20 Ağustos 2011 Cumartesi

UPSD’DEN BEYOGLU’NA YÖNELİK YAŞAM TARZI SALDIRILARINA TEPKİ..




Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği olarak, 2011 yaz aylarında önceden planlandığı her halinden belli olan beklenilmedik sözde resmi eylem ve uygulamalar dizisi ile Beyoğlu’na yapılan gerici müdahalelerden son derece rahatsızız.

Özgürlük, laiklik ve özgür yaşam tarzı seçimlerine açıkça müdahale etmesinin yanı sıra bu saldırılar, yalnız İstanbul’un bu eşsiz tarihi dokusunun büyük yaralar almasına neden olmamış, aynı zamanda yurdun her yerinde yaşayan aydın, ilerici, demokrat insanların vicdanını yaralamıştır. Asmalımescit’te yok edilmek istenen eğlence kültürü ve gece hayatı, terörist muamelesi gören müzisyenler, hiçbir trafiğe engel olmamalarına rağmen palas pandıras kaldırılan Galata restoranlarının açık hava masaları, bunlar ve buna benzer her uygulama için Beyoğlu Belediyesi’nin, Büyükşehir Belediyesi’nin veya hükümetin sözde tatmin edici birçok farklı nedenleri öne süren açıklamaları mevcuttur. Bizler tabi ki bütün bu gerekçelerin birer bahaneden ibaret olduğunun farkındayız. Başta türban olmak üzere kendilerini ilgilendiren her konuda özgürlük, hoşgörü, demokrasi ve farklı yaşam tarzlarına saygıdan söz eden birçok politikacı yazar ve bürokratın, gerçekte samimiyetten ne kadar uzak oldukları böylece tüm çıplaklığı ile ortaya çıkmıştır. Son 9 yılda dayatılan politikalarla Anadolu’da neredeyse içkili lokanta kalmamışken İstanbul’da veya Ege, Akdeniz sahil şeritlerindeki özgür, çağdaş yaşam tarzlarına bile tahammül edemeyen bağnaz bir zihniyetin karanlık emellerini ortaya çıkarmıştır. ‘Trafik, gürültü, ruhsat, şikayet gibi’ farklı uydurma gerekçelerle ardı ardına yapılan uygulamalar Beyoğlu’nu Fatih’in veya İran’ın yaşam tarzına yaklaştırmaktan başka hiçbir hedefi olmayan ve çok kültürlü evrensel ‘Pera kültürü’ne yakışmayan esef verici uygulamalardır.

Hoşgörü adı altında türban ve dini yaşam tarzları dışında bu kelimeyi yalnız ‘farklı dinlerin bir arada yaşaması' olarak tanımlamak isteyenler, şunları bilmelidir:

Gerçek hoşgörü, dinini gerekleriyle yaşayanlar kadar, eğlence kültürüne, pop ve rock müziğine veya özgür yaşam tarzlarına, flörte, içkiye, erotizme, çağdaş sanata, heykellere yönelik, bütün farklı yaşam tarzlarını aynı ortak çatı altında buluşturan bir esnek ve yumuşak bakış açısının adıdır.

Özetle bugün Beyoğlu’nu, İstanbul’u ve Türkiye’yi yönetenler için hoşgörü kelimesi artık hiçbir anlam taşımayan içi boşaltılmış bir kelime olarak görülmektedir. Yok, edilmek istenen sanatçının yaratıcı ruhu, özgür düşünce sistemi, laik bağımsız eğitim ve özgür vatandaşın bireysel duruşu ve hepsinden önemlisi yüksek sesli bir içten kahkahanın hoş sedasıdır.

Türkiye’nin tüm aydın ve hoşgörülü vatandaşlarını acilen bu kültür katliamına, yaşam tarzı saldırısına dur demeye davet ediyoruz ve bu güne kadar bu konuda kılını kıpırdatmayarak yaşananları bir turist gibi izlemekle yetinen tüm muhalefet partilerine demokratik görevlerini hatırlatıyoruz.

20.08.2011
UNESCO-AIAP Türkiye Ulusal Komitesi
Uluslararası Plastık Sanatlar Derneği
Başkan
Bedri Baykam


Yönetim Kurulu
Bahri Genç
Safiye Mine Erdurak
Berna Erkün
Hülya Küpçüoğlu
Murat Havan
Melik İskender

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.