29 Aralık 2010 Çarşamba

“MAHÇUP” GENÇ SİVİLLER VE KUBİLAY / Bedri Baykam / 28 Aralik 2010 Cumhuriyet makalesi..


       “MAHÇUP” GENÇ SİVİLLER VE KUBİLAY              Bedri Baykam
        Geçen Cuma Türkiye yine bir AKP-YÖK atamasının doğal sonuçlarıyla çalkalandı… Manisa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Pakdemirli, Türk gençliğinin yüz akı TGB'lilerin Üniversite önünde “Atatürk’ten aldıkları yetkiyle”  yapmak istediği eylemi engellerken kabul edilemez bir üslupla öğrencileri okuldan atmakla tehdit etti. Aynı gece CNN'de bu konuyu tartıştık.
         Bu gençlerden Emre Öztürk, Genç-Sen grubundandı ve Hükümet baskılarına karşı doğal olarak son derece tepkiliydi. Bu arada kendisi siyaseti TGB'li gençler gibi yorumlamasa da, Manisa'daki öğrencilerin arkasındaydı. Ayrıca çok haklı olarak “Cumartesi Anneleri”nin dramını da hatırlatıyordu. Diğer genç ise, “Genç Siviller”dendi ve tüm yayın boyunca ait olduğu grubun tüm kaçınılmaz “mahcubiyet” durumunu temsil ediyordu. Bir yandan polis ve rektörün haksızlığını kabul etmeye çalışıyor bir yandan aylardır ortaya koydukları “Demokrat AKP” imajının yok oluşunu kabullenemiyordu! Bu “Mahçup”  hallerin bir faydası olmayacağını kendisine hatırlatıp 12 Eylül Referandumunda “Evet”çi grup olarak Tünel-Taksim arası yeri göğü inleten yürüyüşlerini bu sefer polis şiddetine karşı uygulayıp uygulamayacaklarını sordum. Yine anlaşılmaz örnekler verip kaçamak şeyler söyledi.
         AKP'yi en gülünç şekilde “demokrasi getiriyor” kavramı üzerinden savunmaya çalışan herkesin işi çoook zor! Hep bu abartılı çelişkilerle yüzleşmek durumundalar! Bu zor durumda debelenirken Genç Sivil Erkan Şen, konuştukça batağa saplandı. Silivri'yi hatırlattım, “onlar suçlarını bilir” deme küstahlığını gösterdi kendini hukuk yerine koyarak! Biraz kendi zaaflarıyla yüzleşmeye cesareti varsa Prof. Haberal’ın “Suçum Ne?”, Balbay’ın “Zulümhane”, ve Özkan’ın tüm Silivri kitaplarını okumasını önerdim. Fikir mücadelesinde öne çıkamayınca, “Genç Sivilimiz” benim hakkımda bir dizi yalan ve iftiraya başvurdu. Sırayla her birini canlı yayında çürüterek bu acınası tavrı deşifre ettim. En sonunda bunun da mahcubiyeti duruma eklenince program yöneticisini “Bedri Baykam’ı neden bu programa çıkardınız?” diye sorgulama cüretini gösterdi! Böylece tam temsil ettiği teomedyokratik kesimlerin tipik baskıcı yöntemlerinin sansürcü koltuk değneği rolüne soyunmuş oldu. Kendisi doğmadan gençlik hareketleri üzerine kitap yazmaya başladığımı ona bu vesileyle öğrettim! “Türban hoşgörücüsü”  bazı gençlerin her şeyden önce tartışma ahlakını hazmetmeleri lazım!
         Türkiye’de gençlik hareketlerini gündeme getirenler, genellikle hep 68'lilerden söz ediyorlar. Ama bir de onların abileri var… Demokrat Parti faşizmine karşı en cesur şekilde direnmiş olan 1960 devriminin öncüsü Üniversite Gençliği… Günümüzde AKP'nin AB standardında attığı dayaklardan bezmiş ve hangi partiye destek vermesi gerektiğini bilemeyen gençliğe tekrar hatırlatıyorum: size şiddet uygulayan, üniversitede siyasallaşmanıza izin vermeyen güçlere karşı siyasi bir adreste birleşmezseniz, bunun faturası ağır olacak, hem sizler için, hem ülke için… AKP'nin demokrasiye kökten düşman olduğunu keşfettikleri gün, ortaokuldan beri okudukları “demokrat” gazetelerin kendilerine nasıl yalan çözümlemeler pazarladıklarını da keşfetmiş olacaklar…
         Tabii 1960 gençliğinin de öncüleri var. Onların hikayelerini de zaten babamın Gençlik liderliği yıllarından, yani 40'ların sonu ve 50'lerin başından biliyorum. Ama onlara da model oluşturmuş başka bir büyük kahraman var. Onun adı Devrim Şehidi Kubilay…
         1987'de 1. İstanbul Bienali'nde Kubilay’ın katledilişi hakkında bir yerleştirme yapmış ve yaklaşan kara tehlikeyi haber vermiştim. Daha Muammer Aksoy cinayetine 2,5 yıl vardı. O günlerde bu çalışmamı abartılı bulanlar olmuş, “sanki böyle bir tehlike mi var?” diyenler olmuştu. Keşke onlar haklı çıksaydı… Geçen hafta Yeni Parti’nin daveti üzerine yönetmen Faik Ahmet Akıncı’nın büyük özverilerle çektiği “Kubilay” filminin özel gösterimine gittim. Çok zor şartlarda en düşük bütçeyle çekilmiş bu film, bu ülkede hala korkusuz yönetmenlerin de yaşadığını bize gösteriyor. Filmin bugünkü karanlık ortamda oynayabileceği salon veya TV kanallarının kuyruk oluşturup sıraya dizilmediklerini hatırlatmama gerek var mı? Filmi izlerken yine herkesin nutku tutuldu. Tebrikler! Ön sıra, aynen üç hafta önce izlediğimiz Utku Erişik’in oyununda olduğu gibi Silivri’de nöbet tutan kahramanlara ayrılmıştı. Onlar her gün yanı başımızda yaşamaya devam ediyorlar…

“MAHÇUP” GENÇ SİVİLLER VE KUBİLAY / Bedri Baykam / 28 Aralik 2010 Cumhuriyet makalesi..


       “MAHÇUP” GENÇ SİVİLLER VE KUBİLAY              Bedri Baykam
        Geçen Cuma Türkiye yine bir AKP-YÖK atamasının doğal sonuçlarıyla çalkalandı… Manisa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Pakdemirli, Türk gençliğinin yüz akı TGB'lilerin Üniversite önünde “Atatürk’ten aldıkları yetkiyle”  yapmak istediği eylemi engellerken kabul edilemez bir üslupla öğrencileri okuldan atmakla tehdit etti. Aynı gece CNN'de bu konuyu tartıştık.
         Bu gençlerden Emre Öztürk, Genç-Sen grubundandı ve Hükümet baskılarına karşı doğal olarak son derece tepkiliydi. Bu arada kendisi siyaseti TGB'li gençler gibi yorumlamasa da, Manisa'daki öğrencilerin arkasındaydı. Ayrıca çok haklı olarak “Cumartesi Anneleri”nin dramını da hatırlatıyordu. Diğer genç ise, “Genç Siviller”dendi ve tüm yayın boyunca ait olduğu grubun tüm kaçınılmaz “mahcubiyet” durumunu temsil ediyordu. Bir yandan polis ve rektörün haksızlığını kabul etmeye çalışıyor bir yandan aylardır ortaya koydukları “Demokrat AKP” imajının yok oluşunu kabullenemiyordu! Bu “Mahçup”  hallerin bir faydası olmayacağını kendisine hatırlatıp 12 Eylül Referandumunda “Evet”çi grup olarak Tünel-Taksim arası yeri göğü inleten yürüyüşlerini bu sefer polis şiddetine karşı uygulayıp uygulamayacaklarını sordum. Yine anlaşılmaz örnekler verip kaçamak şeyler söyledi.
         AKP'yi en gülünç şekilde “demokrasi getiriyor” kavramı üzerinden savunmaya çalışan herkesin işi çoook zor! Hep bu abartılı çelişkilerle yüzleşmek durumundalar! Bu zor durumda debelenirken Genç Sivil Erkan Şen, konuştukça batağa saplandı. Silivri'yi hatırlattım, “onlar suçlarını bilir” deme küstahlığını gösterdi kendini hukuk yerine koyarak! Biraz kendi zaaflarıyla yüzleşmeye cesareti varsa Prof. Haberal’ın “Suçum Ne?”, Balbay’ın “Zulümhane”, ve Özkan’ın tüm Silivri kitaplarını okumasını önerdim. Fikir mücadelesinde öne çıkamayınca, “Genç Sivilimiz” benim hakkımda bir dizi yalan ve iftiraya başvurdu. Sırayla her birini canlı yayında çürüterek bu acınası tavrı deşifre ettim. En sonunda bunun da mahcubiyeti duruma eklenince program yöneticisini “Bedri Baykam’ı neden bu programa çıkardınız?” diye sorgulama cüretini gösterdi! Böylece tam temsil ettiği teomedyokratik kesimlerin tipik baskıcı yöntemlerinin sansürcü koltuk değneği rolüne soyunmuş oldu. Kendisi doğmadan gençlik hareketleri üzerine kitap yazmaya başladığımı ona bu vesileyle öğrettim! “Türban hoşgörücüsü”  bazı gençlerin her şeyden önce tartışma ahlakını hazmetmeleri lazım!
         Türkiye’de gençlik hareketlerini gündeme getirenler, genellikle hep 68'lilerden söz ediyorlar. Ama bir de onların abileri var… Demokrat Parti faşizmine karşı en cesur şekilde direnmiş olan 1960 devriminin öncüsü Üniversite Gençliği… Günümüzde AKP'nin AB standardında attığı dayaklardan bezmiş ve hangi partiye destek vermesi gerektiğini bilemeyen gençliğe tekrar hatırlatıyorum: size şiddet uygulayan, üniversitede siyasallaşmanıza izin vermeyen güçlere karşı siyasi bir adreste birleşmezseniz, bunun faturası ağır olacak, hem sizler için, hem ülke için… AKP'nin demokrasiye kökten düşman olduğunu keşfettikleri gün, ortaokuldan beri okudukları “demokrat” gazetelerin kendilerine nasıl yalan çözümlemeler pazarladıklarını da keşfetmiş olacaklar…
         Tabii 1960 gençliğinin de öncüleri var. Onların hikayelerini de zaten babamın Gençlik liderliği yıllarından, yani 40'ların sonu ve 50'lerin başından biliyorum. Ama onlara da model oluşturmuş başka bir büyük kahraman var. Onun adı Devrim Şehidi Kubilay…
         1987'de 1. İstanbul Bienali'nde Kubilay’ın katledilişi hakkında bir yerleştirme yapmış ve yaklaşan kara tehlikeyi haber vermiştim. Daha Muammer Aksoy cinayetine 2,5 yıl vardı. O günlerde bu çalışmamı abartılı bulanlar olmuş, “sanki böyle bir tehlike mi var?” diyenler olmuştu. Keşke onlar haklı çıksaydı… Geçen hafta Yeni Parti’nin daveti üzerine yönetmen Faik Ahmet Akıncı’nın büyük özverilerle çektiği “Kubilay” filminin özel gösterimine gittim. Çok zor şartlarda en düşük bütçeyle çekilmiş bu film, bu ülkede hala korkusuz yönetmenlerin de yaşadığını bize gösteriyor. Filmin bugünkü karanlık ortamda oynayabileceği salon veya TV kanallarının kuyruk oluşturup sıraya dizilmediklerini hatırlatmama gerek var mı? Filmi izlerken yine herkesin nutku tutuldu. Tebrikler! Ön sıra, aynen üç hafta önce izlediğimiz Utku Erişik’in oyununda olduğu gibi Silivri’de nöbet tutan kahramanlara ayrılmıştı. Onlar her gün yanı başımızda yaşamaya devam ediyorlar…

22 Aralık 2010 Çarşamba

KILIÇDAROĞLU ARTIK “LİDER”! / Bedri Baykam / 21 Aralik 2010 Cumhuriyet makalesi..


KILIÇDAROĞLU ARTIK “LİDER”!                    Bedri Baykam
        CHP Kurultay’ı beklediğimiz hava içinde ses getirdi. Yalnız Mustafa Kemal’in Partisine has son derece imrendirici ve coşkulu görüntüler Türkiye'ye yansıdı…
         Partinin Olağanüstü Kurultaydan önce topluma yansıttığı üç başlı görüntü belirli odaklarda ciddi bir kriz beklentisi yaratmış, hatta Partinin çatısının çatırdayabileceği sanılmıştı. Bunlar, ne mutlu bize ki, boş çıktı. Kılıçdaroğlu belirli dengeleri ve dolaylı da olsa bazı diyalogları güçlendirmek adına yoğun bir hazırlık dönemi yaşadı.“Çarşaf mı, blok mu?” tartışması da kurultayda bir kırılma yaratamadı. İl Başkanları “Başkan öyle istiyorsa ‘blok’ olsun” dedikten sonra o konu da kapandı.
         Kılıçdaroğlu konuşmasında genel seçime yönelik birçok mesajı ve ekonomik vaadi Türkiye’ye duyururken, başta demokratik Anayasa ve Parti içi Demokrasi olmak üzere, birçok konuda tekrar ideal bir Türkiye, ideal bir Parti profili sözü verdi.
          Başka bir listenin olmadığı rahat bir ortamda yapılan genel görüşmelerde ben de söz aldım. Yaptığım ilk hatırlatma, 2011 seçiminin Türkiye’de kuşatma atındaki demokrasi adına bir “tamam mı, devam mı?” yanıtı getireceği gerçeğiydi. Bu kurultayı Silivri'deki can dostlarımızın da, Mumcu, Aksoy, Kışlalı, Hablemitoğlu gibi şehitlerimizin de izlediğini ve onlara karşı da bir sorumluluğumuz olduğunu vurguladım. İki hafta önce Partinin üst düzey isimlerinden birinin yaptığı 68'lilerle ilgili gafı temizlemek için CHP gençlerinin Mustafa Kemal ve Deniz Gezmiş gibi anti-emperyalist bir çizgiyi temsil ettiğini ve bundan gurur duyduğunu hatırlattım. (Kürsüden indikten sonra elimi tutarak ağlayan 68'li Hanımefendi’nin gözyaşlarını ve Parti’ye yönelik haklı sitemini unutamam). Konuşmamı bitirirken aday olup listeye giremeyen hiç kimsenin, Türkiye en kritik seçimine doğru yol alırken küsme veya istifa etme hakkı olmadığını ısrarla vurguladım.
         Tabii Parti yönetiminin de en azından benzer kaygıları taşıdığını topluma yansıtması lazımdı. Yapılan blok liste, açık konuşmak gerekirse, gerekli dengeleri pek gözetmiyordu. Bazı eleştirileri gündeme getirirken, CHP'yi korumak ve bu “İktidara Yürüyüş Kurultayı” na zarar vermemek için isim kullanmayacağım. Ama "açılım" adına, çeşitli farklı isimlerin alınması Kılıçdaroğlu için ne kadar önemli ise, halkın yakından tanıyıp güvendiği demokrat-cumhuriyetçi isimlerin bulunması da bir o kadar önemliydi. Parti Meclisi'nde yer alanların en az yarısını, bırakın kamuoyunu, partililer bile tanımıyorsa, bu Partinin halkla olan bütünleşmesinde sorun yaratabilir. Mesela Parti içi odakların malum isimlerini dışlamanın ötesinde, biraz da korkulan bir şekilde Kılıçdaroğlu'nun listesi, bu ülkenin Atatürkçülerinin yüreğine su serpecek isimleri, birkaç istisna dışında listeye almadı. Kimse çıkıp “Efendim nereden çıktı bu, Atatürkçülük kimin tekelinde, zaten kim karşı çıkmış” demesin.
Bu konuda “CHP'yi medyokrasi yönlendirmesin” demiştik. AKP propagandisti gibi çalışan medyadaki kimi isimlerin CHP ana kadrosuna “şu girsin, bu girmesin” diye yaptıkları baskı sonuç vermiş gibi bir hava oldu! Defalarca söyledik ve söylemeye devam edeceğiz: CHP, kimi "özel" vakıfların, liberal medyanın önerdiği şekilde AKP'ye benzeyerek toplumla “kucaklaşacaksa”, hiç kucaklaşmasın daha iyi! Aynı yolda, ANAP ve DYP'nin nasıl siyasi bir iflasa uğradıklarını hatırlamayan var mı? Mesela CHP'nin demokratik bir tüzüğe erişmesini isteyen ve bu yönde somut çalışmalar yapmış kişilerin listeye alınmaması, Parti içi demokrasi sözlerinin uçuştuğu bir kurultayda pek tutarlı durmadı.
         CHP, Cumhuriyet Mitingleri kitlelerini yok sayarak iktidar olamaz. Kimse ölümcül bir hata yapıp, Atatürkçü oyları ne çantada keklik görsün, ne de küçümsesin!
Bu oylar ne yazık ki hep kaygan bir zemin üstünde gider gelir. Bu konuda CHP seçmeninin kimliğini de hiçbir PM tablosu bozamaz… Sonuçta CHP, genel seçimde adaylarını nasıl tespit edecek? Parti kapılarını halka açabilecek mi? İç-demokrasi vaatleri Partiye somut olarak nasıl taşınacak? Seçime giden süreçte, Kılıçdaroğlu’nun bu blok listede yaptığı hataları tekrarlama şansı yok. CHP ülke adına kazanmaya mecbur olduğu bir seçimde, temellerini yoksayarak aday listelerini oluşturamaz! Artık tüm ipleri elinde tutan Kılıçdaroğlu’nun hiçbir bahanesi yok! Tüm üyelerin katılımıyla ön seçim, CHP'nin olmazsa olmaz ilkesi olmalı.
         Tüm bu yapıcı eleştirilerimize rağmen bu ülkede demokrasi ve özgürlükleri koruyabilecek tek odak olan CHP'ye herkes destek olmaya mecbur. Yeter ki hiç kimse yanıltıcı tuzaklara düşüp, Atatürk'ün bu ülkenin harcı, oksijeni ve ruhu olduğunu unutmasın, laikliği savunmaktan utanır bir konuma kendi kendini gerilettirmesin! CHP'nin İktidara Yürüyüş Kurultayı sonuçlarıyla ülkeye hayırlı olsun!

        
     
         
           


KILIÇDAROĞLU ARTIK “LİDER”! / Bedri Baykam / 21 Aralik 2010 Cumhuriyet makalesi..


KILIÇDAROĞLU ARTIK “LİDER”!                    Bedri Baykam
        CHP Kurultay’ı beklediğimiz hava içinde ses getirdi. Yalnız Mustafa Kemal’in Partisine has son derece imrendirici ve coşkulu görüntüler Türkiye'ye yansıdı…
         Partinin Olağanüstü Kurultaydan önce topluma yansıttığı üç başlı görüntü belirli odaklarda ciddi bir kriz beklentisi yaratmış, hatta Partinin çatısının çatırdayabileceği sanılmıştı. Bunlar, ne mutlu bize ki, boş çıktı. Kılıçdaroğlu belirli dengeleri ve dolaylı da olsa bazı diyalogları güçlendirmek adına yoğun bir hazırlık dönemi yaşadı.“Çarşaf mı, blok mu?” tartışması da kurultayda bir kırılma yaratamadı. İl Başkanları “Başkan öyle istiyorsa ‘blok’ olsun” dedikten sonra o konu da kapandı.
         Kılıçdaroğlu konuşmasında genel seçime yönelik birçok mesajı ve ekonomik vaadi Türkiye’ye duyururken, başta demokratik Anayasa ve Parti içi Demokrasi olmak üzere, birçok konuda tekrar ideal bir Türkiye, ideal bir Parti profili sözü verdi.
          Başka bir listenin olmadığı rahat bir ortamda yapılan genel görüşmelerde ben de söz aldım. Yaptığım ilk hatırlatma, 2011 seçiminin Türkiye’de kuşatma atındaki demokrasi adına bir “tamam mı, devam mı?” yanıtı getireceği gerçeğiydi. Bu kurultayı Silivri'deki can dostlarımızın da, Mumcu, Aksoy, Kışlalı, Hablemitoğlu gibi şehitlerimizin de izlediğini ve onlara karşı da bir sorumluluğumuz olduğunu vurguladım. İki hafta önce Partinin üst düzey isimlerinden birinin yaptığı 68'lilerle ilgili gafı temizlemek için CHP gençlerinin Mustafa Kemal ve Deniz Gezmiş gibi anti-emperyalist bir çizgiyi temsil ettiğini ve bundan gurur duyduğunu hatırlattım. (Kürsüden indikten sonra elimi tutarak ağlayan 68'li Hanımefendi’nin gözyaşlarını ve Parti’ye yönelik haklı sitemini unutamam). Konuşmamı bitirirken aday olup listeye giremeyen hiç kimsenin, Türkiye en kritik seçimine doğru yol alırken küsme veya istifa etme hakkı olmadığını ısrarla vurguladım.
         Tabii Parti yönetiminin de en azından benzer kaygıları taşıdığını topluma yansıtması lazımdı. Yapılan blok liste, açık konuşmak gerekirse, gerekli dengeleri pek gözetmiyordu. Bazı eleştirileri gündeme getirirken, CHP'yi korumak ve bu “İktidara Yürüyüş Kurultayı” na zarar vermemek için isim kullanmayacağım. Ama "açılım" adına, çeşitli farklı isimlerin alınması Kılıçdaroğlu için ne kadar önemli ise, halkın yakından tanıyıp güvendiği demokrat-cumhuriyetçi isimlerin bulunması da bir o kadar önemliydi. Parti Meclisi'nde yer alanların en az yarısını, bırakın kamuoyunu, partililer bile tanımıyorsa, bu Partinin halkla olan bütünleşmesinde sorun yaratabilir. Mesela Parti içi odakların malum isimlerini dışlamanın ötesinde, biraz da korkulan bir şekilde Kılıçdaroğlu'nun listesi, bu ülkenin Atatürkçülerinin yüreğine su serpecek isimleri, birkaç istisna dışında listeye almadı. Kimse çıkıp “Efendim nereden çıktı bu, Atatürkçülük kimin tekelinde, zaten kim karşı çıkmış” demesin.
Bu konuda “CHP'yi medyokrasi yönlendirmesin” demiştik. AKP propagandisti gibi çalışan medyadaki kimi isimlerin CHP ana kadrosuna “şu girsin, bu girmesin” diye yaptıkları baskı sonuç vermiş gibi bir hava oldu! Defalarca söyledik ve söylemeye devam edeceğiz: CHP, kimi "özel" vakıfların, liberal medyanın önerdiği şekilde AKP'ye benzeyerek toplumla “kucaklaşacaksa”, hiç kucaklaşmasın daha iyi! Aynı yolda, ANAP ve DYP'nin nasıl siyasi bir iflasa uğradıklarını hatırlamayan var mı? Mesela CHP'nin demokratik bir tüzüğe erişmesini isteyen ve bu yönde somut çalışmalar yapmış kişilerin listeye alınmaması, Parti içi demokrasi sözlerinin uçuştuğu bir kurultayda pek tutarlı durmadı.
         CHP, Cumhuriyet Mitingleri kitlelerini yok sayarak iktidar olamaz. Kimse ölümcül bir hata yapıp, Atatürkçü oyları ne çantada keklik görsün, ne de küçümsesin!
Bu oylar ne yazık ki hep kaygan bir zemin üstünde gider gelir. Bu konuda CHP seçmeninin kimliğini de hiçbir PM tablosu bozamaz… Sonuçta CHP, genel seçimde adaylarını nasıl tespit edecek? Parti kapılarını halka açabilecek mi? İç-demokrasi vaatleri Partiye somut olarak nasıl taşınacak? Seçime giden süreçte, Kılıçdaroğlu’nun bu blok listede yaptığı hataları tekrarlama şansı yok. CHP ülke adına kazanmaya mecbur olduğu bir seçimde, temellerini yoksayarak aday listelerini oluşturamaz! Artık tüm ipleri elinde tutan Kılıçdaroğlu’nun hiçbir bahanesi yok! Tüm üyelerin katılımıyla ön seçim, CHP'nin olmazsa olmaz ilkesi olmalı.
         Tüm bu yapıcı eleştirilerimize rağmen bu ülkede demokrasi ve özgürlükleri koruyabilecek tek odak olan CHP'ye herkes destek olmaya mecbur. Yeter ki hiç kimse yanıltıcı tuzaklara düşüp, Atatürk'ün bu ülkenin harcı, oksijeni ve ruhu olduğunu unutmasın, laikliği savunmaktan utanır bir konuma kendi kendini gerilettirmesin! CHP'nin İktidara Yürüyüş Kurultayı sonuçlarıyla ülkeye hayırlı olsun!

        
     
         
           


19 Aralık 2010 Pazar

"BOYA SEN NELERE KADİRSİN!" 23 Aralık 2010 - 21 Ocak 2011 Tarihleri Arasında Piramid Sanat'ta!!!

   Bahri Genç, Deniz Gökduman ve Safiye Mine
             yeni çalışmalarıyla Piramid Sanat’ta!

“BOYA, SEN NELERE KADİRSİN!
          23 ARALIK 2010 – 21 OCAK 2011

Piramid Sanat, tual, boya ve figür ilişkisini farklı biçimlerde yorumlayan
3 sanatçı; Bahri Genç, Deniz Gökduman ve Safiye Mine’yi
“Boya Sen Nelere Kadirsin!” sergisi ile bir araya getiriyor.

Son yılların dikkat çeken figüratif ressamlarından Bahri Genç, artık birçok genç sanatçıyı da etkileyen bir çekim noktası. Realist figür resmine, çok farklı bir yönden özgür ve soyut fırça darbeleriyle yaklaşan Genç, bu çalışmalarıyla çok özgün bir tat yakalıyor. Boya hem soyut bir tual üzerindeki işlevini yerine getiriyor hem de yapıt uzaktan neredeyse yeni realizmle flört ediyor.

Deniz Gökduman’ın resimleri Bahri Genç’in yakın olduğu figüratif-portre temalarını çok daha pop bir üslupla yorumluyor. Bu çalışmalarda da realizm pop sanatın canlı renkleri ve düz boyasal alanları ile kırılıyor ve günümüzün dijital sanat olanakları ve photoshop programlarını andıran bir üslup seçiliyor.
Safiye Mine’nin boya ile ilişkisi ise daha soyut ve “bu dünyanın dışında” bir uzamı çağrıştırıyor. Birer hayalet olarak, bu ortamda varlığını sürdürürcesine figürler, bu sefer tam aksine varlık ve hiçlik arasında gidip geliyorlar. Burada boya, yalnız bir iletken değil, aynı zamanda konunun ta kendisi.

“Boya, Sen Nelere Kadirsin!” 23 Aralık-21 Ocak 2011 tarihleri arasında  Piramid Sanat’ta izlenebilecek.
Açılış Kokteyli           :  23 Aralık 2010, Perşembe
Saat                            : 18.00 – 21.00
Yer                             : Piramid Sanat

(Daha Fazla Bilgi İçin): Piramid Sanat
    Tuba Kurtulmuş
    Adres:  Feridiye Cad. 23-25, Taksim, 34437, İstanbul
    T: 0212 297 31 15-20-21     F: 0212 227 44 11    


"BOYA SEN NELERE KADİRSİN!" 23 Aralık 2010 - 21 Ocak 2011 Tarihleri Arasında Piramid Sanat'ta!!!

   Bahri Genç, Deniz Gökduman ve Safiye Mine
             yeni çalışmalarıyla Piramid Sanat’ta!

“BOYA, SEN NELERE KADİRSİN!
          23 ARALIK 2010 – 21 OCAK 2011

Piramid Sanat, tual, boya ve figür ilişkisini farklı biçimlerde yorumlayan
3 sanatçı; Bahri Genç, Deniz Gökduman ve Safiye Mine’yi
“Boya Sen Nelere Kadirsin!” sergisi ile bir araya getiriyor.

Son yılların dikkat çeken figüratif ressamlarından Bahri Genç, artık birçok genç sanatçıyı da etkileyen bir çekim noktası. Realist figür resmine, çok farklı bir yönden özgür ve soyut fırça darbeleriyle yaklaşan Genç, bu çalışmalarıyla çok özgün bir tat yakalıyor. Boya hem soyut bir tual üzerindeki işlevini yerine getiriyor hem de yapıt uzaktan neredeyse yeni realizmle flört ediyor.

Deniz Gökduman’ın resimleri Bahri Genç’in yakın olduğu figüratif-portre temalarını çok daha pop bir üslupla yorumluyor. Bu çalışmalarda da realizm pop sanatın canlı renkleri ve düz boyasal alanları ile kırılıyor ve günümüzün dijital sanat olanakları ve photoshop programlarını andıran bir üslup seçiliyor.
Safiye Mine’nin boya ile ilişkisi ise daha soyut ve “bu dünyanın dışında” bir uzamı çağrıştırıyor. Birer hayalet olarak, bu ortamda varlığını sürdürürcesine figürler, bu sefer tam aksine varlık ve hiçlik arasında gidip geliyorlar. Burada boya, yalnız bir iletken değil, aynı zamanda konunun ta kendisi.

“Boya, Sen Nelere Kadirsin!” 23 Aralık-21 Ocak 2011 tarihleri arasında  Piramid Sanat’ta izlenebilecek.
Açılış Kokteyli           :  23 Aralık 2010, Perşembe
Saat                            : 18.00 – 21.00
Yer                             : Piramid Sanat

(Daha Fazla Bilgi İçin): Piramid Sanat
    Tuba Kurtulmuş
    Adres:  Feridiye Cad. 23-25, Taksim, 34437, İstanbul
    T: 0212 297 31 15-20-21     F: 0212 227 44 11    


14 Aralık 2010 Salı

‘ÖZGÜRLÜK, SİL BAŞTAN’ SERGİSİ VE ŞARTNAMESİ MKM BEŞİKTAŞ ÇAĞDAŞ GALERİSİ’NDE UPSD GENÇ ETKİNLİK 5 ÖZGÜRLÜK, SİL BAŞTAN 12 - 30 NİSAN 2011..

‘ÖZGÜRLÜK, SİL BAŞTAN’ SERGİSİ VE ŞARTNAMESİ 
MKM BEŞİKTAŞ ÇAĞDAŞ GALERİSİ’NDE UPSD GENÇ ETKİNLİK 5 
ÖZGÜRLÜK, SİL BAŞTAN 12 - 30 NİSAN 2011

UPSD, 12 Nisan - 30 Nisan 2011 tarihleri arasında, MKM Beşiktaş Çağdaş salonunda "Özgürlük, Sil Baştan" adıyla "Genç Etkinlik 5" sergisini gerçekleştiriyoruz. Daha önce her gerçekleştirildiğinde Türk Çağdaş Sanat ortamına birçok kalıcı, yeni, başarılı genç sanatçının kazandırılmasında öncü bir rol oynamış olan Genç Etkinliğe, Türkiye'nin her yerinde sanat üniversiteleri ve okullarında okuyan veya geleneksel sanat eğitimi dışında başka yollardan sanata gelmiş, 35 yaşını aşmamış tüm katılımcılar başvurabilir. UPSD, bu çok önemli sergi için salonlarını Genç Çağdaş Türk Sanatı'na tahsis eden MKM'ye ve Beşiktaş Belediyesi'ne teşekkür eder.

ÖZGÜRLÜK, SİL BAŞTAN!
Bedri Baykam
Sanat tarihi, iniş çıkışlarla, etki tepkilerle, kural bozmalarla, avangard zelzele ve devrimlerle doludur. Kendi sanat alfabelerini oluşturan izlenimcilerde, noktacılarda, kübistlerde, soyut dışavurumcularda, pop sanatçılarda, yeni dışavurumcularda hep en yenilikçi, en özgün ruhla balta girmemiş bir ormana dalıp yol açtıklarına emin olarak sanat üretirler. Özgürlük, oynar gibi sanat yapmak, kaideleri tersyüz etmek, düzene dil çıkarmak, hep sanat ortamının yaramaz çocuklarının ana görevi olmuştur.
Özgürce sanat yapmanın ise, özgür kimlik arayışı kadar, "Zeitgeist" ve ülkenin yerel subjektif sosyo-politik şartlarına kadar varan bir dizi şartı var. Hedeflenen ve hatta kurgusu yapılabilen yeni düşünsel veya estetik dünyalara şehvetle saldırabilmek, umudun kaybedildiği, sanatın kendi dokularını yenileyebileceğine olan güvenin sarsıldığı anlarda spontan bir çıkış planı ateşleyebilmek, bu işin olmazsa olmazları.
Yeni dönemin göbekten bağlı iletişim dünyasında, dünya insanları kendi ortamlarında karanlığa da aydınlığa da beraber yürüyorlar. 1789 Fransız Devrimi'nin artçı şokları dünyaya bazen pek yakından bildiğimiz gibi, 130 yıl sonra yayılabilirken, ondan 200 yıl sonra yaşanan 1989 Berlin Duvarı'nın yıkılışı ve Sovyet Bloku'nun çöküşünü, dünya eşzamanlı olarak içine çektiyse de evdeki hesap çarşıya uymadı. 1990'lar beraber dünyaya daha fazla özgürlük değil, daha ağır şartlarda gelişen bir muhafazakarlık ve hatta bir gericilik yayıldı. Bunun sonucunda estetik ve etik/metafizik değerler arasındaki çelişkili gerilimler, toplumun kendi psikanalizini hatta günah çıkarmasını yapmak için artan bir kaygan zemin yaratmaya başladı.
Yeni iletişim çağı ve duvarların çöküşünden sonra özgürlük yerine daha fazla ırkçılık, daha yoğun savaş, faşizm, dincilik yüklemeleriyle karşılaşan 90'ların ve 2000'lerin şaşkın genci, her gün delik-deşik edilen kendi değerlerinin vahşi kapitalizme veya emperyalist tuzaklara satıldığının ne kadar farkında?
Ufka utanmadan bakmak, "Radikal" yalanların felcinden kurtulmak, o kurgulanmış parçalanmaya ve kendi değerlerine sırtını çevirmeye son vermek, ne kadar mümkün?
Siyasetten ve onun sanatsal izdüşümlerinden kaçmamak, tüm özgür inançların yerle bir edildiği bir tabula rasa'da, ayağa kalkıp yine kahkaha atarak hayata zar atabilmek için cesaretin reenkarnasyonunun gerçekleşmesi lazım. Günümüz aydını kendi değerleriyle barışık yaşayabilmek için yaşamından neleri feda etmeye hazır? Veya bunun da ötesinde kendini ne kadar ateşe atar? Temel soru bu...
Fransız anarşist şair ve efsanevi şarkıcı Leo Férré, en ünlü şarkılarından birinde "Aşka ve devrime provoke ediyorum" diyor. Gündüz Vassaf'ın "Cehenneme Övgü" den söz ettiği bir dünyada, savaşarak geçmiş bir askerlik sonrası, hücre hapis sonrası, sancılı bir boşanma sonrası, yaşamın vortex'ine susamışçasına saldıran bir özgürlük tutkunu, kendini bu uçsuz bucaksız, serüven dolu otoyollara atabilir mi? Bunun için belki polis tuzaklarını, alkol kontrollerini, trafik kördüğümlerini aşması ya da daha önemlisi, kendi zincirlerini kırması gerekecek.
Çevremizde, bir çok açıdan "her şey sanat" Bunun için, Joseph Beuys'un ekonomiye, sosyal hareketlere hatta tarıma bile sanat olarak bakan bakış açısından "Post-Duchamp krizi" çerçevesinde, eline geçirebildiği her nesneye ve bunların her dizilişine sanat olarak bakan mantığa kadar veya multi medyanın zapt edilmez pinpon topu kayışlarından, fotoğrafın bıkkınlık getiren aleladeliğine kadar, her şey mi sanat?
"Özgürlük, Sil Baştan" derken, sanat tarihi, sanatçının kendi dünyası, ülkenin siyasal şartları demokrasi mücadelesi hepsi sepete eşit olarak düşüyor. 2010 yılında yozlaşmaya, sahte değer enflasyonu körükleyerek spekülatif  yapay borsalar pompalayanlara, piyasa resmi yapıp kaçanlara, demokrasi kelimesinin büyüsünü kullanarak tüm seslerimizi susturanlara dur demek mümkün mü? "Bienal sanatı" şablonuna, "sanat gibi sanat" yapma kolaycılıklarına son verme vakti gelmedi mi?
Al eline süngeri, önce kendi kara tahtanı sil baştan. "Ne yapsam sanat diye sınıflandırılır?" diye düşünme, "Ne yaparsam çağdaş sanata benzer, ne yaparsam satar?" diye de düşünme! Kendin için sanat yap. İstersen yalnız kendi kendini tatmin et. Ama duvarların içinden, üstünden ya da yanından geç... İçgüdünü dinle. İddialıyı aramaktan korkma. "Ne derler" sorusu bizim dilimizde yok.
Bu arada söylemeye gerek bile yok. Tüm okuduklarınızı unutun. Bunu da, "Sil Baştan" yapın. Konumuz özgürlük, unutmayın.





Genç Etkinliğin Tanımı:
Amaç: Genç Türk sanatının 2010 – 2011 dönemecinde yurt çapında nabzını tutmak ve özgün genç sanatçıların ortaya çıkarılmasına yardımcı olmak, UPSD olarak onların profesyonel hayata daha sağlam adımlarla uyum sağlamalarına ve dahil olmalarına fırsat tanımak.
Çağdaş Türk sanatın son yıllarda gelişen çağdaş ve yenilikçi yüzünün genç sanatçılar aracılığıyla ülkeye ve dünyaya sunulmasına yardımcı olmak.
KONU: ÖZGÜRLÜK, SİL BAŞTAN
Eserlerin Teknik Özellikleri
Plastik Sanatlar  (Resim, Heykel, Seramik, Video, Enstalasyon, Fotoğraf, Performans ve bunların her türlü multimedia birleşimi ve sunumu)
Ebad: Serbest. UPSD, genç sanatçıları işlerin ölçüleri konusunda mantık ve mekanın genel ebatlarının elverdiği ölçüde serbest bırakıyor. Abartıp reddedilirseniz sizin probleminiz J
Son Başvuru Tarihi: 25/2/2011 
Başvurular:  Dernek adresine elden dosya ile bırakılabileceği gibi e-mail ile de istenilen belgeler iletilebilir.  E-Mail ile bilgilerini bize ulaştırmak isteyenler belirtilen mail adresine istenilen bilgileri iletebilirler.
UPSD Adres: Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği Maçka Demokrasi Parkı Sanatçı İşlikleri Şişli Evlendirme Dairesi yanı 
34367  Şişli /İstanbul 

JÜRİ: YÜRÜTME VE DANIŞMA KURULU
Proje Yürütme Kurulu:
Jüri Başkanı: Bedri Baykam
Yürütme Kurulu: UPSD Yönetim Kurulu; Safiye Mine Erdurak, Bahri Genç, Hülya Küpçüoğlu, Melik İskender, Berna Erkün, Murat Havan
Danışma Kurulu: Ümit Gezgin (Sanat Eleştirmeni), Burcu Pelvanoğlu (Eleştirmen AİCA Türkiye Başkanı), Nilgün Yüksel (Sanat Tarihçisi), Selçuk Kaltalioğlu (Beşiktaş Çağdaş Genel Sanat Yönetmeni)
KOORDİNASYON
UPSD Sekreterya                                            ve                      Piramid Sanat
Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği                              Feridiye Caddesi No:23-25
Maçka Demokrasi Parkı Sanatçı İşlikleri                          34437 Taksim /İstanbul
Şişli Evlendirme Dairesi yanı 
80220 Şişli /İstanbul 
Tel: 0212 247 62 83                                                      Tel: 0212 297 31 20

Daha önceki Genç Etkinliklerin jürisiz yapılmasına karşın Genç Etkinlik 5'in jürili yapılmasının nedeni, serginin kalitesini yüksek düzeyde tutmak ve MKM Beşiktaş Çağdaş salonunun geniş ama sonsuz olmayan sergileme alanının en optimum şekilde kullanılmasına olanak sağlamaktır.

ŞARTNAME
1-      Katılımcıların 35 yaş sınırını aşmamış olması yani serginin başladığı gün 37. Yaşlarından gün almamış olmaları gerekmektedir.
2-      Yapıtlar bireysel ya da grup çalışmaları şeklinde üretilebilir.
3-      Her aday ya da grup etkinliğe tek bir yapıtla katılabilir, bu yapıt diptik triptik ya da “küçük boy çok parçalı” olabilir. Sanatçı arzu ederse 3 farklı iş yollayıp seçimi jüriye de bırakabilir. (Bu yöntem seçilirse dosya veya iletide net olarak belirtilmelidir.)
4-      Birey veya grup katılımcılarının ‘etkinlik başvuru dosyası’ oluşturması ve UPSD merkezine elden veya e-mail aracılığıyla ulaştırması gerekmektedir.
5-      Son dosya teslim tarihi: 25 Şubat 2011 (Posta veya e-mail olarak)    
6-      Eserlerin sergi alanı olan MKM’ye ulaştırılmasında oluşabilecek bir gecikmeden veya nakliyat sırasında oluşabilecek tahribatlardan katılımcı sorumludur.
7-      Etkinlik Başvuru Dosyası veya e-mail içinde yer alması gerekenler aşağıda sunulmuştur.
-Etkinlik Katılım Formu
-Proje Sunum Dosyası
-Özgeçmiş
Bireysel katılımlarda; katılımcının eğitimi ve etkinliklerine dair özgeçmişi.
Grup katılımlarında katılımcıların her birinin ayrı ayrı özgeçmişlerinin yer alması.
Eğer grup olarak uzun zamandır çalışma yapılıyorsa, grubun çalışmaları ile ilgili özgeçmiş.

8-      Katalog için istenilen bilgiler formu ekte aşağıda sunulmuştur.
9-      ‘Katılım payı’ ödendiğine ilişkin belge; Sekretarya vb. giderleri için katılım payı       50 TL'dir. (Yalnız Elli Türk Lirası) Bunun karşılığı katılımcıya veya katılımcı gruba bir adet katalog verilecektir. Jüriden geçemeyen adayların katılım bedeli geri ödenmez.
10-  Ödeme (Bağış) 2 şekilde yapılabilir; (Kesinlikle Genç Etkinlik katılım Payı olduğu belirtilmelidir.)
-Demokrasi Parkındaki Dernek Merkezi'ne makbuz karşılığında elden ödenebilir.
-Türkiye İş Bankası Kabataş Şubesi 10240152862

(IBAN TR560006400000110240152862)  Numaralı hesaba yatırılabilir. Banka ve PTT dekontunun fotokopisi dosyaya konulmalıdır.
Diğer bir ödeme şekli için:
PTT ÇEK: 01603072 (Uluslararası Plastik sanatlar Derneği hesabı)
      11- Yukarıda belirtilen bilgiler eksiksiz olarak dosyada yer almalıdır. Aksi takdirde sunulan proje geçersiz sayılacaktır. Etkinlik başvuru dosyası geri verilmeyecektir.

     12- Projelerde mekâna ve zamana ilişkin uygulanabilirlik sorunu ile karşılaşıldığında   ‘Proje Yürütme Kurulu’ katılımcı veya grup ile görüşür. Sonuç alınamadığı takdirde katılımcı projesini geri çekmek durumunda kalır.
13-  MKM Sergi Salonuna getirilen yapıtlar UPSD’ye sunulan ‘Etkinlik Başvuru Dosyası’ndaki projelerle aynı olması gerekmektedir. Aksi takdirde projeler kabul edilmeyecektir.
14-  Yapıtların üretimi, nakliyesi ve sergilemeye hazır hale getirilmesi sanatçıya aittir. UPSD maddi katkı sağlamayacaktır.
15-  Katılımcıların yapıtlarını 07-09 Nisan 2011 tarihleri arasında 10.00 – 19.00 saatleri arası MKM Sergi Salonuna getirmesi gerekmektedir. Bu tarihten sonra gelecek eserler etkinlikte yer almayacaktır.  


PROJE DOSYASININ HAZIRLANIŞI
‘Proje Dosyası’nda yer alacak tüm bilgilerin bilgisayarda yazılması gerekmektedir. ‘Proje Dosyası’ hazırlanırken şayet e-mail kullanılmayacaksa, tüm bilgiler, çizimler, tasarımlar vs için A4 boyutu ve şeffaf dosya kullanılmalıdır.  E-mail ile gönderilecek olan proje dosyalarında da istenilen bilgiler eksiksiz olarak bulunmalıdır.
1-Ön Bilgi Bölümü:
a-      Katılımcının veya gurubun adı ve katılımcıların ad ve soyadları
b-      Yapıtın adı
c-      Yapıtın türü (örnek: performans)

2- Yapıtın içeriği hakkında düşünsel açıklamanın yer aldığı bölüm:
Etkinliğe katılacak yapıtın düşünsel bağlamının açıklandığı bir sayfayı geçmeyecek metin.
3-Yapıtın sunulduğu bölüm:
Yapıtın sunulması sırasında dikkat edilmesi gereken koşullar aşağıda her yapıt türü için ayrı ayrı belirtilmiştir. Katılımcının sadece yapıtını ürettiği alanla ilişkili bölümü okuması ve burada yazılı koşulların titizlikle uygulanması yeterlidir.
Not: Dosya şayet e-mail ortamı yerine somut dosya olarak sunulursa hazırlanırken dosyada yer alacak tüm materyallerin kopya olmasına dikkat edilmelidir.
A-    Resim, heykel, fotoğraf, seramik alanında üretilmiş yapıta ilişkin istenilen bilgiler;
1-Yapıtın görseli dosyada yer almalıdır.
2- Yapıtın görseli ile birlikte künyesi belirtilmelidir.  (sanatçı adı, soyadı, yapıtın adı, boyutları belirtilmeli, ayrıca yapıtın duruş yönü ‘üst’ ve ‘alt’ ibareleri yazılarak gösterilmelidir.)
3-Yapıtın türü, malzeme teknik bilgiler ve yapıtın yaklaşık ağırlığı belirtilmelidir.
4-Gerekli görüldüğü takdirde yapıta ilişkin teknik çizimler yapılmalıdır.
Not:3 ve 4 no'lu maddeleri bir sayfada belirtiniz.

B-    Enstalasyon alanında üretilmiş yapıta ilişkin istenilen bilgiler;
1- Kuşbakışı çizim: Tasarım, mekanla birlikte ölçekli bir şekilde kuşbakışı olarak çizilmeli. Tüm gerekli olan ölçülendirme üzerinde gösterilmeli.
2-Perspektif Çizim: Tasarım, perspektif çizimle kağıda aktarılmalı, bu üç boyutlu çizimin üzerine ölçülendirme yapılmalıdır.
3-Teknik özellikler: Hangi Malzemelerin kullanıldığı ile ilgili açıklama yapılmalıdır.
4-Yukarıdaki tüm çizimler için kullanılacak sayfaların her birinin köşesine sanatçı adı-soyadı ve yapıtın türü ve adı yazılmalıdır.
5-Yapıt adı ‘alt’ ‘üst’ ibareleri mutlaka yer almalıdır.

C-    VİDEO-ART alanında üretilmiş yapıta ilişkin istenilen bilgiler;
1-Yapıtın DVD formatında bir kopyası dosyada yer almalıdır.
2-Sanatçılar gösterdikleri videoların copyright haklarını hiçbir şekilde ihlal etmemesi konusunda tüm sorumluluk sanatçılarındır. UPSD veya MKM Beşiktaş Çağdaş bir sorumluluk taşımazlar.

D-    PERFORMANS alanında üretilmiş çalışmaya ilişkin istenilen bilgiler;
1-Etkinlikte yer alacak performansın uygulama metni.
2-Yapıtın süresi ve tekrarlama periyodu belirtilmelidir. Örnek bir gösteri tekrarlanacaksa, gün ve saatleri önceden belirtilmelidir.

 
KATILIM FORMU
Katılım Sıra No:
Disiplin Sıra no:

AD-SOYAD:

DOĞUM YERİ:
DOĞUM TARİHİ:
DİSİPLİN:
YAPITIN TÜRÜ:
YAPITIN ADI:
YAPITIN BOYUTU:
YAPITIN SÜRESİ:
TEKRARLAMA PERİYODU
TESLİM TARİHİ:
ADRES:

EV/ATÖLYE TEL:
CEP TEL/
E-MAİL:
Şartnameyi okudum ve koşulları kabul ediyorum.
İMZA:

UPSD ÜYESİYİM:

UPSD ÜYESİ DEĞİLİM:





KATALOG BİLGİ FORMU:
1-      Lütfen bu formu okunaklı bir biçimde doldurunuz. Bu bilgiler aynen katalogda yer alacaktır.
2-      Bu etkinlik için ürettiğiniz yapıtınızın görsel materyalini e-mail ya da CD ile ulaştırınız.
3-      Bu formu ve görseli CD ile iletiyorsanız CD’yi de şeffaf dosya içinde ‘Etkinlik Başvuru Klasörü’ içine koyunuz. Eğer yapıtınız etkinlik mekânında ve sürecinde oluşacak ise; Enstalasyon için: varsa fotoğrafını veya perspektif çizimini, performans için: uygulayacağınız performansın içeriğine ilişkin metin yer almalıdır.
4-      Görsel materyali eğer CD ile ulaştırdıysanız CD üzerinde mutlaka adınız-soyadınız ve yapıtın adı, yılı, malzemesi belirtilmelidir.
5-      Katalog ile ilgili bilgi ve dokümanlar hazırlanırken gerekli gördüğünüz noktalarda lütfen UPSD sekretaryasını arayarak ‘Genç Etkinlik Yayın Komisyonu’ ile irtibata geçiniz.

BİREYSEL KATILIMDA:                                        ETKİNLİKTE YER ALACAK YAPITA İLİŞKİN BİLGİ

Ad-Soyad:                                                                    Yapıtın Adı:
Doğum Tarihi:                                                              Disiplin:

Doğum Yeri:                                                                Yapıtın Türü (resim, performans…)
       Yapıtın Boyutları



GRUP KATILIMLARINDA                                        

Grup Adı:                                                                       Yapıtın Adı:
Grup Üyeleri:                                                                  Malzeme ve Teknik
Ad-soyad-doğum tarihi ve yeri                                        

EĞİTİM:
Mezun olduğunuz (veya halen okumakta olduğunuz) okulu bitiş tarihi ile yazınız. (grup çalışmalarında formun arka yüzünü kullanınız)


Etkinlikler, Sergiler, Çalışmalar (Kendi alanınızdan seçtiğiniz 5 adet serginizi tarih sıralamasına göre sondan başa doğru yazınız)

KİŞİSEL    Yıl     Sergi Adı                      Mekan     Şehir






KARMA    Yıl    Sergi Adı                        Mekan      Şehir   

‘ÖZGÜRLÜK, SİL BAŞTAN’ SERGİSİ VE ŞARTNAMESİ MKM BEŞİKTAŞ ÇAĞDAŞ GALERİSİ’NDE UPSD GENÇ ETKİNLİK 5 ÖZGÜRLÜK, SİL BAŞTAN 12 - 30 NİSAN 2011..

‘ÖZGÜRLÜK, SİL BAŞTAN’ SERGİSİ VE ŞARTNAMESİ 
MKM BEŞİKTAŞ ÇAĞDAŞ GALERİSİ’NDE UPSD GENÇ ETKİNLİK 5 
ÖZGÜRLÜK, SİL BAŞTAN 12 - 30 NİSAN 2011

UPSD, 12 Nisan - 30 Nisan 2011 tarihleri arasında, MKM Beşiktaş Çağdaş salonunda "Özgürlük, Sil Baştan" adıyla "Genç Etkinlik 5" sergisini gerçekleştiriyoruz. Daha önce her gerçekleştirildiğinde Türk Çağdaş Sanat ortamına birçok kalıcı, yeni, başarılı genç sanatçının kazandırılmasında öncü bir rol oynamış olan Genç Etkinliğe, Türkiye'nin her yerinde sanat üniversiteleri ve okullarında okuyan veya geleneksel sanat eğitimi dışında başka yollardan sanata gelmiş, 35 yaşını aşmamış tüm katılımcılar başvurabilir. UPSD, bu çok önemli sergi için salonlarını Genç Çağdaş Türk Sanatı'na tahsis eden MKM'ye ve Beşiktaş Belediyesi'ne teşekkür eder.

ÖZGÜRLÜK, SİL BAŞTAN!
Bedri Baykam
Sanat tarihi, iniş çıkışlarla, etki tepkilerle, kural bozmalarla, avangard zelzele ve devrimlerle doludur. Kendi sanat alfabelerini oluşturan izlenimcilerde, noktacılarda, kübistlerde, soyut dışavurumcularda, pop sanatçılarda, yeni dışavurumcularda hep en yenilikçi, en özgün ruhla balta girmemiş bir ormana dalıp yol açtıklarına emin olarak sanat üretirler. Özgürlük, oynar gibi sanat yapmak, kaideleri tersyüz etmek, düzene dil çıkarmak, hep sanat ortamının yaramaz çocuklarının ana görevi olmuştur.
Özgürce sanat yapmanın ise, özgür kimlik arayışı kadar, "Zeitgeist" ve ülkenin yerel subjektif sosyo-politik şartlarına kadar varan bir dizi şartı var. Hedeflenen ve hatta kurgusu yapılabilen yeni düşünsel veya estetik dünyalara şehvetle saldırabilmek, umudun kaybedildiği, sanatın kendi dokularını yenileyebileceğine olan güvenin sarsıldığı anlarda spontan bir çıkış planı ateşleyebilmek, bu işin olmazsa olmazları.
Yeni dönemin göbekten bağlı iletişim dünyasında, dünya insanları kendi ortamlarında karanlığa da aydınlığa da beraber yürüyorlar. 1789 Fransız Devrimi'nin artçı şokları dünyaya bazen pek yakından bildiğimiz gibi, 130 yıl sonra yayılabilirken, ondan 200 yıl sonra yaşanan 1989 Berlin Duvarı'nın yıkılışı ve Sovyet Bloku'nun çöküşünü, dünya eşzamanlı olarak içine çektiyse de evdeki hesap çarşıya uymadı. 1990'lar beraber dünyaya daha fazla özgürlük değil, daha ağır şartlarda gelişen bir muhafazakarlık ve hatta bir gericilik yayıldı. Bunun sonucunda estetik ve etik/metafizik değerler arasındaki çelişkili gerilimler, toplumun kendi psikanalizini hatta günah çıkarmasını yapmak için artan bir kaygan zemin yaratmaya başladı.
Yeni iletişim çağı ve duvarların çöküşünden sonra özgürlük yerine daha fazla ırkçılık, daha yoğun savaş, faşizm, dincilik yüklemeleriyle karşılaşan 90'ların ve 2000'lerin şaşkın genci, her gün delik-deşik edilen kendi değerlerinin vahşi kapitalizme veya emperyalist tuzaklara satıldığının ne kadar farkında?
Ufka utanmadan bakmak, "Radikal" yalanların felcinden kurtulmak, o kurgulanmış parçalanmaya ve kendi değerlerine sırtını çevirmeye son vermek, ne kadar mümkün?
Siyasetten ve onun sanatsal izdüşümlerinden kaçmamak, tüm özgür inançların yerle bir edildiği bir tabula rasa'da, ayağa kalkıp yine kahkaha atarak hayata zar atabilmek için cesaretin reenkarnasyonunun gerçekleşmesi lazım. Günümüz aydını kendi değerleriyle barışık yaşayabilmek için yaşamından neleri feda etmeye hazır? Veya bunun da ötesinde kendini ne kadar ateşe atar? Temel soru bu...
Fransız anarşist şair ve efsanevi şarkıcı Leo Férré, en ünlü şarkılarından birinde "Aşka ve devrime provoke ediyorum" diyor. Gündüz Vassaf'ın "Cehenneme Övgü" den söz ettiği bir dünyada, savaşarak geçmiş bir askerlik sonrası, hücre hapis sonrası, sancılı bir boşanma sonrası, yaşamın vortex'ine susamışçasına saldıran bir özgürlük tutkunu, kendini bu uçsuz bucaksız, serüven dolu otoyollara atabilir mi? Bunun için belki polis tuzaklarını, alkol kontrollerini, trafik kördüğümlerini aşması ya da daha önemlisi, kendi zincirlerini kırması gerekecek.
Çevremizde, bir çok açıdan "her şey sanat" Bunun için, Joseph Beuys'un ekonomiye, sosyal hareketlere hatta tarıma bile sanat olarak bakan bakış açısından "Post-Duchamp krizi" çerçevesinde, eline geçirebildiği her nesneye ve bunların her dizilişine sanat olarak bakan mantığa kadar veya multi medyanın zapt edilmez pinpon topu kayışlarından, fotoğrafın bıkkınlık getiren aleladeliğine kadar, her şey mi sanat?
"Özgürlük, Sil Baştan" derken, sanat tarihi, sanatçının kendi dünyası, ülkenin siyasal şartları demokrasi mücadelesi hepsi sepete eşit olarak düşüyor. 2010 yılında yozlaşmaya, sahte değer enflasyonu körükleyerek spekülatif  yapay borsalar pompalayanlara, piyasa resmi yapıp kaçanlara, demokrasi kelimesinin büyüsünü kullanarak tüm seslerimizi susturanlara dur demek mümkün mü? "Bienal sanatı" şablonuna, "sanat gibi sanat" yapma kolaycılıklarına son verme vakti gelmedi mi?
Al eline süngeri, önce kendi kara tahtanı sil baştan. "Ne yapsam sanat diye sınıflandırılır?" diye düşünme, "Ne yaparsam çağdaş sanata benzer, ne yaparsam satar?" diye de düşünme! Kendin için sanat yap. İstersen yalnız kendi kendini tatmin et. Ama duvarların içinden, üstünden ya da yanından geç... İçgüdünü dinle. İddialıyı aramaktan korkma. "Ne derler" sorusu bizim dilimizde yok.
Bu arada söylemeye gerek bile yok. Tüm okuduklarınızı unutun. Bunu da, "Sil Baştan" yapın. Konumuz özgürlük, unutmayın.





Genç Etkinliğin Tanımı:
Amaç: Genç Türk sanatının 2010 – 2011 dönemecinde yurt çapında nabzını tutmak ve özgün genç sanatçıların ortaya çıkarılmasına yardımcı olmak, UPSD olarak onların profesyonel hayata daha sağlam adımlarla uyum sağlamalarına ve dahil olmalarına fırsat tanımak.
Çağdaş Türk sanatın son yıllarda gelişen çağdaş ve yenilikçi yüzünün genç sanatçılar aracılığıyla ülkeye ve dünyaya sunulmasına yardımcı olmak.
KONU: ÖZGÜRLÜK, SİL BAŞTAN
Eserlerin Teknik Özellikleri
Plastik Sanatlar  (Resim, Heykel, Seramik, Video, Enstalasyon, Fotoğraf, Performans ve bunların her türlü multimedia birleşimi ve sunumu)
Ebad: Serbest. UPSD, genç sanatçıları işlerin ölçüleri konusunda mantık ve mekanın genel ebatlarının elverdiği ölçüde serbest bırakıyor. Abartıp reddedilirseniz sizin probleminiz J
Son Başvuru Tarihi: 25/2/2011 
Başvurular:  Dernek adresine elden dosya ile bırakılabileceği gibi e-mail ile de istenilen belgeler iletilebilir.  E-Mail ile bilgilerini bize ulaştırmak isteyenler belirtilen mail adresine istenilen bilgileri iletebilirler.
UPSD Adres: Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği Maçka Demokrasi Parkı Sanatçı İşlikleri Şişli Evlendirme Dairesi yanı 
34367  Şişli /İstanbul 

JÜRİ: YÜRÜTME VE DANIŞMA KURULU
Proje Yürütme Kurulu:
Jüri Başkanı: Bedri Baykam
Yürütme Kurulu: UPSD Yönetim Kurulu; Safiye Mine Erdurak, Bahri Genç, Hülya Küpçüoğlu, Melik İskender, Berna Erkün, Murat Havan
Danışma Kurulu: Ümit Gezgin (Sanat Eleştirmeni), Burcu Pelvanoğlu (Eleştirmen AİCA Türkiye Başkanı), Nilgün Yüksel (Sanat Tarihçisi), Selçuk Kaltalioğlu (Beşiktaş Çağdaş Genel Sanat Yönetmeni)
KOORDİNASYON
UPSD Sekreterya                                            ve                      Piramid Sanat
Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği                              Feridiye Caddesi No:23-25
Maçka Demokrasi Parkı Sanatçı İşlikleri                          34437 Taksim /İstanbul
Şişli Evlendirme Dairesi yanı 
80220 Şişli /İstanbul 
Tel: 0212 247 62 83                                                      Tel: 0212 297 31 20

Daha önceki Genç Etkinliklerin jürisiz yapılmasına karşın Genç Etkinlik 5'in jürili yapılmasının nedeni, serginin kalitesini yüksek düzeyde tutmak ve MKM Beşiktaş Çağdaş salonunun geniş ama sonsuz olmayan sergileme alanının en optimum şekilde kullanılmasına olanak sağlamaktır.

ŞARTNAME
1-      Katılımcıların 35 yaş sınırını aşmamış olması yani serginin başladığı gün 37. Yaşlarından gün almamış olmaları gerekmektedir.
2-      Yapıtlar bireysel ya da grup çalışmaları şeklinde üretilebilir.
3-      Her aday ya da grup etkinliğe tek bir yapıtla katılabilir, bu yapıt diptik triptik ya da “küçük boy çok parçalı” olabilir. Sanatçı arzu ederse 3 farklı iş yollayıp seçimi jüriye de bırakabilir. (Bu yöntem seçilirse dosya veya iletide net olarak belirtilmelidir.)
4-      Birey veya grup katılımcılarının ‘etkinlik başvuru dosyası’ oluşturması ve UPSD merkezine elden veya e-mail aracılığıyla ulaştırması gerekmektedir.
5-      Son dosya teslim tarihi: 25 Şubat 2011 (Posta veya e-mail olarak)    
6-      Eserlerin sergi alanı olan MKM’ye ulaştırılmasında oluşabilecek bir gecikmeden veya nakliyat sırasında oluşabilecek tahribatlardan katılımcı sorumludur.
7-      Etkinlik Başvuru Dosyası veya e-mail içinde yer alması gerekenler aşağıda sunulmuştur.
-Etkinlik Katılım Formu
-Proje Sunum Dosyası
-Özgeçmiş
Bireysel katılımlarda; katılımcının eğitimi ve etkinliklerine dair özgeçmişi.
Grup katılımlarında katılımcıların her birinin ayrı ayrı özgeçmişlerinin yer alması.
Eğer grup olarak uzun zamandır çalışma yapılıyorsa, grubun çalışmaları ile ilgili özgeçmiş.

8-      Katalog için istenilen bilgiler formu ekte aşağıda sunulmuştur.
9-      ‘Katılım payı’ ödendiğine ilişkin belge; Sekretarya vb. giderleri için katılım payı       50 TL'dir. (Yalnız Elli Türk Lirası) Bunun karşılığı katılımcıya veya katılımcı gruba bir adet katalog verilecektir. Jüriden geçemeyen adayların katılım bedeli geri ödenmez.
10-  Ödeme (Bağış) 2 şekilde yapılabilir; (Kesinlikle Genç Etkinlik katılım Payı olduğu belirtilmelidir.)
-Demokrasi Parkındaki Dernek Merkezi'ne makbuz karşılığında elden ödenebilir.
-Türkiye İş Bankası Kabataş Şubesi 10240152862

(IBAN TR560006400000110240152862)  Numaralı hesaba yatırılabilir. Banka ve PTT dekontunun fotokopisi dosyaya konulmalıdır.
Diğer bir ödeme şekli için:
PTT ÇEK: 01603072 (Uluslararası Plastik sanatlar Derneği hesabı)
      11- Yukarıda belirtilen bilgiler eksiksiz olarak dosyada yer almalıdır. Aksi takdirde sunulan proje geçersiz sayılacaktır. Etkinlik başvuru dosyası geri verilmeyecektir.

     12- Projelerde mekâna ve zamana ilişkin uygulanabilirlik sorunu ile karşılaşıldığında   ‘Proje Yürütme Kurulu’ katılımcı veya grup ile görüşür. Sonuç alınamadığı takdirde katılımcı projesini geri çekmek durumunda kalır.
13-  MKM Sergi Salonuna getirilen yapıtlar UPSD’ye sunulan ‘Etkinlik Başvuru Dosyası’ndaki projelerle aynı olması gerekmektedir. Aksi takdirde projeler kabul edilmeyecektir.
14-  Yapıtların üretimi, nakliyesi ve sergilemeye hazır hale getirilmesi sanatçıya aittir. UPSD maddi katkı sağlamayacaktır.
15-  Katılımcıların yapıtlarını 07-09 Nisan 2011 tarihleri arasında 10.00 – 19.00 saatleri arası MKM Sergi Salonuna getirmesi gerekmektedir. Bu tarihten sonra gelecek eserler etkinlikte yer almayacaktır.  


PROJE DOSYASININ HAZIRLANIŞI
‘Proje Dosyası’nda yer alacak tüm bilgilerin bilgisayarda yazılması gerekmektedir. ‘Proje Dosyası’ hazırlanırken şayet e-mail kullanılmayacaksa, tüm bilgiler, çizimler, tasarımlar vs için A4 boyutu ve şeffaf dosya kullanılmalıdır.  E-mail ile gönderilecek olan proje dosyalarında da istenilen bilgiler eksiksiz olarak bulunmalıdır.
1-Ön Bilgi Bölümü:
a-      Katılımcının veya gurubun adı ve katılımcıların ad ve soyadları
b-      Yapıtın adı
c-      Yapıtın türü (örnek: performans)

2- Yapıtın içeriği hakkında düşünsel açıklamanın yer aldığı bölüm:
Etkinliğe katılacak yapıtın düşünsel bağlamının açıklandığı bir sayfayı geçmeyecek metin.
3-Yapıtın sunulduğu bölüm:
Yapıtın sunulması sırasında dikkat edilmesi gereken koşullar aşağıda her yapıt türü için ayrı ayrı belirtilmiştir. Katılımcının sadece yapıtını ürettiği alanla ilişkili bölümü okuması ve burada yazılı koşulların titizlikle uygulanması yeterlidir.
Not: Dosya şayet e-mail ortamı yerine somut dosya olarak sunulursa hazırlanırken dosyada yer alacak tüm materyallerin kopya olmasına dikkat edilmelidir.
A-    Resim, heykel, fotoğraf, seramik alanında üretilmiş yapıta ilişkin istenilen bilgiler;
1-Yapıtın görseli dosyada yer almalıdır.
2- Yapıtın görseli ile birlikte künyesi belirtilmelidir.  (sanatçı adı, soyadı, yapıtın adı, boyutları belirtilmeli, ayrıca yapıtın duruş yönü ‘üst’ ve ‘alt’ ibareleri yazılarak gösterilmelidir.)
3-Yapıtın türü, malzeme teknik bilgiler ve yapıtın yaklaşık ağırlığı belirtilmelidir.
4-Gerekli görüldüğü takdirde yapıta ilişkin teknik çizimler yapılmalıdır.
Not:3 ve 4 no'lu maddeleri bir sayfada belirtiniz.

B-    Enstalasyon alanında üretilmiş yapıta ilişkin istenilen bilgiler;
1- Kuşbakışı çizim: Tasarım, mekanla birlikte ölçekli bir şekilde kuşbakışı olarak çizilmeli. Tüm gerekli olan ölçülendirme üzerinde gösterilmeli.
2-Perspektif Çizim: Tasarım, perspektif çizimle kağıda aktarılmalı, bu üç boyutlu çizimin üzerine ölçülendirme yapılmalıdır.
3-Teknik özellikler: Hangi Malzemelerin kullanıldığı ile ilgili açıklama yapılmalıdır.
4-Yukarıdaki tüm çizimler için kullanılacak sayfaların her birinin köşesine sanatçı adı-soyadı ve yapıtın türü ve adı yazılmalıdır.
5-Yapıt adı ‘alt’ ‘üst’ ibareleri mutlaka yer almalıdır.

C-    VİDEO-ART alanında üretilmiş yapıta ilişkin istenilen bilgiler;
1-Yapıtın DVD formatında bir kopyası dosyada yer almalıdır.
2-Sanatçılar gösterdikleri videoların copyright haklarını hiçbir şekilde ihlal etmemesi konusunda tüm sorumluluk sanatçılarındır. UPSD veya MKM Beşiktaş Çağdaş bir sorumluluk taşımazlar.

D-    PERFORMANS alanında üretilmiş çalışmaya ilişkin istenilen bilgiler;
1-Etkinlikte yer alacak performansın uygulama metni.
2-Yapıtın süresi ve tekrarlama periyodu belirtilmelidir. Örnek bir gösteri tekrarlanacaksa, gün ve saatleri önceden belirtilmelidir.

 
KATILIM FORMU
Katılım Sıra No:
Disiplin Sıra no:

AD-SOYAD:

DOĞUM YERİ:
DOĞUM TARİHİ:
DİSİPLİN:
YAPITIN TÜRÜ:
YAPITIN ADI:
YAPITIN BOYUTU:
YAPITIN SÜRESİ:
TEKRARLAMA PERİYODU
TESLİM TARİHİ:
ADRES:

EV/ATÖLYE TEL:
CEP TEL/
E-MAİL:
Şartnameyi okudum ve koşulları kabul ediyorum.
İMZA:

UPSD ÜYESİYİM:

UPSD ÜYESİ DEĞİLİM:





KATALOG BİLGİ FORMU:
1-      Lütfen bu formu okunaklı bir biçimde doldurunuz. Bu bilgiler aynen katalogda yer alacaktır.
2-      Bu etkinlik için ürettiğiniz yapıtınızın görsel materyalini e-mail ya da CD ile ulaştırınız.
3-      Bu formu ve görseli CD ile iletiyorsanız CD’yi de şeffaf dosya içinde ‘Etkinlik Başvuru Klasörü’ içine koyunuz. Eğer yapıtınız etkinlik mekânında ve sürecinde oluşacak ise; Enstalasyon için: varsa fotoğrafını veya perspektif çizimini, performans için: uygulayacağınız performansın içeriğine ilişkin metin yer almalıdır.
4-      Görsel materyali eğer CD ile ulaştırdıysanız CD üzerinde mutlaka adınız-soyadınız ve yapıtın adı, yılı, malzemesi belirtilmelidir.
5-      Katalog ile ilgili bilgi ve dokümanlar hazırlanırken gerekli gördüğünüz noktalarda lütfen UPSD sekretaryasını arayarak ‘Genç Etkinlik Yayın Komisyonu’ ile irtibata geçiniz.

BİREYSEL KATILIMDA:                                        ETKİNLİKTE YER ALACAK YAPITA İLİŞKİN BİLGİ

Ad-Soyad:                                                                    Yapıtın Adı:
Doğum Tarihi:                                                              Disiplin:

Doğum Yeri:                                                                Yapıtın Türü (resim, performans…)
       Yapıtın Boyutları



GRUP KATILIMLARINDA                                        

Grup Adı:                                                                       Yapıtın Adı:
Grup Üyeleri:                                                                  Malzeme ve Teknik
Ad-soyad-doğum tarihi ve yeri                                        

EĞİTİM:
Mezun olduğunuz (veya halen okumakta olduğunuz) okulu bitiş tarihi ile yazınız. (grup çalışmalarında formun arka yüzünü kullanınız)


Etkinlikler, Sergiler, Çalışmalar (Kendi alanınızdan seçtiğiniz 5 adet serginizi tarih sıralamasına göre sondan başa doğru yazınız)

KİŞİSEL    Yıl     Sergi Adı                      Mekan     Şehir






KARMA    Yıl    Sergi Adı                        Mekan      Şehir