30 Temmuz 2012 Pazartesi

ACİL DAGITIM-İLK KURŞUN'dan Vatanseverlere Çağrı...‏


   
Yakında “İlk Kurşun”un sitesine tıkladığınızda,
hiçbir şey göremeyeceksiniz. Bir asma kilitten başka!
Ama alkış çok, tebrik çok, yazan çok, okuyan çok…
........................................
 
 
ÇARE SİZSİNİZ ......
 
AYDA 2.5 TL
SENEDE 30 TL
 
BU PARAYI VEREMEZ MİSİNİZ ??? 
VEREMEM DİYEN,
BANA MEKTUBUMU GERİ GÖNDERSİN.
ONU BİR DAHA RAHATSIZ ETMEYEYİM...
POSTA KUTUSUNA BİLE UĞRAMAYAYIM !!!
 
TÜRKİYE'MİZİN İÇİNE SÜRÜKLENDİĞİ KARANLIĞI YIRTMANIN TEK YOLU,
BİRLEŞMEK,GÜÇLENMEK VE BU KONUDA ÇABA GÖSTEREN,
SAYISI ÇOK AZ KALMIŞ GERÇEK ULUSALCI MEDYAYA DESTEK OLMAKTIR.
 
DEĞERLİ YURTSEVERLER,
ÜLKESİNE YÜREĞİ ACIYANLAR
EMEK ÜRETENLER,
GELECEKTEN KAYGI DUYANLAR,
ELLERİNİZ CEBE...
 
AYDA 2.5 TL
SENEDE 30 TL
İLK KURŞUN'A ABONE OLUN...
 
 
NEDEN Mİ ???
YANITI AŞAĞIDADIR ....
 
Naci KAPTAN
 
Bu çağrıyı lütfen yayınız.
Siz de çağrının gereğini yapınız...
 
***
 
Ey yurtseverler;
Kuvayı Milliye’nin sanat cephesi ve basın cephesinde
2 kale olan İlk Kurşun Gazetesi ve Tiyatro Birileri  desteğinizi arıyor…
 
Kime karşı Cumhuriyet ve vatan yıkıcısı Soros’ların, Cemaatlerin, tarikatlerin kurdukları,destekledikleri yıkıcı, karanlık güçlere karşı…Yurdunun bölünmez bütünlüğünün, tekil ulusal devlet yapısının karşı karşıya olduğu tehlikelere karşı mesleklerini; Gençliğe Hitabe’de üzerlerine düşen birinci vazifeyi yerine getirmek üzerine kuran; gerçeklerin ve insanlarımızın beyinlerinin özel ve sistematik izlencelerle karartıldığı bu dönemde; sanatını Mustafa Kemal’in gösterdiği hedefe ;
 
yani “Türk kültürünü çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarma” ülküsünde uygulayan Tiyatro Birileri kurucusu Utku Erişik ve daha çok ve daha güçlü yurtsever basına gereksinim olan içinde olduğumuz bu dönemde Atatürk’ün “gerçekleri söylemekten korkmayın” sözünü yayın politikasında temel ilke kabul eden İlk Kurşun Gazetesi adına bendeniz Güneş Erkul; “reklamınızı iyi yapmıyor, çektiğiniz sıkıntıları paylaşmıyor,destek istemiyorsunuz” eleştirileri üzerine bu çağrıyı yapıyorum…Kuvayı Milliye’nin kalelerine sahip çıkın…Sadece bize değil tüm vatansever yayınlara, oluşumlara, örgütlenmelere…Karanlığa küfredeceğinize bir mum da siz yakın…
Gün; Cumhuriyet’imizin tüm kaleleri bir biri düşürülür, vatanımızın tüm kaleleri bir bir zaptedilirken; muhtaç olduğumuz kudreti damarlarımızdaki asil kandan alarak birinci vazifemizi yerine getirme, en kıymetli hazinemiz olan“Cumhuriyetimiz ve bağımsızlığımıza” sahip çıkmak için yeniden dirilişi başlatma , uyuyan devi yani Türk milletini uyandırma günü…
Bunu gerçekleştirmek için karanlığın, büyük tehlike ve tehdidin farkında olan ulusal tüm güçlerin; karanlığın içine batırıldığı için gerçekleri göremeyecek, aydınlıkla karanlığı farkedemeyecek duruma getirilmiş, sistemli bir şekilde uyuşturulmuş, korkutularak sindirilmiş, açlıkla terbiye edilmiş halkımızın uyandırılmasında sorumluluk ve görev üstlenen bu kurumlarımıza sahip çıkalım. Bir yayının, bir kurumun tam bağımsızlığını koruması, yaşadığı sıkıntıları aşabilmesi için gücünü okurlarından, izleyicilerinden alması gerekir.Çağrımız gücümüze güç katmanız içindir, bir duyarlılık çağrısıdır. “Çorbada benim de tuzum olsun” düşüncesini uyandırmak içindir.
Utku Erişik bakın bu konuyla ilgili ne diyor:
““Gençler bomboş!”, “Gençler duyarsız!”, “Gençler hiçbir şey yapmıyor!” cümlelerinin sıkça kurulduğu bir ortamda, iki genç olarak, bir yol tutturmuş gidiyoruz.
Yol ne yolu peki?
Mustafa Kemal’in aydınlık yolu, Mustafa Kemal’in devrim yolu… Tam bağımsızlığa yeniden açılacak olan Kuvayı Milliye yolu, anti-emperyalizmi yeniden doğuracak olan Kemalizm yolu…
Bu satırları okuyanlar içinde, ikimizi de yakından tanıyanlar vardır. Ben tanımayanlara söyleyeyim o halde:
Bizde zerre akıl yok!
Olsa ne mi yapardık?
Güneş’ten başlayayım…
İlk Kurşun gazetesi diye bir gazete çıkarıyor, değil mi? Bas bas bağırıyor, “Tıpkı Milli Mücadele döneminde olduğu gibi, Mütareke Basını’na karşı kendi basınımızı yaratmak zorundayız.” diye…
Niye bunu söylüyor? Zerre akıl yok da ondan!
Okulunu bitirmişsin. At kendini bir işe, sırtını daya bir yerlere… “Ezen-ezilen”, “iş-emek” gibi kavramlara kafanı yormadan, gericisine, bölücüsüne aldırmadan, haberlere dahi bakmadan, gez dolaş Kordon’da… Maaşını al, evlen, çocuk yap, bak keyfine işte!
Yok…
Güneş, illa gazete çıkaracak. İzmir’deki bu gazetenin adı da, İzmir’deki Hasan Tahsin’e atfen “İlk Kurşun” olacak…
Eeee?
Bu gazeteye günde binlerce “spam” saldırısı gerçekleşecek; gericisi ayrı, bölücüsü ayrı, siteyi çökertmeye çalışacak,Güneş Erkul da bunları savan bir Cumhuriyet “Sav”cısı olacak!
Hürriyet gibi haber siteleriyle yarışıyor tıklanma oranı… Yüreği“Mustafa Kemal” diye atanlar kadar, kansız damarlarında Mustafa Kemal düşmanı bir irin akanlar da izliyor siteyi… Bunu sıkça da belli ediyorlar…
Bu internet sitesiyle de kalmıyor; Sevgili Güneş, ayda bir de bu gazeteyi basıp yayımlıyor…
Site tıklanma rekorları kırıyor, çıkan yazılar internette aylarca dolaştırılıyor“harika” yorumlar geliyor,“muhteşem” sözler sarfediliyor, “fevkalade” tepkiler alınıyor…
“Peki Güneş, abone sayısı ne durumda?”
“Az, hem de çok az!”
“Bu kadar ilgi peki? Bu kadar alkış?”
“Maddi destek yok, reklam yok… Ayakta durmakta zorlanıyoruz.”
İşte Güneş’te bu yüzden zerre akıl yok!
Olsaydı; böyle bir gazete yerine, onun bunun yalakalığını yapan bir gazete çıkarırdı. Ya da “kafa” olarak böyle olurdu da, bazılarının yaptığı gibi, iş “ticaret”e gelince, “her şey mubah” deyip, avantasını kapar, vurgunu vururdu belinden…
Olsaydı; böyle bir internet sitesi yerine, arkadaşlık sitesi açar, sarışın ve mavi gözlü kadın arayan erkeklere ya da uzun boylu ve kaslı erkek arayan kadınlara bu hizmeti sunardı.
Para mı?
İşte o zaman çuvalla!
Asistanı Sibel, işte o zaman matbaa masrafını azaltmak için katlanmamış gelen gazeteleri katlamak için uğraşmaz, internet sitesinin “gold üye”lerinin paralarını yatırıp yatırmadığını kontrol ederdi. Yatırmış mı? Tamam, hemen onlara “platin üye” olmanın avantajlarını anlatan bir e-posta gönderirdi… Yoksa, böyle çıkan her yazıyı Kemalizm aşkına internetten yaymaya, siteyi tanıtmaya çalışmazdı…
Buradan şunu da anlıyoruz: Sibel’de de zerre akıl yok!
Gelelim bana…
Ben de, Tiyatro Birileri diye bir tiyatro kurmuşum… Ayda 300’e yakın şirketin iflasını açıkladığı bir dönemde, bir şirket açmışım. Bu bir delilik… Hem de nüfusun hızla artmasına rağmen izleyicinin hızla azaldığı bir dönemde, bir tiyatro kurmuşum. Bu da bir delilik… Hem de iktidarın faşizminin tüm toplumda buram buram hissedildiği bir dönemde, Mustafa Kemal’i hakkıyla anlatan oyunlar yazıp oynuyorum. Bu artık salaklık!
Zaten en baştan söylemiştim; bende de zerre aklın olmadığını…
Olsaydı; tiyatro kurmazdım. Birçok oyuncu gibi, bana rol teklif edilmesini beklerdim. O da tiyatroda değil; “Aşk-ı Memnu”gibi bir dizide ya da “Recep İvedik” gibi bir filmde… “Aman canım, istediğim parayı versinler de, ne rol olursa olsun işte!” derdim… Hadi illa tiyatro mu kuracağım? Yazardım bol öpüşmeli-sevişmeli bir oyun… İçine bir tane “sanat için soyunan” bir manken, bir tane de ağzı iyi küfür yapan bir dizi oyuncusu erkek… Eh, fonda da “Kavak Yelleri” dizisinden bir kavak ağacı…
Para mı?
İşte o zaman çuvalla!
Akılsız Güneş, İlk Kurşun’u nasıl ayakta tutuyor? Yani gazetenin ve internet sitesinin her türlü masrafları nasıl karşılanıyor?
Abonelik ile…
Abone olan?
Çok az, yok denecek kadar az…
Yıllık abonelik ne kadar?
30 TL…
Yakında “İlk Kurşun”un sitesine tıkladığınızda, hiçbir şey göremeyeceksiniz. Bir asma kilitten başka!
Ama alkış çok, tebrik çok, yazan çok, okuyan çok…
Akılsız Utku, Tiyatro Birileri’ni nasıl ayakta tutuyor? Yani oyunların ve tiyatronun her türlü masrafları nasıl karşılanıyor?
Oyunların ve kitapların satışıyla…
Kültür Bakanlığı desteği ya da sponsor?
Deli olmasın kimse, bu devirde ne gezer!
Oyunu alan var mı?
Çok az, yok denecek kadar az…
Kitabı alan var mı?
Çok az, yok denecek kadar az…
Yakında Tiyatro Birileri’nin sitesine tıkladığınızda, hiçbir şey göremeyeceksiniz. Bir asma kilitten başka!
Ama alkış çok, tebrik çok, “Aslansın Utku!” diyen çok, sırtımı sıvazlayan çok…
Biz, yani akılsız Güneş Erkul ve akılsız Utku Erişik olarak para dilenmiyoruz…
Güneş Erkul, yıllık 30 TL karşılığında, adam gibi bir gazete sunuyor hepimize. Çoğumuzun “Sabah kalkar kalkmaz, ilk iş İlk Kurşun’daki yazıları okuyorum.” dediği sitenin ayakta durması için çalışıyor.
Ben, “Mustafa Kemal’in Yürekli Çocukları” adında bir kitap yazdım, dördüncü kitabım. 272 sayfalık kitabın 13 TL olması, bu işten anlayanlara komik gelecektir. Ama dedim ya akılsızım diye, bunu hem tiyatromun ayakta kalması için bir kaynak hem de verdiğimiz düşünsel mücadelenin yayılması için bir araç görüyorum. Bedri Baykam, övgü dolu bir önsöz yazmış, birçok değerli aydın görüşleriyle katkı sunmuş… “Hoş Gelişler Ola” diye bir oyun yazdım, oynuyorum. İnanın, bulunduğunuz kentlerin belediyelerinin Nadide Sultan’a verdiği paranın yanında istediğimiz para, bu işten anlayanlara komik gelecektir. Akılsızlığımı şimdiye dek sayısız aydının övgüler düzdüğü bu oyunumu yine bu düşünsel mücadelemin bir parçası olarak görerek gösteriyorum. İzleyenler bilirler, fazla söze gerek yok…
Peki soruyorum şimdi hepinize:
Güneş Erkul ve Utku Erişik ne yapsın? Bu iki değerli kurumun nasıl ayakta kalacağını düşünüyorsunuz?
Özverilerle bugünlere getirdik… Maddi zorluklarla bugünlere getirdik… Ama gücümüz bir yere kadar gidecek ve o yer çok yakında, biliyoruz.
Ağzını her açan, cemaatçilerin nasıl bu kadar zengin olduğunu soruyor, malum gazetelerin nasıl böyle bedava dağıtıldığını soruyor ve ekliyor:
“Bizden adam olmaz, biz bunlara karşı bir şey yapamayız!”
Peki hiç soruyor musunuz kendinize?
Yurtdışından ve yurtiçinden o kurumlara ne kadar para gönderiyor o cemaat mensupları? Kendi dergilerine, gazetelerine ve sanatçılarına nasıl destek oluyorlar?
Cami önlerinde o kurumlar için masalar açılıyor ve herkes inandıkları bu dava uğruna ne kadar verebiliyorsa onu veriyor. Üzgünüm; ama bu çark böyle dönüyor…
İlk Kurşun gazetesi ve Tiyatro Birileri, bugün Kemalizm’in iki kalesi, Mustafa Kemal’in iki sesidir…
Sonra bu iki kale yıkılınca, bu iki ses susunca, kimse “ah vah” etmesin… Nasıl memleketimizle ilgili konularda ileriyi görüp uyarıyorsak, bu konuda da gerçek gün gibi ortadadır!
İki kurumun da internet sitesi bellidir, iletişim bilgileri bellidir; gazetenize ve tiyatronuza sahip çıkın.
Yoksa bu gidişle kapanacağız, kapanmak üzereyiz haberiniz ola!”
Güneş Erkul/Utku Erişik

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.