15 Temmuz 2014 Salı

ARTIK EKMELEDDİN İHSANOĞLU'NU DESTEKLEDİĞİMİN BELGESİDİR: | Bedri Baykam | 15 Temmuz 2014 tarihli Cumhuriyet makalesi..


           Ekmeleddin İhsanoğlu'nun aday gösterilme yöntemlerinin yanlış olduğu savı red edilemez. Yine en çok oyu dayanışma ile Sn İhsanoğlu'nun toparlayabileceği savına da inanmıyorum. Daha heyecan yaratıcı ve tereddütleri minimuma çekecek başka isimler vardı, aylardır yazıyorduk. Sn İhsanoğlu'nun Ulusalcı/Sosyal demokrat kesimlerin temsiliyeti açısından geçmişi ve söyleminin "ideal" bir konum yansıtmadığı da kesin. Bu somut verilere de haftalardır değindik.
           Bu arada mantıksız yorumlar sanal dünyayı bastı: Mesela Emine Ülker Tarhan'ı tercih eden milletvekili ve aydınların, sanki
"armudun sapı, üzümün çöpü" türünden müşkülpesentlikler sonucu kimseyi beğenmeyen insanlar olduğu tezi yanlıştır. Siyasi arenada güç bölmeye çalıştıkları, RTE'ye yarayacak senaryolar peşinde oldukları da acınası bir yorumdur. Çünkü 3 Temmuz’dan önce CHP'den adayı değiştirmesini veya 2. bir aday çıkarmasını istemenin bölücülükle bir alakası yoktur. Bunun adı siyasettir. Siyaset, zirveye kayıtsız şartsız itaat değildir. İnanmadığın görüşlere inanmış gibi yapmak değildir. Nitekim halkın gözünde büyük umut bağlanmış bazı muhalif siyasilerin bu konuda tepkisizliği şaşkınlık içinde not edilmiştir. Zaten iki turlu bir seçimde bölücülükten söz etmek cehalettir. Muhalifler RTE'ye oy vermeyeceklerine göre, onun alacağı oy %50’den azsa, Demirtaş'ın da oylarını düşündüğümüzde, toplam muhalif oyların bu turda kaça bölündüğü çok önemli değildi.
            Neyse, farz edin ki yorumlarımda gri bölgeler var! Veya farz edelim ki muhalefet partileri daha ağır hatalar yaptılar.
Arkadaşlar artık sayfayı çevirin! Rasyonel olun! 3 Temmuz geçti! Artık adaylar belli! Siz ne yaparsanız yapın üç adayımız var. Erdoğan, İhsanoğlu ve Demirtaş. Artık bu üç adaydan kimi tercih ettiğiniz sorusuyla karşı karşıyasınız. Demirtaş, benim gözümde, Türkiye çapında siyaset yapan bir partiye mensup değil. Kendisi ne yanıt verirse versin, yıllardır yalnız ırk temelli siyaset oluşturan bir yapılanmanın içinde. Bu nedenle onun adına oy isteyecek değilim. Diğer aday aylardır beklenildiği gibi, RTE! Ona neden oy verilemeyeceği konusunda paragraf açmak zaman kaybıdır. Geriye kim kalıyor? Ekmeleddin Bey!
             İhsanoğlu’nun mesela bu gazetenin okurlarıyla olan ideolojik farkları ortada. Geçmişinde, bugün oy isteyeceği seçmenleri kızdıracak çok veri de var. Ama bunlar artık bizim konumuz olamaz. Çünkü gerçekçi olarak, İhsanoğlu'nu desteklemezseniz RTE'ye endirekt olarak oy vermiş olacaksınız. Bunu kendinize yedirebiliyorsanız, buyurun hemen koşup RTE'ye oy verin. Veya hiç oy vermeyerek RTE'nin oy yüzdesinin hızla yükselmesini sağlayabilirsiniz! Bu yukarıda aktardığımız durumdan farklı çünkü tüm muhalifler oy vermeye gitmeliler.
          Bunun dışında, Çankaya'da RTE'nin kendi kendine her gün eklediği otoriter yetkilerle nasıl bir kontrol dışı tehlikeye dönüşebileceğini eminim algılayabilecek düzeydesiniz. Kendisini Çankaya'da "yürütmenin başı" olarak gördüğünü itiraf eden RTE, geçen hafta sorduğumuz soruya henüz bir yanıt vermedi.
Yani mesela seçimleri İhsanoğlu kazanırsa, yine başkanlık sistemine geçecek miyiz? "Yürütmenin başı bundan böyle Ekmeleddin Bey'dir, biz hükümet olarak kendisine öneriler sunmakla yetineceğiz" mi demiş olmaktadır? Bunlar maalesef siyasi ortamımızın nasıl mantık ve hukuk ötesi bir ağır rejim saldırısı altında olduğunun resmidir.
           Bir de madalyonun diğer tarafı var. Ekmeleddin Bey, RTE'nin yanında karşılaştırılamayacak kadar olumlu biri. Hiç olmazsa ailesi ve kendisi saygın, mütevazi ve eminim güvenilir, sakin, namuslu insanlar! Barışçı bir kimlik sergiliyor. Her gün ülkeyi germek isteyen bir kabusun yanında kıyaslanamayacak kadar değerli! Kendisiyle de barışık, hayata daha "ulvi" bir noktadan bakıyor. Bu verilerle Atatürk'ün
"Yurtta sulh, cihanda sulh" felsefesine çok daha paralel bir Cumhurbaşkanı profili çizebileceğini düşünüyorum. Uzun lafın kısası, Ekmeleddin Bey, Çankaya'yı işgalden kurtarabilir.. RTE karşısında da hiç bir provokasyonda topa girmeyerek rakibini delirtecek kadar pasifist bir yol izliyor. Zaten diğer yoldan gidemez. Çünkü kendi dediği gibi "Hatip değil" Ekmeleddin Bey. Türk siyasi tarihini de kendine has yorumlarla ele alıyor. Ki, bunlara girmese daha iyi olacak...
          Lütfen RTE'yi mutlu edecek kararlar almayın. Ekmeleddin Bey şu anda bu ülkenin geleceği açısından son derece kritik bir rol üstlendi.
RTE'nin karşısında bence ekmeği (!) değil, barış, huzur ve namusu simgeliyor. Bunlar da günümüz Türkiyesi'nde küçümsenecek değerler değil!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.