Ayrıca, AKP’nin abartılı bölücü politikalarına rağmen, topluma hiç bir ayrım getirmemeye dikkat eden CHP, inançlararası bir seçime girmeden, herkese eşit uzaklıkta durarak toplumsal gerilimleri düşürüyor.
Yolsuzlukla mücadele konusunda, mecliste yere sağlam basıyor, kimleri suçladığını ise açıkça belli oluyor. Uzun lafın kısası, CHP, 7 Haziran seçimleri sonrasında, toplumun şok dalgalarını emebilen, nabzı rahatlatan, herkesin konuşabildiği ve süren siyasi polemiklere rağmen muhataplarıyla buluşabilen tek parti oluyor. Yoksa neredeyse, her parti birbiriyle küs, veya MHP’nin olduğu gibi kendi içinde bile “karakolluk” durumunda!
CHP’NİN STRATEJİ HATALARI
Öte yandan bu şekilde diğer partilere fark atan CHP, zararı başlıca kendisine olan strateji hataları yapınca, hem kilit notaları AKP’nin elinden kapma şansını kaybediyor, hem de oy potansiyelini ciddi ölçüde arttırıcı fırsatları kaçırıyor! Daha önce bu sütunda belirttiğim gibi, MHP adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’na karşı son anda Baykal geri çekilse, İhsanoğlu’na oy verilse, AKP Meclis Başkanlığını doğrudan kaybedecek! Bu kıvraklık CHP’ye bir taşla 3-4 kuş vurma şansını kaybettirdi. Vatan Partisi ve Gezi’yi temsil eden kitlelerle ittifak kurmayan CHP, bu şekilde oylarını belki %5-6 arttırma şansını kaybetti. Ayrıca seçim hükümetine girmeyi red ederek, bir çok bakanlığın AKP’nin elinden şimdiden alınması şansı suya düştü. 1 Kasım’da ise, yine tıkanabilecek bir siyasi tablo, o sözde geçici Hükümetin belki aylarca görevde kalmasına neden olacağı için, bu yanlış karar Saray’ı ve AKP’yi büyük ölçüde rahatlattı.
SONUÇ
CHP, sonuç olarak 7 Haziran sonrası, tartışmasız şekilde halktan en büyük desteği alan parti olurken, Kılıçdaroğlu özellikle ilk bölümde hatırlattığımız yapıcı ve demokrat tavırlarıyla öne çıktı. Partinin daha sonra yaptığı diğer bazı şanssız hatalar, belki bir olası oy patlamasını engellerken, buna rağmen CHP bu yoğun muhalefet döneminde çeşitli söz ve hamleleriyle halkın ve hatta bazı kararsızların yüreğine su serpmeyi bildi, tartışmasız seçimde demokrasi kalesinin ana kapısı olarak öne çıktı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.