26 Şubat 2011 Cumartesi

-UPSD BASIN BÜLTENİ-

MEHMET AKSOY'UN "İNSANLIK ANITI" NEDEN YIKILAMAZ!

PANEL 23 ŞUBAT 2011

Kars’ta Heykeltraş Mehmet Aksoy'un yaptığı "İnsanlık Anıtı" adlı eserin Başbakan tarafından "Ucube" diye tanımlanması ve ardından Belediye tarafından yıkım kararı alınmasına karşı
23 Şubat 2011’de bir panel düzenlendi. UPSD (Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği), tarafından Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Mehmet Aksoy'un İnsanlık Anıtı Neden Yıkılamaz" başlıklı panele Sinema Oyuncusu Tarık Akan, Heykeltraş Mehmet Aksoy, UPSD Başkanı-Sanatçı Bedri Baykam, Öğretim Görevlisi-Mimar-Yazar Oktay Ekinci, Tiyatrocu Müjdat Gezen, Kültür Eski Bakanı ve CHP Parti Meclisi Üyesi Ercan Karakaş, Avukat Turgut Kazan, Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhçu ve Müzisyen Fazıl Say katıldı. Heykeltraş Prof. Meriç Hızal ve ICOMOS’tan Prof. Dr. Cevat Erder de düşüncelerini paylaştılar.

Panel, Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği Başkanı Sanatçı Bedri Baykam'ın açılış konuşması ile başladı.

BEDRİ BAYKAM: “DÜNYANIN TÜM TAPULARI BİR NEFES ÖZGÜRLÜK ETMEZ!”
"Bir anıtın yaşamını, bir sanatçının ifade özgürlüğünü savunmak ve her birimiz için özgürlüğü
ve özgür yarınları savunmak için bir araya geldik. Özgürlük beynimizin ruhumuzun
oksijenidir. Dünyanın tüm tapuları bir nefes özgürlük etmez.

Bu anıt ile ilişkim 3 yıl önce Cumhuriyet'te makalem ile başladı. “Ucube” krizi ile bir ilişkisi yok.

Estetiği, temsil ettiği değerleri ve sanatçının içine kattığı felsefeyi sevdiği için biz İnsanlık
Anıtı'na sahip çıkıyoruz. Türk aydınları, Türk sanatçıları, her kesimden sanatçılar 'İnsanlık
Anıtı'nın ve Aksoy'un yanında. Demokratik kitle örgütleri yanımızda... Bu çok güçlü bir ses.

Korkuyu yok saymak bizi korku ortamına taşımak isteyenlere gülerek yaklaşmak sizi bu
psikolojik harekatla sindirmeye çalışanlara karşı en büyük silahınızdır."

FAZIL SAY: “KARA TOPRAK” ADLI ESERİNİ SESLENDİRDİ.
Panel öncesi kısa bir konuşma yapan Fazıl Say, " Biz burada toplanan bir avuç insanlar sanat düşmanlığına antidemokratik tutuma karşıyız" dedi. Say, kısa konuşmasının ardından kendini ve duygularını en iyi ifade ettiği şeyin müzik olduğunu ve protestosunu bu şekilde yapacağını dile getirerek, "Bu heykel yıkılması kararına protesto olarak ve bir güzel heykele dayanışma hissiyatı olarak tek bir parça çalacağım. Aşık Veysel'in 'Benim sadık yarim kara topraktır' türküsü üzerine kendi bestelediği 'Kara toprak' adlı piyano parçasını seslendirdi.

MEHMET AKSOY: “ŞU ANDA YARIM BİR MELODİDEN SÖZ EDİYORUZ.”
Say'ın mini konseri ardından başlayan panelde konuşan Mehmet Aksoy, mekan seçiminin bir heykele başlamada en önemli şey olduğunu kaydederek, "1800'lerden beri her 20 senede savaş görmüş bir yerdir Kars. Ben bu yerden, o insanların, şehitlerin anısına aslında bir barış anıtı yükseltmek istedim. Heykel nedire gelelim buradan çıkıp. Heykel, bir tasvir değildir, üç boyutlu bir fotoğraf değildir. Heykel, gerçekten bir form sanatıdır. Ben orada sanki herkesten
habersiz, gizlice bir kaçak yapı mı yaptım?" diye konuştu. Aksoy sözlerine şöyle devam etti: "Savaş görmüş bir yerden bahsediyoruz. Ölen insanların, şehitlerin anısına 'Barış Anıtı'
yükseltmek istedim. Burası savaşa şahit olmuş topraklardır. Yer doğrudur.

Yarım bir melodiden söz ediyoruz. Senfoni olabilecek bir şeyin yarım kalmış melodisinden...

Ortadan ikiye ayrılmış, karşı karşıya konmuş kendi kendine düşman edilen iki figür aslında
ölenlerin anısına dikilen bir mezar taşı havasındadır aynı zamanda... ölüm kokar. Mezar taşı
alıntıları vardır. Aradaki boşluk önyargılar, düşmanlıklar, kinler, intikam duyguları ve bu
aramıza giriyor. Aramızdaki o boşluktan duvar oluşuyor. Altta bir vicdan var mesela... Bütün
bu savaşların acısı insanlık vicdanında saklıdır. Acının gözyaşları var. O acının gözyaşları
yaptırılmıyor. Vicdan yok. Vicdansız şu an heykel..."

MÜJDAT GEZEN: “HEYKEL YIKAN İKTİDARLARA İYİ BAKILMAZ.”
Panelin diğer bir konuşmacısı olan ancak panele katılamayarak, yolladığı kayıtla konuşmasını yapan Sanatçı Müjdat Gezen de, "O heykelin orada kalması ve orada dimdik ayakta durması gerekiyor. Çünkü, heykel yıkan iktidarlara iyi bakılmaz, tarihte bu şekilde kalmak hiçbir iktidara hayırlı olmaz” dedi. Gezen sözlerine şöyle devam etti. "Herhangi birinin veya bir Başbakan'ın bir heykeli beğenip beğenmeme hakkı kendisine ait bir şeydir. Beğenmediği şeye ucube dediği zaman durup düşünmek lazımdır, daha önemli maddesi ise 'yıkın bunu' demesi iki kere düşünülmesini gerektiren bir konudur. Çünkü bu demokrasilerde çok rastlanan bir şey değildir. Demokrasiler karşı fikirlere de tahammül etme hoşgörüsüdür. O heykelin orada dimdik ayakta kalması gerekiyor. Demokrasi çok sesliliktir. Bu heykelin yıkılmasının tamamen karşısındayım."

TARIK AKAN: “BU ILIMLI İSLAM” DAYATMASINA KARŞI TÜM YURTSEVERLER DİRENECEK.”
Tarık Akan da, " Sinema oyuncusu olarak ülkemde sürekli olarak bir mücadele veriyorum. Tüm bu yaşananlar ve ucube lafı tamamen Atatürk'ün laik anlayışına karşı düşüncenin bir kültür yapısının cevabıdır" dedi. Akan “bu ılımlı İslam” dayatmasına karşı tüm yurtseverlerin direneceğini söyledi. Panelin sonunda yönetmenliğini Tarık Akan’ın, Mehmet Aksoy için yaptığı belgesel kısa film gösterildi.

OKTAY EKİNCİ: “MEHMET AKSOY İZİN VERMEDEN ANITA BİR FİSKE BİLE VURAMAZLAR.”
Oktay Ekinci de, yasal olarak bu anıtın yıkılmasının mümkün olmadığını ifade ederek, "Fikir ve Sanat Eserleri Yasası gereğince de mümkün değildir. Mehmet Aksoy izin vermeden anıta bir fiske bile vuramazlar. Sit alanı ve benzer ilişkiler açısından da mümkün değil. Fizik olarak da mümkün değil" diye konuştu. Ekinci ayrıca o alanı yıllar önce Aksoy için seçen komisyonun içinde yer aldığını hatırlattı.

ERCAN KARAKAŞ: “SALDIRI “DEMOKRASİYE VE HUKUK DEVLETİNE”
Ercan Karakaş ise, konuya ilişkin toplantıların birçok şehirde yapılması gerektiğini vurgulayarak, "Bunu unutturmamamız gerekir. Çünkü, burada yalnız sanata ve sanatçıya bir saldırı yok. Bence aynı zamanda demokrasiye de, hukuk devletine de bir saldırı var." diye konuşmasını tamamladı.

EYÜP MUHÇU: “BU ESER İNSANLIĞIN ORTAK MALI, KAMU MALI HALİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR.”
Eyüp Muhçu ise “Mehmet Aksoy, telif hakkı yaratıcısı olmasına rağmen bu eser insanlığın ortak malı bir kamu malı haline dönüşmüştür. Kars’ta yapılmış olmasına rağmen bu sadece Kars’ın değil, bu anıt Türkiye’nindir. Bu tartışmalar aslında bunun teyidi anlamına gelmektedir.

Heykel ile ilgili bir yıkım süreci bu siyasal gerici, şoven anlayışın deşifre edilmesi açısından da bir kazanım olarak değerlendirilmelidir. Başbakan Ucube nitelemesini yaparken, aslında kendi yarattığı pek çok Ucubelerin olduğunu da bu toplumun bilmesi gerekir.

Cumhuriyet mirasına karşı bir tutum olduğunu da birlikte tespit etmemiz gerekiyor.

Kars Belediye Meclisi’ndeki anıtın yıkılması yönünde evet oyu veren meclis üyelerini kamuoyu önünde kınıyorum.” diyerek düşüncelerini paylaştı.

AV. TURGUT KAZAN: “BARIŞ ÇAĞRISINA HAYIR DENİLİYOR.”
Mehmet Aksoy’un avukatı Turgut Kazan ise olaya hukuki yönden bakarak şunları söyledi: “Bu bir demokrasi mücadelesinin önemli bir başlangıç noktası olabilir.

Mart 2006’da Belediye ile yapımcı Mehmet Aksoy arasında yapılmış bir sözleşme var. O sözleşmede anıtın hangi parsele yapılacağı, ne amaçla yapılacağı, barış kurgusu altı çizilerek ve yüksekliği de belirtilerek bir sözleşme yapılıyor.

Koruma kurulu kararınca burası sit alanı değil. Sit alanında kaçak katları olan otel var ve oteli Başbakan açıyor.

Barış çağrısına hayır deniliyor.”


Panel’e ilgi şaşırtıcı boyutlardaydı ve Akatlar Kültür Merkezi doldu, taştı. Olağanüstü bir coşku içinde geçen panel, Türk sanat ortamının bir yekpare güç olarak Aksoy’un yanında olduğunu gösterdi. Sanatın gücü bu birliği sağlayarak dosta, düşmana mesaj vermiş oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.